Belçika’nın Bize Hatırlattıkları

Paris’te meydana gelen kanlı saldırıdan sonra gözler, Belçika’nın başkenti Brüksel’e çevrildi ama bu defa farklı. Belçika’nın bize hatırlattıkları var…

Belçika’nın başkenti Brüksel’de olası bir terör saldırısına karşı alınan tedbirler, bizim bugüne kadar “her şey insan için” tezimizi de çürütmeye başladı.

Devletler, halkın daha iyi yaşaması için tedbir alır.

Ulaşımı kolaylaştırır, sağlık hizmetlerinin en kaliteli ve en iyi şekilde sunulmasını sağlar.

Herkesin en iyi şekilde ve en ucuz olarak eğitim hizmetinden faydalanmasını temin eder. Sadece eğitim değil, kendini geliştirmek isteyenlere, araştırmak isteyenlere de fırsat sunar.

İnsanların dinleneceği yerler oluşturur; parklar, bahçeler, alışveriş mekânları…

İnsanların soyunacağı, giyineceği, temizleneceği, ihtiyaçlarını karşılayacakları alanlar oluşturur, oluşturulan alanlara izin verir, denetler…

İnsanların başı dara düştüğünde gidecek yerleri belirler, burada hizmet verecek insanları istihdam eder.

Yollar yapar, kalitesi yüksek, güvenilir ve oldukça rahat…

Şehir içi, şehirlerarası ve uluslararası ulaşımı kolaylaştıracak önlemler alır; yollar, köprüler, havalimanları, deniz taşımacılığı, trenler, hızlı metrolar, yer altından, yer üstünden, havadan, denizin altından ulaşımı sağlar, kolaylaştırır…

Sadece ulaşımı kolaylaştırmakla kalmaz, ince noktasına kadar düşünerek rngelli vatandaşların kolayca ulaşımını sağlar, kadınların ve özellikle çocuklu olanların ihtiyaçlarını da düşünür.

Yaşlılar için farklı projeler üretir, gençlerin ihtiyacını görür, çocukların isteğine kulak tıkayamaz…

İster yerel yönetimler olsun, isterse merkezi idare, hepsi insan için çalışır/çalışmak zorundadır.

İster yerel yönetimler olsun, isterse merkezi idare, hepsi insan için çalışır/çalışmak zorundadır.

Çünkü insanlar, seçim zamanı sandığa gider, kendisini en iyi temsil edecek, en iyi şekilde yaşamasına imkân verecek ve hayatı kolaylaştıracak, özgürce yaşamayı temin edecek partileri destekler.

Oy verdiği parti de iktidar olsa, oy vermediği parti de iktidar olsa, göreve gelen iktidardan, insanca yaşamasına imkân sağlanmasını ister.

Dilediği gibi yaşamak, sorgulanmamak, ayıplanmamak, kınanmamak ve inandığı gibi bir hayat sürmek ister.

Bu hayatı sürdürürken de önüne konulan engellerin kaldırılmasını, devletin de keyfi engeller koymamasını ister.

Çünkü temel olan insandır.

Esas olan devlet değil, devleti oluşturan bireylerin sağlıklı bir şekilde yaşamasıdır.

Ama bütün bunları bir terör olayı yerle bir edebiliyor.

İkilem ise teröre destek veren insanların, aksayan bir belediye hizmetine tepki gösteriyor olmalarıdır.

İnsanlar ölüyorsa, devletin orada tedbir alması da kaçınılmaz hale geliyor.

Hele hele Belçika gibi bunu paranoya haline getiren ülkelerde, özgürce yaşamak da, insanca bir hayat sürdürmekte mümkün olmuyor.

Önce Fransa’da, sonra Belçika’da alınan güvenlik tedbirleri, en üst noktadan incelendiğinde, terörün hayatımızı nasıl altüst ettiğini görmek mümkün oluyor.

Biz, her şeyin insan için olduğunu söylerken, terör, her türlü özgürlüğün daraltılmasını sağlıyor, aldığı canlar, kaybettirdiği mallar da bir yana…

En üzücü olan, “İslam” adına ortaya çıkan ve İslam’la uzaktan yakında ilgisi olmayan terör örgütlerinin Müslümanlara verdiği zarardır.

Bu, tıpkı ırk adına ortaya çıkıp, kendi ırkını katleden, kendi ırkının insanca yaşamasına engel olan terör örgütleri gibidir.

Belçika’da polis başörtülü kadınlara “potansiyel terörist” gözüyle bakıyorsa, sakalı olan her insanı “potansiyel terörist” olarak görüyorsa orada insanca yaşama imkânı kalmamış demektir.

İŞİD’in Müslümanlara vurduğu en büyük darbe, “Allah” diyen insanların “terörist” olabileceği algısını oluşturmasıdır.

Belçika’nın aldığı tedbirler, kendi yanlarında geçerli nedenlere sahip ama terör örgütlerinin hiçbir geçerli sebebi yok.

Hangi dinden, hangi ırktan, hangi dilden, hangi renkten olursa olsun, bütün terör örgütleri aynı derecede insanlık dışıdır, din dışıdır.

Terör örgütlerine destek verenlerin, güvenlikle ilgili alınan tedbirleri sorgulama, aksayan işleri eleştirme hakkının olmadığını düşünüyorum ama teröre destek vermeyen, insanca yaşamak için mücadele eden insanların her türlü sorgu ve sual hakkı vardır.

Belçika’nın aldığı tedbirler, orada yaşayan masum insanları korumaya dönük olduğuna kuşku duymuyorum ama bunu yaparken, insanları inancı nedeniyle potansiyel terörist görmekten de kaçınmak gerekir.

ABD’nin 11 Eylül’de yaptığı çılgınlığı, Fransa, Belçika ve dünyanın birçok ülkesi de yapmaya başlarsa, terör işte o zaman amacına ulaşmış sayılır, hem de tek kurşun bile atmadan…

Tweetimden seçmeler

Kısmet, rotasını kaybetmiş gemi gibidir; Her limana uğrar, senin limanı bir türlü tutturamaz.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi