Anadolu vekilleri

Hiç düşündünüz mü, büyükşehir vekilleriyle Anadolu vekillerini. İkisi de vekil ama Anadolu’daki herhangi bir küçük şehrinde vekil olanlar farklı, hem de çok farklı…

7 Haziran seçimleri, adayların belirlenmesiyle birlikte start almış oldu. Şimdiden 8 Haziran’ı öngörmek mümkün değilse de, fikir yürütmek mümkün.

Tahmin yapmayayım ama tablonun çok değişeceğini düşünmüyorum.

Konumuz da zaten büyükşehir vekilleriyle Anadolu vekillerinin farkı…

Sahi halk, adaylardan ne bekler?

Bütün partilerin aday adayları, bulundukları kentlerde halkın karşısına çıkarak oy isteyecek, ondan önce de partileri, bugüne kadarki çizgisiyle halkta bir fikir oluşturmuş olacak.

Bu açıdan, yerel siyasette adaylar çok önemli ama mutlak belirleyici değil.

Siyasi partilerin grafiği, adayları ikinci plana atmaya neden oluyor. Buna bir de konjonktür eklediğinizde, halk adaya bakmaz, partiye bakarak oy verir. Böyle zamanlarda ne kadar popüler aday bulursanız bulun veya adayınız ne kadar silik olursa olsun bir şey değişmiyor.

Ama Anadolu’da böyle değil…

Özellikle gelişmemiş kentlerde, oylar yine partiye verilse de aday da önemli, özel nedenlerden…

İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerin adayları, seçildikleri takdirde, bir sonraki seçime kadar vatandaşla hiçbir ilişkisi bulunmuyor.

Ama Anadolu’da böyle değil.

Büyükşehirde yaşayanlar, seçtikleri milletvekillerinin kendilerini mecliste temsil etmesini ister…

Bizim faydamıza yasa çıkar derler…

Özgür bir ülke isterler.

Hak ihlalleri olmasın derler.

Güvenli bir ülkede yaşamak istediğini söylerler.

Vatandaşın hayatını kolaylaştıracak yasal düzenlemeler beklerler...

Bürokrasiyi önle diye talepleri olur.

Maaşımızı arttır derler…

Dar gelirli için bir umuttur vekiller…

Yetim, öksüz, dul ve sahipsizler için de bir dayanaktır.

Emekli, işçi, memur.. daha iyi yaşayacak bir ücret için vekil olarak gönderdiklerinin çabalamasını ister…

Bizim taziyemize neden gelmiyor, diye sormaz büyükşehir insanı…

Bizim düğünümüzde bulunmadın, ben sana bir daha oy vermem triplerine de rastlanmaz…

Validen, belediye başkanından çok şikâyet de gitmez.

Kurumların hantallığı, vatandaşa duvar olan makamlar da milletvekilinin sorunları arasında yer almaz.

Kentte keyfi yönetim söz konusu olmaz, çünkü her kurum, kendi işini yapar.

Oğlumu işe al diyen bulunmaz…

Kızıma iş bul diyen de olmaz…

Ankara’ya geldik, bir hastamız var dönemi de bitti. Zaten büyükşehirde yaşayanların, büyük hastaneleri var.

Mecliste bir yemek yedirmedi demez büyükşehir vekillerinin seçmenleri…

Eşim küstü, anasının evine gitti, ne olur bizi barıştır diyen de bulunmaz…

Bizim oğlan okula gitmiyor, sayın vekilim bir konuşsan diyorum da yoktur…

Arabamı beş dakika park ettim, trafik polisi ceza yazmış ya o cezayı kaldırsın ya Hakkari’ye sür diyen de olmaz…

Yolumuz çukur, suyumuz akmıyor, Arap kızı camdan bakmıyor, neden acaba diye gecenin bir vakti vekili telefonla arayan da bulunmaz…

Beni niye hiç aramıyorsun, seçildin gittin, unuttun bizi diyen seçmen de bulunmaz büyükşehirde…

Sahipsiz memleketiz, bari siz sahip olun diye sitem edenler de çıkmaz büyükşehirlerden…

Seçim bölgesini gezmesi gerekmez büyükşehir milletvekilinin…

Her köye, her kahveye, her dükkâna uğrayıp, hal hatır sorması da icap etmez…

Seçim zamanı geliyorsun, ondan sonra köyümüze uğramıyorsun, gel bir yemeğimizi ye diyen seçmen de bulunmaz büyükşehirlerde…

İlla bir ziyafet vermek için etrafında dönen, illa bir çay içirmek için çırpınan, illa bir selam vermek için didinip duran gözü gönlü bol insanlar da bulunmaz…

Büyükşehirde insanlar vekilini seçer, meclise yollar…

Ama Anadolu’da böyle değil…

Yanımda otursun, dizimin dibinden ayrılmasın, çay içelim, sohbet edelim diye vekil tayin ettiklerini düşünürler…

Buna rağmen de iş isterler, bütün kurumların işlerini bir çırpıda çözmesi, bütün aksaklıkları da bir çırpıda sonlandırmasını beklerler…

Beğenmediğinin tayini çıksın, yerine akrabası geçsin diye beklerler…

Bir iş kapısı olsun, kötü olan işi açılsın isterler.

Başka kurumların, kuruluşların işi de vekilden sorulur.

Akmayan suyun sorumlusudur vekiller.

Kötü yolun sorumlusu onlardır.

Tarladaki hasat, manavdaki sebze, mutfaktaki tencerenin muhatabıdır Anadolu vekilleri…

İşte bu nedenle büyükşehir vekillerine hiç kimse “çalışmıyor” demez ama küçük şehirlerin hiçbirisinin çalışan olmadığına eminim…

Çalışan, yanımda olurdu, birlikte çay içer, iki lafın belini kırardık!

 

Tweetimden seçmeler

Liste dışı kalan bir aday adayını, bugün eşiyle gezerken gördüm. Ne güzel. İnanın aday olsaydı, gezmeyi boş ver yüzünü bile 4 yıl göremezdi.

www.naifkarabatak.net

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi