Ak Partili İçten'den Mgk Değerlendirmesi

- AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, "Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak paralel yapıyla ilgili bir duruş sergilemesini anlamlı buluyoruz. 'Paralel yapıyla mücadele nerededir, hangi noktadır, devam ediyor mu?' sorularına da bana göre en büyük cevap oldu" dedi.

İçten, Meclis'te İHA muhabirine gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Milli Güvenlik Kurulu kararlarını değerlendiren İçten, paralel yapının Kırmızı Kitap'a girmesine de değindi. Türkiye'nin büyüme ve ilerlemesinin önünde çok ciddi anlamda duruş sergilemesi gereken iki sorun kaldığını belirten İçten, "bunlardan birisinin paralelle yani haşhaşilerle mücadele, ikincisinin ise çözüm sürecinin devamıyla ilgili" olduğunu söyledi. "Devlet içerisinde devlete müsaade etmemiz mümkün değil" diyen İçten, şunları kaydetti:

"Bana göre 1870'li yıllardan başlayan ve o günden AK Parti iktidarının paralelle mücadele başlatmasına kadar bu ülkenin derin güçlerin altında ciddi bir devlete çökmüş paralel bir yapı vardı. Bunu 20-30 yılla sınırlamak da çok doğru olmayacaktır. AK Parti devlet içinde devlete müsaade etmez, etmeyecek de. Çünkü biz milletimizin devleti yöneteceği seçilmişlerle olması gerektiğine inanıyoruz. Bu süreçte de il imamları ve bölge imamları, emniyet müdürleri, valilikler veya bazı kurumlara çöken ve seçili sistemlerde sözünü milletvekilinden, milletin kendisinden daha fazla geçerli olduğu görüldü. Aslında bitmiş olan Kürt sorununun da temelinde paralel yapı vardı ve bu paralel yapı Kürt sorununun çözülmesinde büyük bir engeldi. Ama şimdi Elhamdülillah 'Kırmızı Kitap'a paralel yapı girmiş oldu. Bu artık devlet refleksinin, devlet aklının da kendi içerisinde farklı yerlerden gücünü alan güçlere müsaade etmeyeceği anlamına geliyor. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak paralel yapıyla ilgili bir duruş sergilemesini anlamlı buluyoruz. 'Paralel yapıyla mücadele nerededir, hangi noktadır, devam ediyor mu?' sorularına da bana göre en büyük cevap oldu."

HDP ve PKK'nın 1 Kasım'a yönelik "sokağa çıkın" çağrısında bulunmasıyla ilgili olarak İçten, "Birileri yıllarca çözümsüzlük üzerinden terör, şiddet, ölüm ve kan üzerinden siyaset yaptı. İşin HDP tarafından görünmeyen tarafı artık Kürtler ve Türkler çözüm süreciyle birlikte aynı dili konuşmaya başladılar, kana, şiddet ve teröre 'hayır' dediler. HDP'de siyaset yapanlar bu üç şey üzerinden siyaset yaptıkları için şöhretleri ve makamlarını da kan üzerinden korudukları için elbette ki çözüm sürecine 'çözümsüzlük' olarak duruş sergileyeceklerdir, biz bunları anlıyoruz. Ama halk onları artık tanıdı" şeklinde konuştu.

"Milletin silahlardan yana olanlara gerekli cevabı vereceğine eminim" diyen İçten, "Ama şunun da bilinmesi gerekir. Eskiden HDP siyaset yaparken elinde argümanlar vardı, Kürt sorunu temelinde argümanlar. Anadilde öğrenim, işkence, yol kesmeler, ötekileştirmeler, kültürel haklar bunların hepsi AK Parti iktidarında verildi ve HDP'nin elindeki tüm argümanlar artık alındı. HDP artık siyasi olarak kendinin bittiğini de biliyor. Çünkü çözüm sürecini yıllardır bedel ödediğini düşünen cezaevindeki PKK'lılar isterken, Diyarbakır'da çocuğu PKK tarafından dağa kaçırılan, dağdaki bazı insanlar tarafından istenirken, çözüm sürecini şehirlerde makam araçlarına binip çocuklarını Avrupa'da ve özel okullarda okutan, kravat takan, maaş alan ve her türlü imkana sahip olan ve çözümsüzlük üzerinden rant elde edenler tarafından maalesef provoke edilmek isteniyor ama artık halk bu gerçeği gördü. Çünkü eskiden onbinlerce insanı sokağa dökenler, şimdi miting yapıp kendi düşüncelerini ifade etmekten kaçarak insanları kana ve şiddete itiyorlar. Bana göre en son Diyarbakır'daki olaylarda yaşadığımız Yasin Börü'nün kanında boğulacaklar. 40'a yakın vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin, bunları sokağa davet eden şiddet yanlısı siyasilerdir" ifadelerini kullandı.