Anadolu’nun kıymetini bilelim

Anadolu; Türk’ün son kalesi ve sığınağıdır. Sadece Türklerin mi? Tabii ki hayır!..  Bütün mazlum insanların, yerinden yurdun kaçan, kovulan insanların asırlardır yuvası olmuş ve halende 3 milyon Suriyeli göçmene kucağını açan sıcak bir yuvadır Anadolu.

Anadolu’ya hükmeden Dünya’ya hükmeder. Bu coğrafya nice imparatorluklara merkez olmuştur. Dünya’ya 600 yıl hükmeden Osmanlı İmparatorluğu ve bu imparatorluğun bakiyesi olan bizler, bu Coğrafyaya olduğu kadar Avrupa, Asya ve Afrika’ya kadar da bu sorumluluğumuz vardır ve devam edecektir. Üç kıtada 600 yıl hüküm süren bir milletin en az bu gün 60 ülkede evladı fatihanları vardır. Yemen’den Avrupa içlerine kadar bölgede dedelerimizin mezarları vardır.

1923 yılında Anadolu topraklarında genç Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. İnşallah bu kuruluşun 100. Yılında daha güçlü bir Türkiye olarak tarih sahnesinde ki yerimizi devam ettireceğiz.

Bunları hatırlatarak neden yazdığımı aşağıda izah etmek istiyorum.

**

Birkaç gün önce Yurt dışından Avrupa’nın birçok ülkesini gezen bir dostumla sohbet ettim.

2000 öncesinde Avrupa’da her hangi bir hava limanında uçaktan indiğimizde bize insan muamelesi yapılmazdı. Bizi ararlardı ve neden geldiniz diye ahretlik sorulara muhatap olurduk. Özellikle 2007 yılından sonra Avrupa ve diğer kıtalarda Türk Pasaportu ile hava limanlarında VİP muamele görüyoruz. Bize bu imkanı sağlayan Ülkeme teşekkür borçluyum.

Evet; dostlar nereden nereye diyor ve ikinci faslı açıyorum.

Ramazan ayının son on günü için Umreye giden dostlara uğruyor ve onların sohbetlerini dinliyorum.

Diyorlar ki; Türk olduğumuzu bilen her milletten insan bize saygı ve hürmet gösteriyor ve Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ı soruyor ve sevdiklerini ifade ediyorlar.

**

Yıllar önce, Mersin kız kalesinde Alman asıllı doğu konusunda ilim sahibi bir akademisyenle sohbet etme imkânı bulmuştum. Osmanlıya hayrandı. İmparatorluk ve idare ettiği ülkeler ve yönetim tarzı ile ilgili çok bilgiye sahipti.

O dedi ki; “Türkler boş bırakılacak ve kendi haline terk edilecek bir millet değildir. Çünkü 20 yılda devlet 30 yılda imparatorluk kuran bir millettir. Batılılar sizi rahat bırakmaz. Bu gün asala var başınıza bela olan yarın başka bir örgüt çıkar. Ayrıca sürekli de darbeler planlanır ülkenizde” demişti.

Özellikle kendi uçağını, kendi topunu, kendi yazılımını, kendi iletişim sistemlerini kurma yolunda büyük projelerin başladığı 2010 yılından sonra neleri yaşadığımıza şöyle bir bakalım?

Çünkü güçlü Türkiye, bölgesinde söz sahibi Türkiye, bu bölge üzerinde proje yapan uluslararası sermaye sahiplerini rahatsız ettiği kadar, ülke yöneticilerini de rahatsız edecektir.

Dünyada geleceğin ürünü olarak kabul gören Bor madeninin % 75’i Türkiye topraklarındadır. Geleceğin enerji kaynağı olarak gözüken bor madenini tek başına Türkiye’nin kullanmasına izin mi verecekler sanıyorsunuz?

Türkiye bölgesinde bir su cennetidir. Ortadoğu için su en az petrol hatta petrolden daha değerlidir. Bu durumda Türkiye’nin iç barışını bozmak ve Türkiye’nin büyümesini engellemek için ne yapılmak istendiğine iyi bakmak gereklidir.

Özellikle Ak Parti iktidarı döneminde yapılan projeler bizi bölmek ve parçalamak isteyen, bizim gelişip büyümemizi istemeyen ülkeler için geri kalma nedenidir.

Türkiye’nin bölgesinde söz sahibi olmaması için ne gerekiyorsa o bu gün yapılmaktadır.

Türkiye’ye çağ atlatan, Türk müteşebbisinin gözünü açan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan bu saldırıların ana kaynağını iyi bilmek gerekiyor.

Sayın Erdoğan’ı Osmanlıcılıkla itham edenler, suçlayanlar işte bu ihanet çetelerinin yerli işbirlikçileridir.

Yemen bizim için bir değer ifade eder. Kosova, Bosna Hersek, Uygur diyarı, Mekke, Medine, Kudüs, Cezayir, Fas, Tunus bizim için bir değer ifade eder.

Bizim bir kızıl elmamız vardır.

Mesele Sayın Erdoğan değil. Mesele Türkiye’nin hizaya getirilmesidir. Mesele Türk Milletine diz çöktürmektir.

**

Bu memleketin bir evladı olarak Türkiye üzerindeki büyük oyunu fark edemeyerek, küçük parti kaygıları ile kayıkçı kavgası yaparak bu bölücülere prim kazandıran kimi insanlar var. İşte ben bu insanları Kahramanmaraş İstiklal savaşında ev ve mal kaygısı taşıyarak bayrağı Fransızlara teslim etme tarafı olan zavallı insanlara benzetiyorum.

Eğer şu birkaç aylık süreci iyi değerlendiremez ve güçlü bir iktidar ortaya çıkaramaz isek, ve üstüne üstlük Cumhurbaşkanı üzerinden siyaset üretmeye kalkarak o kurumun etki alanını azaltırsak, işte o zaman it sürüleri gibi bu ülkenin dört bir yanında bombaların patlatılacağını ve fiilen bu güzel ülkemizin de kan gölüne çevrilmesi için çeşitli oyunların sahneleneceğini görür gibi oluyorum.

İnşallah bu eli kanlı katillere ve vatan hainlerine bu fırsat verilmez. Bu hainlerin hesapları tutmaz.

Biraz akıllı ve ferasetli olmamız gerektiğini düşünüyor, boş sözlerden uzak durmanızı öneriyorum.

Allah Türk milletine güç ve kuvvet versin, dirliğini ve birliğini bozmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi