Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

ANALAR AĞLAMASIN

 

                                               ANALAR AĞLAMASIN

 

             Uzun süredir herkesin ağzında bir cümle var, söylemeyen siyasetçi ve gazeteci kalmadı. Analar ağlamasın. Artık yeter bu kan dursun. Demek ki babalar ağlasa da önemli değil. Ne demiş cazgır güreşlerde analar çeker zahmeti babalar bilmez kıymeti. Eğer iş analara kalsa idi ne pehlivan ne de asker olurduk. Ama hayatın gerçekleri babaları sanki kıymet bilmiyormuş durumuna düşürüyor.

Oğlan pehlivan ama güreşte ya sakatlanır, ya ölür her şey olabilir ama baba bunu bilir, fakat erkek kanı müdahele etmesine engel olur. Taşıdığı kan ona pehlivanlığın peygamber mesleği olduğunu, ata sporumuz olduğunu ve bu geleneğin yaşaması için birilerinin güreş yapması gerektiğini ve birilerinin de askerlik yapması gerektiğini söyler. Aynı kan gene bu babalara buranın vatan olduğunu, toprağı basit bir coğrafyadan çıkarıp vatan mevkiine çıkaranın uğruna dökülen kan  olduğunu söyler.               

                         İşte burada askerlik başlar. Bir vatanın bedeli o vatan için dökülen kan ile tesbit edilir. Para ile alınan, tıpkı amerikanın meksikadan aldığı bir eyalet gibi  gene para ile satılabilir. Fakat bedeli kan olan ve bu bedelinde bindötyüz yıldır aralıksız ödendiği düşünülürse, bu vatan toprağının aynı kan karşılığı ancak verilebileceği bilinmelidir. Yani dökecek kan kalmaz ise artık bu vatan üstünde yaşayan kalmamış demektir ve yeni sahiplerine vatan olabilir. Yada kanı bozuk nesiller sayesinde hiç kan dökülmesin, analar ağlamasın denilerek vatan bir toprak parçası gibi hesaplanır ve uğruna dökülen ecdad kanlarının beş para etmediğine karar verilir ve vatandan vazgeçilir. Fakat bu meselede, asla bir millet olmayan ve geçmişte de bir millet olamayan ermeni ile rum ile ve Yahudi ile görüşülür, adam yerine konulur ise bunlardan yediğimiz silleler kesemize kalır.  

Aziz Türk milletinin necip ruhu incitilir. Fakat ne yapılmak istenmektedir, işte bu önemlidir. Çünkü ne olursa olsun ama analar ağlamasındır. Televizyonlarda ve yazılı medyada köşe başlarını tutan ve devamlı bu işi çözelim, müzakereler devam etsin ermeni ve pkk ile görüşülsün yeter ki bu kan dursun ve analar ağlamasın diyen yazar çizer takımının tarihin hiçbir döneminde analarının ağladığı vaki değildir. Bu takımın tuzu daima kurudur ve nerede kim vatan sahibi olursa olsun onlar bu vatanın başköşesinde oturur ve devamlı kendine çalışan bir topluluk ile işbirliği içinde oturduğu vatanın ve ekmeğini yediği milletin altını oymağa devam ederler.

Bu yazdıklarımızdan bizim analarımız ağlasın devamlı kan dökülsün biz bundan neşeleniyoruz anlamını çıkaran geri zekalı insanlar bilsinler ki hiç kimse anasının bacısının ağlamasını istemez. Normal hadiseler dışında tabii.  Fakat bizim bu coğrafyayı vatan yapmamızdan öncede ve bundan sonrada başka bir seçeneğimizin olduğunu ben zan etmiyorum.  Aziz Türk milletinin bin dört yüzyıldır içinde bulunduğu İslam dini ve bu dini savunduğu bu yıllarda edindiği düşmanlarının çokluğu ve bu düşmanlarının daima arkadan vurma gibi özellilerinin olduğunu az çok tarih okuyanlar bilir.

Kısacası siz bu vatanda oturmağa ve Avrupa ya islamı şöyle veya böyle taşımağa ve Avrupa içindeki müslümanları arkalamağa davam ettiğiniz müddetçe sahte ermeni meselesi biter, pkk gelir o da biter başka bir bela gelir. Demek ki anamızın ağlamaması için yapacağımız çok bir şey yok. Hatırlayınız milyonlarca Türk, kadın, erkek ve çocuk balkanlardan, Kafkasya dan, arap yarımadasından ve kuzey afrikadan çok zor şartlarda anadoluya sığındılar ve yüzde doksanı yollarda ve vatan bildiği yerlerde son nefesini verdi. Ayrıca balkanlarda ve diğer aldığımız yerlerdeki hiçbir milleti yok etmedik, hiçbir dili yok etmedik tam tersi birçok Türk buralarda yerli insanlar arasında asimile oldular.  Hz.Allah ırkçılık gibi bir hastalığı bize nasip etmemiş. Bizi ırkçılık ile suçlayanların bizzat kendilerinin ırkçı oldukları bir bakışta görülür. Tarihi hatırlayınız ermeni hadiseleri başladı ve Avrupa bize baskı yaparak işi silahla çözmeğe kalkmayın ermeni sizi ne kadar sırtınızdan vurursa vursun siz işi sulh ile halletmeğe bakın, zinhar kendinizi savunmak için dahi elinize silah alırsanız, başınıza gelecekleri hesaplayın dediler. Ermeni nüfusunun ihtiyacının on misli okullar açıldı. İçlerinde silah depolandı ve fitne tohumları atıldı. Yurdumuzun bir çok yerinde ermenilerce  altmış sekiz tane silah fabrikası kuruldu. Ermeni silahlı çeteleri Türk köylerini bastılar can ve mal ve ırz payimal oldu. Fakat devletlilerimiz adana da ve diğer vilayetlerde nefsi müdafaa yapan Türklere ders vermek için kendi gençlerimizi dar ağacında bir hafta sallandırıp analarına seyrettirdi. Demek ki o zamanların anaları ağlamayı bilmiyorlarmış. Sadece adana da cemal paşanın astığı adananın önde gelen ailelerinin genç evlatları kırk adettir ve bir hafta boyunca bütün adana bu gençleri direklerde seyr etti. Ama ermeni gene memnun olmadı.

Cemal paşa, sığındığı  Avrupa da maddi sıkıntı çekmesin diye, bir ermeniyi görevlendirip kaldırımda yürürken arkadan başına ateş ederek öldürüp teşekkür ettiler. Abdulhamid hana suikast yaptılar yetmişsekiz Türk öldü ve bu hadiseyi yapan Ermeniler yakalandı, afv edildi beşbin altın maaş ile devlet görevi verildi. Demek istendi ki elinize sağlık bizim ölmemiz vakay-ı adiyedendir, hiç mühim değildir, yeterki sizin analarınız ağlamasın, bizim analarımız zaten ağlamaya alışkındırlar..

Ermeni baktı ki ne yapsa Avrupalı dayıları sayesinde kesesine kar kalıyor. İşi kökünden halletmek için İstanbul yıldız sarayını basıp payitahtı eli geçirmeğe ve bütün Osmanlının merkezi yönetimine hakimi olmağa kalktılar. Güldüğünüzü hissediyorum. Fakat ermeni haklıdır bu güne kadar bu yaptıkları rezilliğin milyonda birini bir Avrupa şehrinde  yapsalar, avrupalının vereceği cevap sonunda,  ermeni diye bir milletten bir fert dahi kalmaz,  bir zamanlar ermeni diye bir milletin var olduğunu hiç kimse hatırlamaz olur ve ancak arkeoloji ilmi ile uğraşanların konusu olurlardı. Avrupalılar bu işte ustadır. Bir çok milleti tarih sahnesinden bir kalemde silmişlerdir. En sonunda lafı uzatmayalım aziz Türk milleti sopasını eline aldı ve bu işin sadece bir devlet işi değil aziz Türk milletinin bekası işi olduğunu ve yeteri kadar tiyatro seyrettiğini ortaya koydu,  fakat gene milletin haline koymadılar ve ermeni meselesi yarım kaldı. Şimdi çektiğimiz bütün bu acılar o zamanlar devlet yönetiminde bulunan ve bu milletle uzaktan yakından ilgisi olmayan devletlilerin sayesinde yarım bırakılan ermeni meselesinin sancılarıdır. 

                     Ermeni örgütü asalanın vazifesini tamamlamasından sonra pkk yı kuranlar işte kendilerince yarım kalan meseleyi hal etmeğe çalışmakta ve aziz vatanımızda büyük bir ermeni devleti kurmağa ve bunun içinde içimizdeki hainleri kullanarak geçici bir süreliğine adına kürdistan diyecekleri bir devlet kurduracaklar ve ardından asıl niyetlerini gerçekleştirmek  onlara kolay görünmektedir. Türk atı aradan çekilsin geriye kalan eşekleri hal etmek İngiliz atı için meseleden dahi sayılmaz düşüncesindedirler..Sayın Halaçoğlu hocanın dediği gibi milyonun üstünde nüfusla aramızda çeşitli kimlikler ile dolanan ermeni dölleri pkk içinde önemli bir yer işgal etmektedirler. Pkk içinde bulunan ve gerçekten Kürt olup bu işe gönül verenlerin nerede ise tamamı Türkmen asıllı aşiretlerin çocuklarıdır. Fakat bu insanlara kızamıyorum. Devletin başındaki devletli olmayan, hükümet ettiği milleti ve bu milletin coğrafyasını tanımayanların sayesinde bütün bu işler başımıza gelmektedir.

Buna devşirme takımı medyanın bütün güçleri ile yaptığı kara propagandayı da ilave edin. Bu medyanın satılmış kalemleri doğudaki herkesi Kürt, olmaz ise ermeni, güneydeki herkesi arap, her Karadenizliyi laz ve her  balkan göçmenini Arnavut  ve her Kafkas kökenliyi çerkes olarak göstermeğe gayret ediyor ve geriye  kulp takmadığı tek coğrafyamız olarak iç Anadolu kalıyor onlarında Türk olduğu şüphelidir tezini işlemeğe ve televizyon dizilerinde seyrettirmeğe devam ediyorlar. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bu millet inatçı ve  hala, üstelik ısrarla yüzde doksanı biz Türküz arkadaş demeğe devam ediyorlar. .Nede olsa biz millet olarak idraksiz bir milletiz ya (cahiliye bataklığına düşmüş kıskanç Araplar öyle deyiyorlardı aziz Türk milletine, ”etrak-i bi- idrak”.)  İhanet, yalakalık,vatan hainliği, yediği kaba tükürme gibi faziletleri bir türlü öğrenemeyen idraksiz ve kabiliyetsiz bir milletiz velhasıl. O kadar anamız ağlıyor, her gün cenazeler geliyor ve bu cenaze sahipleri ağlarken dahi vatan sağolsun deyiyor, fakat bir türlü eline silahı alıp Kürtçe konuşan komşusunu vurmayı düşünemediği(düşünmediği değil) gibi kızını veriyor, kızlarını alıyor bu insanları kendisinden görmeğe devam ediyor. Bütün bunları üst üste toplarsanız  Avrupalının ve diğer milletlerin bize idraksiz demesi kadar normal bir tanım olamaz.

Bunları başka bir millete yapsalar şimdiye kadar bu hainliği yapanların nesillerini kurutmuşlardı. Fakat bu Etrak-i bi- idrak Türk milleti, kimin kendisinden, kimin kendisinin düşmanı  olduğunu öyle bir biliyor ki  ve bu idrak karşısında düşman ne yaparsa yapsın kardaşı olduğunu bildiği Arapça, Kürtçe ve zazaca konuşan ama aslında Türkmen kökenli olan bu insanları değil vurmayı, onlarla selamı dahi kesmeyi aklına  getirmiyor. İşte analar ağlamasın ekibi bu arada devreye giriyor. Gelen her şehit cenazesinin arkasından koro halinde televizyonlarda analar ağlamasın, müzakereler devam etsin her türlü düşmanımız ile görüşülsün ikna edilsinler. Neye ikna edileceklerini söylememek şartı ile.

Biz otuzbeş yıldır Kıbrıs meselesini müzakere ediyoruz bir arpa boyu yol aldık mı? Neden çünkü vatan mevzubahs ise hiç kimse vatan toprağını müzakere konusu yapmazda ondan. Ama nerede olursa olsun sadece kendilerini düşünenler, tabiiyetsizler ve kansız ekibin bunu anlama şansı hiç yoktur. Onlar için rahatça sömürecekleri bir yer olsun yeter. Kim yönetirse yönetsin kendilerinin dünyalık işleri sağlam zaten.  Bu devşirme takımının etkisi ile Ermenistan ile görüşüldü ve cumhurbaşkanımız maça dahi gitti. Karşılığı ne oldu dersiniz?  Koca bir hiç dersek dahi çok ucuz olur. Bir çok şeyle beraber ağırlığımızı kaybettik ve can kardaşımız Azerbaycanı küstürdük. Ermeniyi  bir millet sayıp muhatap alanlar verdikleri onca tavize karşılık, sadece düşmanca tavırlar ve vatan toprağımızda gözleri olanların daha çok iştahını açmış oldular. Ermeniler hiçbir şey vermeden ve vatanımızın nerede ise yüzde yirmibeşini istemeğe devam ettiler. 

