800 Lira Büyük Para!

 

800 liranın büyük para olduğunu bugün öğrenmedik, çooook eskilerden beri biliyorduk ya dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bir kez daha hatırlattı. Bakan Çelik, Habertürk’te yayınlanan Balçiçek İlter’in Söz Sende programına katılarak, aldı sazı eline ve başladı tıngırdatmaya…

800 lira büyük bir para” dedi…

Bir aile bu parayla geçinir…” dedi…

Daha çok şey söyledi sazın tellerine vurarak…

Elbette geçinir…

Geçiniyor da…

Ama nasıl?

Nasılsa nasıl, çok da umurumuzda mı?

Bakan Çelik’e bir kez daha teşekkür ediyorum.

Eğer 800 liranın büyük para olduğunu hatırlatmasaydı, bilmeyecektik.

Üzülecektik, milyonlarca asgari ücretliye.

Hatta bir asgari ücreti ikiye bölen işletmelerin nasıl da iyi bir şey yaptığının farkına varmayacaktık. Büyük parayı, “normal para” yapmak az şey değil.

Alıştırmayacaksın milleti.

Ne o, birkaç bin lira maaş mı olur?

Harca harca bitmez.

Sağa sola mı savuracaksın, kötü yola mı düşeceksin, har vurup harman mı savuracaksın, eğlenceden eğlenceye mi koşacaksın, ne yapacaksın?

800 lira zaten büyük para, öyle diyor sayın bakan.

Koskoca bakan.

Yalan söyleyecek değil ya.

Devletin bakanı, hesabı kitabı bilen demektir.

Alır eline hesap makinasını, ekmeğin fiyatını yazar, altına ayda 250 gram eti dâhil eder, ay boyunca yetecek bir dilim peyniri, beş on adet zeytini katar, öğle ve akşam yemekleri için kuru ekmeği hesapladı mı, al sana bir aylık geçim endeksi.

800 lira çok bile…

Çocuğun okula giderken harçlık istemeyiversin…

On yılda bir bluz alınsın…

Pantolonun yırtılan yerlerine süslü yama yapılsın.

Doktora gitmeyiver ne olacak, hastane katılım payı ve yüzde 20 ilaç payını sofraya eklersin.

Minibüse binme, otobüse selam verme, uçağı düşünme…

Tabanvayla” git istediğin her yere, tutan mı var?

Doğum günü kutlama, evlilik yıldönümünü unut gitsin.

Hediye alma, misafir çağırma, sakın sen de gitme ki, kimse gelmesin.

İyi babayım” diyerek çocuğuna oyuncak alayım deme.

Çocuk bu, oyuncakla ne işi olabilir?

Ayağını kırsın evinde otursun.

Sokağa çıkartmayacaksın, kimseye göstermeyeceksin.

Arkadaşı ne kadar az olursa o kadar kafan rahat eder.

Yok onda şu varmış, bunda bu varmış derdin olmayacak.

Mızmızlanan bir çocuğa sahip olmadığın için kafan rahat edecek.

Hatta mümkünse devletin dağıtacağı tablet bilgisayarları bile geri iade et.

Kırık dökük televizyonun düğmesine sakın basma.

Şu dizide şunu giydi, şunu yedi, şurada gezdi gibi gıcık konularla akşamı zehir etme.

Yarımşar ekmekten ibaret mükellef akşam yemeğini yediğiniz andan itibaren herkes yatağına gitsin, elektrik fazla yanmasın, çay koyacağız diye zaman harcanmasın.

Sadece çay değil, tüp gidecek, su gidecek, şeker gidecek.

İyisi mi hemen uyuyun, gece uyanmayın bile, tuvalete gidiş süreniz daha az olur.

Çocuğunu okutma, eşinin kıyafet almasına müsaade etme, kuaförün yolunu hatırlatma…

Canın tatlı çekmesin, “lifli gıdalarla beslen” yalanına uyup, sebze ve meyveye el uzatmayasın.

Hayal kurma, bırak her şey olduğu gibi kalsın.

Sen çalış, 8 saat, 10 saat, 12 saat.

Nasılsa ay sonunda 800 lira gibi büyük bir ücret alacaksın.

Önce kira ödemeye gideceksin, yarısı uçup gidecek.

Elektrik parası, su parası ve telefon parasıyla elde pek bir şey kalmayacak.

O kalmayacak olan kısım, senin rahat etmen içindir.

Az yiyeceksin…

Borcun olmadığı için çok uyuyacaksın.

Ev kalabalık eşyalarla boğulmayacak.

Volta atacak alanın geniş olacak.

Sağlıklı beslenmiş olacaksın.

Yani az yiye yiye sağlıklı besleneceksin.

Sürekli kemerine bir delik açarak, “manken gibi” vücuda sahip olduğun için sayın bakana dua edeceksin.

Ve işte o zaman sayın bakanın ne kadar doğru söylediğini anlayacaksın.

800 lira gerçekten büyük bir para…

Yerinde durduğu müddetçe büyük, sakın elinizi atmayın, orada öylece kalsın.

Kime lazımsa gelsin alsın, sıkıysa alsın.

Ne harcadınız ki, kim neyi alsın?

Siz iyisi mi bakana kulak verin.

Halinize şükredin.

800 lira gibi büyük bir paraya sahip olmanın gurur ve huzuruyla geçin işinizin başına…

Çalışın, patronunuz ithalat ve ihracat yapsın.

Kaçırdığı her vergi, size maaş olarak döneceğinden 800 liraları bölmesine ses etmeyin.

SGK primlerinin yatıp yatmadığını da kontrol etmeyin, patronu ürkütmeye gerek yok.

Asla sendikalı olup, kendinizi kapının dışında bulmayın.

Bırakın patronlar güçlensin ki, size 800 lira verebilsin.

Bir de aman ha sayın bakana “madem çok, sadece bir ay bu parayla geçin bakalım” türü çıkışlar yapmayın.

Hep sizin iyiliğiniz, sağlığınız, rahatınız içindir.

Azıcık aşınız, dertsiz başınız olur.

Çok alırsanız, çok harcamanız gerekir ki, çık işin içinden çıkabilirsen.

Ne şanslısınız siz asgari ücretliler, ne şanslısınız!

Twitimden seçmeler

Hukuk zaferi hoşmuş. Ttnet'in avukatını şikâyet ettim. İkinci kez tahsilat için icra göndermesinde haklılığıma karar verdi. Avukat mort oldu tabii.

www.naifkarabatak.net

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Naif Karabatak Arşivi