2010’DAN NE BEKLİYORUZ?

Sancılı geçen 2009 yılını geride bıraktık. Her gelen yeni bir yıl, yeni bir başlangıç, yeni bir umut demektir.

Millet olarak her zaman, en zorlu koşullarda bile ümidini kaybetmeyen, her an diri tutan bir toplumuz. Bunda yüce dinimizin dinamik yapısı büyük rol oynar. Biz deriz ki; “Allah’tan umut kesilmez”

Evet.. hepimizin bildiği gibi küresel ekonomik kriz ülke olarak, ülkemizi ve bizleri de etkiledi kuşkusuz. Kimi başka ülkelerde krizin getirdiği sosyal sorunları biz yaşamıyoruz. Yaşamadık. Bunun sebebi ise “hayır yapma yarışı” olarak görüyoruz. Ülkemizde faaliyet gösteren vakıflar ve diğer sosyal kuruluşlar, şehir ve köylerde ki maddi durumu iyi olmayan vatandaşlarımıza ulaşmaktadır. Buna ilave olarak Devletimizin son yıllarda toplumsal sorunları önleme adına ortaya koyduğu ve Sosyal Dayanışma Fonu, Sosyal Riski Azaltma Projesi, Mikro Kredi gibi çeşitli isimler altında karşılıksız yardım, kredi v.s. vererek bu sorunun üstesinden gelinmeye çalışılmaktadır.

Velhasıl 2009 yılı Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de zorlu bir yıl olmuştur.

2009 yılının siyasal ve sosyal olaylarına baktığımızda da bir çok konuda ciddi adımlar atılmıştır.

Ülkemizde kangren haline gelen bölücü terörü sona erdirmek adına ortaya kanulan “Demokratik Açılım” sadece bir etnik gruba değil bütün milletin daha özgür bir ülkede yaşaması adına ciddi çalışmaları da beraberinde getireceğini umut ediyoruz.

Her ne kadar bu güne kadar belli bir mesafe alınmamış olsa bile, artık ok yaydan çıkmıştır.

Ülkemizde hala darbe özlemi içinde olan, darbelerden medet uman, toplumun sosyal ve siyasal yaşamını belli kalıplar içinde tutma anlayışı içinde olanlara inat, toplum daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi talebi, ülkemizin geleceğinin şekillenmesinde bu güne kadar var olan anlayış ve baskıların azalmasına hatta yok olmasına sebep vereceğini düşünüyorum.

Militer bir anlayış artık dünyanın belli başlı birkaç ülkesi dışında hiçbir yerde varlık gösteremez olmuştur. Bir çok iletişim kanallarının oluşması Dünyada sınırları adeta sanal bir hale dönüştürmüş, Dünya artık büyük bir köy haline gelmiştir.

Bu denli hızlı bir açılım ve anlayışın hakim olmaya başladığı Dünya’da doğal olarak Türkiye’de bu yeni varoluş kavgasının belli bir yerinde yer alma zorunluluğu oluşmuştur. Buna bir önemli sebepte Türkiye’nin coğrafi konumu ve bu bölgede çok büyük bir imparatorluk kuran bu milletin tarihi sorumluluğu da bunu mecbur kılmaktadır.

Mevcut Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun komşularımızla 0 sorun politikası ve bu politikanın getirdiği başarı diğer ülkeler tarafından neredeyse kıskanılacak bir duruma getirmiştir.

Türkiye artık kendi iç sorunlarıyla uğraşan bir ülke olmaktan çıkaran Dünya’da karar alıcı, bölgesel olduğu kadar genel olarak ağırlığı olan, yaptırım gücü olan bir ülke haline gelmiştir.

Yani 2009 yılında ekonomik olarak global krizden payımızı alırken Ülke olarak belli bir yere gelmemizde de büyük rol oynamış bir yıl olarak tarihte yerini alacaktır.

Türkiye olarak 2010 yılına devam eden Demokratik Açılım süreci ile giriyoruz. Bu süreç ile ilgili kimi siyasi parti genel başkanlarının söyledikleri sözlerin çok ağır ve haksız olduğunu düşünüyorum.

25 yıldır var olan bir terör olayının bitirilmesi için ortaya konulan projenin eksik yanları olabilir, üslup yanlışlıkları olabilir. Ancak ihanet, hıyanet gibi bir tanımlama haddi aşmıştır.

Kim ister bu ülkede “bir canın yok olmasını?”

Kim ister bu ülkede sürekli kan ve göz yaşının akmasını?

Buna çanak tutan, bunu savunan insan ve topluluklar var ise bunlar ya bu terörün ekonomik rantını ya da siyasi rantını yiyorlar demektir.

Terör üzerinden siyasi ikbal bekleyen, her şehid cenazesini kendilerine oy olarak bakan siyasi anlayışlar geleceğin Türkiye’sinde sadece birer tabela partisi olmaktan öteye gidemeyeceklerdir.

Bu yazdıklarımdan rahatsız olacaklar bulunacaktır. Aklı selim, meseleye tek bir taraftan değil de çoğulcu yaklaşım, dünyada yaşanan değişimler açısından baktıklarında ortak bir akılda buluşacağımızı sanıyorum.

Hani bir söz var ya; “Allah’tan umut kesilmez!”

2010 yılında ülkemizde ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda ciddi gelişmelerin olacağını ve daha özgür bir Türkiye kurulması yolunda 2010 yılının bir dönüm noktası olacağını görüyorum.

Bu duygu ve düşünceler içinde 2010 yılının ülkemizde huzur ve barış yılı olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi