Bakan Çelik Mersin’de 16 Tesisin Temelini Attı

Bakan Çelik Mersin’de 16 Tesisin Temelini Attı
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, çözüm sürecinin başarıya ulaşacağını belirterek, “Biz sizin bize teslim ettiğiniz milli iradeyi hiçbir çeteye, hiçbir gruba kaptırmadık ve kaptırmayacağız. Sonuna k...

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, çözüm sürecinin başarıya ulaşacağını belirterek, “Biz sizin bize teslim ettiğiniz milli iradeyi hiçbir çeteye, hiçbir gruba kaptırmadık ve kaptırmayacağız. Sonuna kadar sahip çıkacağız” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, bugün akşamüzeri Mersin’e gelerek, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün, aralarında Aksıfat Barajı’nın da bulunduğu biri baraj, biri içme suyu isale hattı, biri yer üstü sulaması, 8’i gölet ve sulaması, 5’i taşkın koruma tesisi olmak üzere 16 tesisin temelini attı. Mersin Marina Amfi Tiyatro’da gerçekleştirilen temel atma törenine, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Ömer Özdemir, AK Parti Mersin milletvekilleri ile vatandaşlar katıldı.

Bakan Çelik, toplam bedeli 303 milyon TL olan tesislerin temelini atmadan önce yaptığı konuşmada, bugün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı projelerle Türkiye’nin artık milli tankını, milli gemisini yaparken, aynı zamanda da kendi savaş uçağını yapabilecek kapasiteye geldiğini söyledi. Gazete manşetlerine göz atarken, gördüğü manşetlere değinen Çelik, "2001 yılında bir gazetenin manşetinde şu yazıyordu; ’Türkiye’de ekonomi iflas etti.’ Altında da ’Devlet iflas etti, yurt dışına büyükelçi gönderecek paramız yok. Hatta büyükelçi göndermeyi boş verin, yurt dışında bir tane büyükelçi vefat etse, onu Türkiye’ye getirecek paramız yok’ diyor. İşçi 6 aydır para alamıyordu, Bağ-Kur ve SSK iflas etmişti. Bugün Sayın Başbakanımız öyle projeler açıkladı ki, artık Türkiye milli tankını, milli gemisini yaparken, aynı zamanda kendi savaş uçağını yapabilecek kapasiteye ulaştı. Hep birlikte göreceğiz, 2023’e yaklaştığımızda inşallah kendi muharip savaş uçağımızı da yapacağız. Bütün bu yatırımları, hizmetleri var eden bizler değil, millettir. Çünkü millet bu istikrarı yaratmasa, bu istikrara destek vermese, Türkiye’nin güçlenmesi için bu imkanları ortaya koymasaydı, biz taş üstüne taş koyamazdık. Son 10 yılda bir ülkenin 100 yılda yürüyebileceği yolu yürüdük. 2001’de IMF memuru, burada 1 milyon, 2 milyon doları serbest bıraktığında Türkiye’de bayram oluyordu. O yüzden şimdi yeni Türkiye’den bahsediyoruz. Benim öğrenciliğim zamanında devlet ders kitabı basamazdı. Bassa bile paranız olsa da bulamazdınız. Peki, ne oldu da ders kitabı basamayan devlet, öğrencilere ücretsiz ders kitabı verir hale geldi ve üstelik tablet ve akıllı tablet verir hale geldi? Bu arada ne değişti? Petrol mu bulduk? Hayır. Dünyada hiç keşfedilmemiş maden mi çıktı Türkiye’de? Hayır. Bir başka ülkeyi mi sömürdük? Hayır. Yapılan tek iş şu; Türkiye iyi yönetilmeye başlandı, iyi kadrolar tarafından yönetilmeye başlandı. Türkiye’ye istikrar geldi" diye konuştu.

