Başbakan ve Maraş Frekansı

Hatırlar mısınız bilmem.. Ya da o tarafa gidip gelenler zaten görüyorlardır: Tam dört ay önce karlı bir kış gününde Kahramanmaraş-Kayseri yolunun 50 kilometresi, Döngel köyünün tam karşısında bir heyelan olması sonucu ulaşıma kapanmıştı.

Olabilir, yol da kayar, toprak da çöker..

Doğa bu.. Hele bir de insanoğlu didiklemiş, altını oymuşsa...

Buraya kadar normal!

Normal olmayan, o yolun halen “adam gibi” ulaşıma açılmamış olmasıdır. Normal olmayan, o yolun heyelan öncesi çift şeritli olarak trafiğe açıldığı halde, şimdi bir şeridin tamamen, diğer şeridin ise kısmen kapalı olmasıdır. Ve normal olmayan sorumluluk sahibi kişilerin utanmadan, sıkılmadan, o yolun dört aydan beri o şekilde olmasına rağmen halen ortada dolaşabiliyor olmalarıdır.

YUHH!

Ayıp.. günah..

İnsan denilen varlıkta Allah’tan korkma, kuldan utanma bir diye bir şey olur.

Bunlarda o da kalmamış. Bunlar kaşarlanmış.. bunların suratları kösele olmuş.

***

Beyler; kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın!

Bu yol olayı sadece bir örnek. Halk adına, halktan aldığı yetkiyi kullanamayıp o yoldaki iki kamyon hafriyatı kaldıramayan irade mi bu memlekete bakanlık isteyecek?

***

Bu memleket; 2002’den bu tarafa Ak Parti’ye; genel seçim dediler oy verdi, yerel seçim dediler oy verdi, referandum dediler oy verdi. Yetmedi, son seçimlerde Türkiye şampiyonu yaptı.

Dedik: “Tamam artık, bize bu kez kesin bir bakanlık verilir.”

Ama bir kez daha hayal kırıklığı yaşadık “Maraş” olarak.

Bir kez daha düşüncelerimiz ütopyadan öteye geçemedi.

Sayın Başbakan; madem Milli Eğitim Bakanı’nı değiştirecektin; o halde Sayın Mehmet Sağlam’ı neden bakan yapmadın da, gittin Ömer Dinçer’i yaptın? Yoksa Sayın Sağlam bir Nimet Çubukçu kadar, bir Hüseyin Çelik kadar, bir Ömer Dinçer kadar yapamaz mıydı size göre?

Bence fazlasını bile yapardı. Zira Sayın Sağlam, devlet tecrübesi olarak, birikim olarak, kişilik olarak, siyasetçi olarak bütün donanımlara sahip bir şahsiyettir.

***

Bu nasıl bir insaf?

Bu nasıl bir bakış açısı?

Bu, seçmen iradesine nasıl bir saygı?

Bizimle oynama Sayın Başbakan.. bizimle oynama!

Bizim de bir onurumuz, şerefimiz, izzet-i nefsimiz var.

Bizi grup başkanvekilliğiyle, TBMM Başkanvekilliğiyle kandıramazsın.

Yedik zannediyorsan Sayın Başbakan: YEMEDİK!!

Antep’in bizden farkı ne ki her dönem bir bakanı var Allah aşkına. “Oy”sa bizde, “sadakat”sa bizde…

Söyle Sayın Başbakan söyle, bir bakanlık alabilmemiz için daha ne yapmamız lazım? Yapmıyorsun, bari Allah rızası için bir tüyo, bir ipucu ver!

***

Ak Parti İl Başkanı ekrana çıkmış diyor ki;

“Başbakanımızla Kahramanmaraş halkının gönül birliği var, frekans uyumu var…”

Peki, madem öyle Sayın Erkoç;

Kahramanmaraşlı Ak Parti seçmeninin yüzde 90’ının gönlünde bir bakanlık verileceği beklentisi vardı. Buna rağmen bakanlık verilmedi! Şimdi bu nasıl bir gönül birlikteliği, bu nasıl bir frekans uyumu izah edebilir misiniz acaba?

Eğer buyurduğunuz gibi olsaydı, şimdi bir bakanımız olması gerekirdi değil mi?

Ee, bir de neymiş;

Belki ilerde kabinede revizyon falan olursaymış! (mışş)  Belki bir bakanlık verilebilirmişşşş!!  (mişşş)

Bunun Türkçesi nedir biliyor musunuz?

Bunun Türkçesi, apaçık milletle kafa bulmaktır. Dalga geçmektir.

Belli ki Maraşlı’yla Sayın Başbakan’ın frekanslarının enlemleriyle boylamları çoook farklı!

Hatta uyduları farklı..

Biri Türksat, diğeri Hotbird kadar..!

Yada Erkoç’un söylediği şuna benziyor: Adamın birinin bir başkasına vereceği varmış. Alacaklı kapıya dayanmış. Alacaklısına demiş ki;

Benim kıraç bir tarla var. Oraya karaçalı ekeceğim. Ektiğim karaçalılar büyüyecek.. Sonra, senede bir oradan koyun sürüleri geçerler. İşte o koyunlar geçerken yünleri çalılara takılacak. Bende çalılara takılan o yünleri toplayıp satacağım ve sana olan borcumu hemen ödeyeceğim!!

***

Sevgiyle kalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Veli KARALAR Arşivi