‘2050’ye Doğru Nüfusbilim Ve Yönetim’ Projesi Ankara’da Tanıtıldı

- TÜSİAD ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu işbirliğiyle yürütülen ‘2050’ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim’ projesi kapsamındaki 3 rapor Başkent Ankara’da görücüye çıktı.

TÜSİAD ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) işbirliğiyle yürütülen ‘2050’ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim’ projesi kapsamında ‘İşgücü Piyasasına Bakış’, ‘Sosyal Güvenlik Sistemine Bakış’ ve ‘Sağlık Sistemine Bakış’ raporları Ankara’da kamuoyuna sunuldu. Proje kapsamında ele alınan 3 raporun Hilton Otel’deki tanıtım programına, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, UNFPA Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huque ve raporun sunumunu gerçekleştirecek akademisyenler katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Boyner, demografik değişimin işgücü, sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerine etkilerini, yazarlar ve konuşmacıların katkılarıyla ele alacaklarını belirterek, demografik fırsat penceresinden yararlanma yolunda, “istihdam yaratma” ve “istihdam edilebilirlik” kavramlarının temel bir mücadele alanı olduğunu ifade etti.

Hedeflere ulaşmak için makroekonomik istikrarın sağlandığı kuvvetli bir ekonomik büyümenin gerekli olduğunu dile getiren Boyner, kuvvetli ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin temelinde ise üretkenlik artışı ve yatırımların yer aldığını vurgulayarak, “Üretkenlik artışı hedefliyorsak nitelikli bir eğitimle işgücü piyasasında vasıf uyumunun sağlanması şart. İstihdam artışı için de işgücü piyasasında istihdam dostu düzenlemeleri gerçekleştirmek gerekiyor” dedi.

Bugüne kadar emeklilik yaşı, prime esas kazançlar, aylıkların hesaplanması gibi temel parametrelerle ilgili reformların yapıldığını kaydeden Boyner, ancak ileride doğacak finansman açıklarını kabul edilebilir seviyede tutmak için, bunların dışında ek politikaların tasarlanmasının gerekli olduğunu söyledi. Prim gelirlerinin, işgücüne katılım oranının yüzde 50 civarında kalması ve kayıt dışılığın yaygın olması yüzünden sınırlandığını belirten Boyner, “Bir yandan kadınların çok düşük olan işgücüne katılım oranının yükseltilmesi, diğer yandan kayıt dışı ile mücadelede ilerleme kaydedilmesi, prim gelirlerini artırmanın yanında ekonomik ve sosyal gelişmişlik yolunda önemli kazanımları beraberinde getirecektir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE, DEMOGRAFİK DEĞİŞİMLERİN SUNDUĞU FIRSATLARDAN YARARLANABİLECEK Mİ?”

Nüfustaki gelişmelerden etkilenecek bir diğer alanın ise sağlık sistemi olduğunu dile getiren Boyner, “2050 yılında ülkemizde 65 ve üstü yaş nüfusun payının yüzde 17’ye, sayıca yaklaşık 17 milyona yükselmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler’e göre, toplam nüfusunun yüzde 15’i yaşlı olan ülkeler, yaşlı nüfus olarak adlandırılıyor. Türkiye 2040’dan sonra bu kategoriye girecek gibi görünüyor. Sağlık sistemimizin, yaşlanan nüfus ve bunun getireceği sonuçlarla baş etmesi gerekecek” diye konuştu.

“Türkiye, demografik değişimlerin sunduğu fırsatlardan yararlanabilecek ve 21. yüzyılda her bakımdan gelişmiş bir ülke konumuna ulaşabilecek mi?” sorusunu yönelten Boyner, “Biz, ülkemizin demografik fırsat penceresinden yararlanmak için gerekli potansiyele sahip olduğuna ve 2050 yılı Türkiye’sinin ekonomik, demokratik ve sosyal gelişmişlik düzeyinin yüksek olabileceğine inanıyoruz. Ancak bunu gerçekleştirebilmek için nüfusbilim göstergelerinin hükümetlerin, siyasi partilerin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının gündeminin en üst noktasında olması gerekiyor. Unutmamamız gereken en önemli gerçek de şu, insana yatırım yapmayan bir ülkenin ekonomisi sayısal olarak ne kadar büyürse büyüsün, birinci ligde gelişmiş bir ülke olmasına imkan yoktur” açıklamasında bulundu.

2050’ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim projesinde, ‘İşgücü Piyasasına Bakış’ raporu Prof. Dr. Aysıt Tansel tarafından, ‘Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış’ raporu Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Alper, Ege Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Çağaçan Değer ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serdar Sayan tarafından kaleme alınırken, ‘Sağlık Sistemine Bakış’ raporu ise Prof. Dr. Ayşe Akın ve Prof. Dr. Korkut Ersoy tarafından hazırlandı.