“BİR GÜN BU TOPRAKLARDAN SİLAHLI UNSURLARIN TAMAMEN ARINDIĞI TÜRKİYE’Yİ EL ELE İNŞA EDECEĞİZ”

Türkiye’nin yurt dışında yaptığı yardımlardan da örnekler veren Bakan Çelik, bütün bu örneklerin, Türkiye’nin içerisinde yapılan bütün bu yatırımların tek bir sırrı olduğunu, o sırrın da milletin istikrarı koruyarak Türkiye’de demokrasiye bu gücü vermesi olduğunu vurguladı. Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Çelik, “Biz Türkiye’deki her bir vatandaşımızın hayat hakkına saygı duyuyoruz. Kim nasıl yaşamak isterse öyle yaşasın. Terör olmadan, şiddet olmadan, kimse kimseye baskı yapmadan bütün bu meseleleri çözeriz biz. Biz iktidara geldiğimizde vatandaşlarımız üzerinde büyük baskı vardı. Kimisi inancından dolayı, kimisi dininden dolayı, kimisi hayat tarzından dolayı büyük bir baskı görüyordu. Sadece bir cümle yazdığı için içeride yıllarca yatan yazarlar, düşünürler vardı. Biz Türkiye’ye bu özgürlüğü getirdik. Şimdi utanmadan birileri, ‘Bu günler 12 Eylül’den beter’ diyor. Tabi onların yaptığı nankörlük, sadece siyasi istimrar aracı olarak kullanmak için yapıyorlar. Türkiye’de göreceksiniz, nasıl ret, inkar ve asimilasyon politikalarını bitirdiysek, Türkiye’de vatandaşın dili, dini, hayat tarzı, nasıl bir düşünceye sahip olması gerektiği hakkındaki bütün baskıları kaldırdıysak, hep beraber göreceğiz, çözüm süreci de başarıya ulaşacak ve bir gün bu topraklardan silahlı unsurların tamamen arındığı, artık silahlı unsurların hiçbir şekilde bulunmadığı bir Türkiye’yi de sizlerle beraber el ele inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“BİZE TESLİM ETTİĞİNİZ MİLLİ İRADEYİ HİÇBİR ÇETEYE, HİÇBİR GRUBA KAPTIRMADIK VE KAPTIRMAYACAĞIZ”

AK Parti’nin Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bu güne büyük bir çizginin, Osmanlı ve Selçuklu gibi büyük bir mirasın devamı olduğunun ve bütün bu mirasa sahip çıktığının altını çizen Çelik, “Geçmişte Türkiye’de çok meşhur olan bazı siyasi laflar var. Nedir o? ‘6 kere gittim, 7 kere geldim.’ Yani, ‘ben milletin bana verdiği iradeyi 6 kere kaptırdım’ demektir. Bu bir marifet değil. Biz sizin bize teslim ettiğiniz milli iradeyi hiçbir çeteye, hiçbir gruba kaptırmadık ve kaptırmayacağız. Sonuna kadar sahip çıkacağız. Kamuoyuna yansıyan veya yansımayan bir sürü siyasi suikast girişimi olmuştur, bir sürü darbe tertibi olmuştur. Bir sürü oligarşik grup bu hükümetlerimizi devirmeye kalkmıştır. Bir sürü belaya, bir sürü meşakkate karşı mücadele etmişizdir. Bunların bir kısmı kamuoyu tarafından bilinir, bir kısmı bilinmez. Ama bütün bunlar karşısında dimdik dururken yaptığımız neydi? İki şeye güveneceksin ve gerisini umursamayacaksın. Önce Allah diyeceksin, sonra millet diyeceksin ve yolunda yürüyüp gideceksin. Gerisinin hiçbir önemi yok” ifadelerini kullandı.

“ONLARI BİR KATLİAM ŞEBEKESİ KATLETTİ”

27 Mayıs ihtilalinin yıl dönümüne de vurgu yapan Çelik, Başbakan Adnan Menderes ve dönemin bakanlarını bir katliam şebekesinin katlettiğini belirterek, şunları söyledi:

“Geçen günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın fikir mimarı olduğu şekilde Yassıada’nın ‘Özgürlükler ve Demokrasi Adası’ olarak temelini attık Sayın Başbakanımızla birlikte. İlk defa o idamlardan sonra bir başbakan Yassıada ve Sivriada’ya gitti. Bugüne kadar Demokrat Parti’nin mirasını pek çok kesim istismar etti ve ama hiçbiri oraya gitmedi. Şimdi o darbenin yıl dönümündeyiz. Şehit Başbakanı ve şehit Bakanları bir kez daha rahmetle anıyoruz. Onlar bizim seleflerimiz. Onları bir katliam şebekesi katletti. Şimdi bugün bu millet şehit Başbakanını, şehit bakanları rahmet ve minnetle anarken, onları katledenlerin isimlerini bile hatırlamıyor, sadece lanet edip geçiyor. Dolayısıyla bu Türkiye’de hizmet edenin, milletle birlikte yürüyenin başına gelenlere biz zaten hazırlıklıyız. Ama artık o eski Türkiye geride kaldı. Eskisi gibi bazıları siyaset yaparken, iktidara gelirken millete kulak verir, milletin sesini dillendirir ama iktidara geldikten sonra millete kulağını kapatır, milletin sesini dillendirmeyi bırakırdı. Şimdi sadece ve sadece millete kulağını veren, iktidara gelirken kulak verdiği gibi iktidardayken de kulak veriyor.”

“TÜRKİYE BİR DAHA ‘HASTA ADAM’ OLMASIN”

Türk tarihinde devletin iki kere büyük çöküş yaşadığına dikkat çeken Çelik, ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu zamanında büyük bir çöküş yaşadığını kaydederek, “Ve batılılar devletimize ‘hasta adam’ dediler. O çöküşten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde Cumhuriyetimizi kurarak çıktık. Yeni bir devlet kurduk, yeniden dirildik. İkinci çöküşü ise 2001 yılında, 2000’li yılların başında yaşadık. Dünyada hiç ekonomik kriz yokken, Türkiye’yi o kadar kötü yönettiler ki, artık Türkiye’ye 2000 yılında ‘hasta adam’ denilmeye başlandı. Ve 2001 yılında öylesine büyük bir krizle karşı karşıya kaldık ki, Osmanlı’nın son dönemleri gibi devlet bir anda çöküverdi. İşçisine, memuruna maaş ödeyemiyor, en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bir devlet haline geldi. İşte bu ikinci çöküşten de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ehil kadrolarla hep beraber çıktık, sizin verdiğiniz destek sayesinde. Bizim arzu ettiğimiz şey şudur; Türkiye bir daha ‘hasta adam’ olmasın, Türkiye her zaman zinde kuvvet olsun. Bir daha IMF’den borç dilenen bir ülke olmasın. Bir daha bu yatırımları başka ülkelerde görünüp de özenen nesiller değil, bu yatırımların daha fazlasını gerçekleştiren nesillere sahip olsun. Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılında 2023’e geldiği zaman şimdikinden çok daha kuvvetli olsun ve sizin çocukların o zaman bu ülkeyi yönettikleri zaman bizim gibi hasta bir ülkeyi devralmış olmasınlar, çok daha kuvvetli, çok daha dinamik, çok daha zinde bir ülkeyi devralmış olsunlar. İşte bizim Türkiye davamız budur. Bizim yaptığımız Türkiye milliyetçiliği budur” şeklinde konuştu.

Bakan Çelik, konuşmasının ardından, Vali Çakacak ve diğer protokol üyeleri ile birlikte butona basarak 16 tesisin temelini attı. Temel atma sırasında Aksıfat Barajı ve Aydıncık Göleti’nin yapılacağı bölgelere de canlı yayınla bağlanan Çelik, tesislerin hayırlı, uğurlu olmasını diledi.

KÜLTÜR BAKANI ÖMER ÇELİK, MERSİN’DE DSİ’YE AİT, TOPLAM BEDELİ 303 MİLYON TL OLAN VE ARALARINDA AKSIFAT BARAJI’NIN DA BULUNDUĞU TESİSİN TEMELİNİ TÖRENLE ATTI.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.