Adana'da Milyar Dolarlık İmar Rantı

- CHP Genel Sekreter Yardımcısı Adana Milletvekili Ali Demirçalı, Seyhan Belediyesi'nde AK Parti’li Belediye Başkanı Azim Öztürk döneminin son yıllarını soruşturmak için İçişleri Bakanını, Cumhuriyet Savcıları, Maliye ve medyayı göreve çağırdı. Azim Öztürk dönemindeki imar uygulamalarından kimlere rant sağladığının açıklanmasını isteyen Demirçalı, "Yazıktır, bu kentte insanların büyük bir bölümü akşam evine ekmek götüremez iken, kentin toprakları üzerinde ayrıcalıklı imar rantları oluşturarak birilerinin cebinini doldurmasını sağlamak bırakın siyaseti, insanlığa bile sığmaz" dedi.

Demirçalı, yazılı açıklamasında, “Sayın Azim Öztürk Açıkla?” çağrısını yineleyerek şu görüşlere yer verdi:

“30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde AKP'li Seyhan Belediyesince, bir serbest mimarlık bürosu aracı kullanılarak inşaat sektöründe kurulan "saadet zinciri" hakkında öncelikle eski başkan Azim Öztürk'ten açıklama bekliyorum.

Kimse yaptığının suç olduğunu söylemez, ancak ortada somut iddialar ve bu kadar büyük rant dağıtım projesi, bir saadet zinciri halkaları var iken Sayın Azim Öztürk'ün sessiz kalması, günümüz moda deyimiyle manidardır.

Seyhan Belediyesi'nde yerel yönetim seçimler öncesinde, seçime bir kaç gün kala olağan dışı inşaat ruhsatı ve inşaat alanı metrekarelerinin neden yoğunlaştığını, neden bu inşaatların projelerinin hep aynı mimarlık bürosundan geldiğini ve CHP'li başkan seçimleri kazanıp, görev devralması arasında geçen 3 günde, yine aynı mimarlık bürosundan alınan 3 adet inşaat ruhsatı sahte düzenleme ile alındığı belediye yetkililerince tutanağa bağlanıp ruhsatların iptal edildiğini, herhalde birileri bu durumu halkımıza açıklamalıdır. Tabi ki, açıklayacak yüzleri varsa.

Aslında Seyhan Belediyesi İmar Müdürlüğünde kurulan saadet zinciri, seçim öncesi son günlerde yoğunlaşarak dikkat çekici boyuta gelmiş olmasına karşın, bu saadet zinciri AKP'li belediye başkanının son 3 yılının ruhsat hareketlerini incelediğimizde ve verilen inşaat ruhsatlarını araştırdığımızda, ortada dönen rantın kişilere özel uygulamaların boyutunu daha rahat görmekteyiz.

Azim Öztürk'ün başkanı olduğu AKP'li Seyhan Belediyesinin son 2.5 yıllık zaman dilimi içerisinde 150 civarında mimarlık bürosunun bulunduğu Seyhan'da 100'den fazla mimarlık bürosunun hiç ruhsat almadığını, bir kaçı hariç kalanların da tek tük ruhsat aldığı bu belediyede bir büronun bu 2.5 yıllık süreçte verilen inşaat ruhsatlarının yüzde 40'ını alması ve bu ruhsat sayısında asıl dikkat çeken yanının 1.700.000 metrekarelik bir inşaat alanını kapsaması tesadüf müdür? Yoksa imarda bir al gülüm ver gülüm yönlendirmesi midir?"

"Bu büroya verilen inşaat ruhsatının büyüklüğünü daha iyi anlayabilmemiz açısından bakarsak bu büro yaklaşık 20 bin yani bir Kozan nüfusunu barındıracak bir ilçeyi 2.5 yılda projelerini hazırlayarak ruhsat almıştır" diyen Demirçalı şöyle devam etti:

"Bu durum nasıl açıklanır bilemem. Hadi bu büro çok yetenekli bir büro, bu kadar işi hazırladı diyelim. Neden kentteki bütün inşaat müteahhitleri, Seyhan'daki işleri için bu büroya gitti? Acaba bu büro karşılıklı çıkarların sağlanması adına gösterilmiş zorunlu adres miydi? Bunların hepsinin ortaya çıkarılması lazım. Dönemin imar müdürü olan İnşaat Mühendisi Fatih Aydemir'in bu süreçteki rolü nedir? Bu saadet zincirinin belediye halkaları kimlerdir? Tüm bu soruların cevabı, İçişleri Bakanlığı'nın bağımsız Sayıştay Müfettişlerinin denetimiyle ortaya çıkabilir. Kaldı ki, yeni CHP'li Belediye Başkanımız bu konuların araştırılması için Bakanlıktan 3 defa ayrı ayrı müfettiş istemiş, bakanlık müfettiş göndermemiştir. Bu durumda, görev artık bağımsız Cumhuriyet Savcılarına, maliyeye ve medyamıza düşmektedir.

Bu al gülüm, ver gülüm düzeni mutlaka sorgulanmalı ve buradan nemalananlar ortaya çıkartılmalıdır. Ben de yıllarca bu kentte inşaat müteahhitliği yapmış birisi olarak iddia ediyorum, Azim Öztürk döneminin son yıllarında belediye eliyle yönlendirilen ve kişilere çıkar olarak dağıtılan imar nedeniyle dönen paranın büyüklüğü 3 milyar dolarları geçmiştir. Bu kadar usulsüzlüklerin döndüğü bu ortamdaki rantın ne kadar olduğunu da Adana halkının takdirine bırakıyorum. Yazıktır, bu kentte insanların büyük bir bölümü akşam evine ekmek götüremez iken, kentin toprakları üzerinde ayrıcalıklı imar rantları oluşturarak birilerinin cebinini doldurmasını sağlamak bırakın siyaseti, insanlığa bile sığmaz.”