Bu aciz denen Ermeniler, aç diyerek buğday verdiğimiz Ermeniler, yıllardır Azerbaycanın yüzde yirmibeşini ellerinde tutacak silaha ve askere yetecek paraları olduğunu kör közlere sokmuş oldular. Ama ermeniye buğday gönderilmesini sağlayanlar utanmadılar. Çünkü  onlar sahip oldukları kanlarının gereğini yapmış oldular.  Olan sadece kardaşlarımızı doğrayanlara mal bağışlayan aziz Türk milletine oldu. Aziz Türk milletini temsil edenlerin tarihi bilgilerinin olmaması veya bilerek yaptıkları hatalar sonucunda geldiğimiz noktada durum hiç iyi değildir. Tarih aptal milletler üzerinde tekerrür eder. Abdulhamid Hanın tecrübeleri ve kurtuluş savaşımızdaki olanlar yeteri kadar açık ve yol gösterici değilmiki? Bu arada bu kadar hadiseden sonra ve hala pkk (Ermenistan kurulması adına taşeronluk yapan örgüt) ile yapılan  görüşmelerde nelerin konuşulduğunu ve neyin müzakare edildiğini çok merak ediyorum. Adamlar nerede ise yurdumun yarısını bölmek istiyor.

 Bunu kimin adına yaparlarsa yapsınlar.  Şimdi bu şerefsizler ile ne görüşülür ve tartışılır bilmek istiyorum.  Mesela maraş bizde kalsın size Urfayımı  verelim deyiyorlar. Erzurum bizde kalsın ağrı sizin olsun mu?  Yoksa size aylık şu kadar para verelim , milletvekili yapalım, afv çıkartalım, bırak ağlayan analar ağlamaya devam etsin ama siz mutlu olun yeter mi deniliyor. Ben bu yapılanları anlayacak akla ve idrake sahip değilim. Demek ki bende idraksiz bir adamım.

                        Vatanımı bölmek isteyenler ile görüşüldüğüne göre ne görüşülür.Adamlar(adam lafını kullandığım için özür dilerim) ne karşılığında bu işten vazgeçerler çok merak ediyorum.Akil adamlar toplansın ve fikirlerini hükümet ve milletle paylaşsın diyenler bu akil adamların akıllı olduğunu kim tescil edecek açıklamalıdırlar.Gördüğümüz ve bize akil adam diye yutturulmak istenen kargaların göstereceği yolun ne olduğunu aziz Türk milleti çok iyi biliyor. Herkesle görüşülür diyerek işin içinden çıkmağa çalışanlara tarihi kaynak gösteriyorum. Aziz Türk milletinin sınırlarını zorlayanlar geçmişe iyi baksınlar. Bu hükümetin yaptığı güzel işlerin içine eden bu yaptıkları yanlışlar olmuştur. Öldüren, öldürülür diyen kuran’ ın kesin düsturuna dönülmesini ve masum insanlarımızı katledenlerin aynı şekilde cezalandırılmasını ve sadece siyasi sebeplerle değil islamın emri olduğu için yapılmasını ve içeride adi suçlardan yüz defa ölümü hak etmiş şerefsizlerin de artık beslenmemesi ve ölüm cezasını kimin kaldırdığının tartışılmasının bırakılıp hep birlikte tekrar geri getirilmesini ve artık ağlayan anaların en azından gözlerinin arkada kalmamasının sağlanmasını istiyoruz.

Devamlı analar ağlamasın bu kan dursun diyen şerefsizlerin anaları zaten hiç ağlamamıştır. Anası ağlayanlar bunun ne olduğunu gayet iyi bilirler. Bu topraklar vatanımız olmağa devam edecek ise ben dahil bütün Türk milletinin kanı aksın, analarımız, eşlerimiz çocuklarımız ağlasın, ihtiyacı olacak kadar kanımız aksın, hiç kimse bize nasihat vermeğe kalkışmasın.  Oğullar ne içindir?  Evlatlar ne içindir?  Hepsi vatana kurban olsun diye yaradan var etmiştir.  Yeter ki vatan  sağ olsun, asan olsun. Aziz Türk milleti asan olsun.  Çünkü vatansız İslam olmaz. Vatan için her şeyimiz kurban olsun . Bütün dünya duysun ki maddi hiçbir şeyimiz kalmasa da Aziz Türk milletinin Allah(c.c)ı var gerisi laf ü güzaf vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi