Jülide DEMİRTAŞ

Jülide DEMİRTAŞ

Bir dönem kralımızdı

Gün geçmiyor ki televizyonda yeni bir dizi başlamasın. Bir dizi furyası aldı yürüyor. Hangi kanalı açsanız bir dizi ile karşılaşıyorsunuz. Belki izliyor belki izlemiyorsunuz ama aile bireylerinden takip edenler olabiliyor. Bu günlerde yeni başlayan bir dizi daha var ki tarih kokuyor. Ve benim aklıma hemen Osmanlı armasını getiren padişahın hayatını anlatıyor. Trt 1’de “Payitaht Abdulhamit” dizisinden bahsediyorum.İleriki zamanda ne kadar yol aldığı ve reytingi belli olacak. Tabi bu arada bir Osmanlı filmleri ve dizileri daha sık yapılır oldu.

En son Amerika da “Osmanlı Subayı” adlı bir film Van da çekilecek. Tarihe uygun olarak yapılan dizi ve filmlerin halka tarih bakımından ışık tutacağını, bilgi tazeleme, bilgi sahibi olma gibi faydaları olacak. Şanlı tarihimizi unutmamak adına atılan güzel adımlar bunlar.

II. Abdulhamit ’in hayatını tarih yazarı Mustafa Kahraman’ın seminerinde dinlemiştim . Neleri başarılı neleri başarısız yaptığını eğrisi ve doğrusuyla azda olsa bilgi sahibi olmuştum. Neden Kızıl sultan, neden Ulu Sultan ?Başarısızlığı neden? Ve neden başarılı ?Her padişahın olduğu gibi başarılı ve başarılı olmadığı yönleri mutlak olacaktır. Çünkü kimse mükemmel değildir.Bu padişah olsa bile.

Hayatının başında tahta geçme ümidi pek olmayan bir şehzade idi. Çünkü amcası ve ağabeyine yapılanlara tanık olmuştu.

Osmanlı Devleti’nin 34.padişahıdır ve 133. Halifesidir. Saltanatı 33 yıl sürmüştür.

Uzunca boylu, esmerce tenli, uzunca boyunlu, ela gözlü, hafif kıvırcık sakallıydı. Güçlü bir zekası vardı ve kültürlü bir padişah olarak yetişti. Çok güçlü bir hafızaya sahipti. Bir gördüğünü bir daha unutmazdı. Açık ve net konuşması vardı. En önemli özelliği kendine anlatılanları dikkatle dinlemesiydi. Ve oldukça dindar bir padişahtı. Günde 15-16 saat muntazam çalıştığı söylenir. Boş zamanlarında marangozluk atölyesinde çalışırdı. Hatta Maslak Müzesi’nde bizzat şahit olduğum el yapımı piyano şeklinde bir masa ve onu tamamlayan harika bir sandalyesini görmüştüm.

Gençliğinde ata binme ,yüzme, atıcılık gibi sporlara merak duymuştur.

2.veliaht iken amcası Sultan Abdulaziz Han onu da meşhur Avrupa gezisine götürdü. Londra, Paris ve Viyana’yı gezdi. Bu onun son gezisi idi. Bir daha yurt içi veya yurt dışına geziye çıkmadı.

Özel hayatından ziyade ülkemiz için yaptığı ve yapamadığı çalışmalara bakacak olursak;

*ilk Osmanlı anayasası olan Kanun-i Esasi’yi ilan etti.

*gözlem yeteneği kuvvetliydi. Para piyasalarını ve diplomasiyi iyi biliyordu.

*Anadolu ve özellikle Suriye, Filistin’i  imar edilmeye çalışıldı.

*İmparatorluktaki demiryolu ağı devrinde çok güçlenmiştir.

*Telgraf alt yapısının oluşması için de büyük yatırımlarda bulundu.

*Bugün birçok kurum ve kuruluş onun döneminde kurulmuş veya temelleri atılmıştır ;Deniz Mühendis Okulu, Askeri Tıp Okulu, Harp Okulları, Askeri Baytar Okulu, Kurmay Okulu, Siyasi Bilgiler Fakültesi, Marmara Tıp, Hukuk Mektebi, Ziraat ve Baytar Mektebi, Yüksek Mühendis Okulu, Yüksek Adalet Okulu, Yüksek Ticaret Okulu, Deniz Ticaret Okulu, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Sayıştay, Şişli Etfal, Darülacaze, Ziraat Bankası v. s. gibi kurumlar bulunmaktadır.

*Kadınların eğitim almasına önem veriyordu. İlk kız okulları onun döneminde açıldı.

*Çini, bez, kağıt fabrikaları kurdurdu.

*Ermeni isyanlarını çok sert ve kanlı bir biçimde bastırdığı için Batı da” Kızıl Sultan “ olarak anılmıştır.

*Dönemin aydınları baskı, sansür ve hafiyelikten şikayetçi idi. Marangozluğu  meşhurdu. Beylerbeyi Sarayının yemek odası takımını şehzadeliğinde kendi usta marangozluğunun eseri olarak yapmış ve babası Abdülmecit Han’a hediye etmiştir.

*Kahve içmeyi çok severdi.

*Kendisini Van’da medrese açmak için ikna etmeye çalışan Bediüzzaman Said-i Nursi’yi akıl hastanesine kapatmıştır(dönemin bürokratlarının oyunu olduğunu söyleyenler de vardır )

*Kuduz hastanesi yaptırmış, kuduz aşısını ülkeye getirtmiş ve ünlü bilim adamı Louis Pasteur’ e nişan vermiştir.

*Edebiyata çok meraklaydı. Özellikle polisiye romanlara tutkunluk derecesinde bağlıydı.

*ilk alkol fabrikası da o’nun zamanında açılmıştır.

*Tiyatro ve operaya da çok düşkündü. Yıldız Sarayı operet temsilleri yanında tiyatro oyunları da sahnelenirdi.

*Boğaza ’a köprü yaptırmak için projeler hazırlatmasına karşın, hedefini gerçekleştiremedi.

*Türkiye’de ki saat kulelerinin birçoğu onun döneminde yapılmıştır.

Devrinde büyük toprak kaybı yaşanmıştır. Bosna-Hersek Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna bırakılmıştır. Girit, Teselya, Romanya elden çıkmıştır. Yine Mısır ve Kıbrıs elden çıkmış. Kars ve Ardahan Ruslara verilmişti.

***

Osmanlı arması son şeklini bu padişah zamanında almıştır.19.yüzyılda Birleşik Krallık geleneğinde ki nişanlardan etkilenerek hazırlanan armaya terazi ve silahları II.Abdülhamit tarafından eklenmiştir.

Tarihimizde doğruları olduğu gibi yanlışları da olan yönetici geçmişimizi ayrıştırmak yerine hepsini kucaklamak gerektiğine inanıyorum. Kendi yaşadığımız günlük hayatı güllük gülistanlık yapamazken bizim gibi bir insanoğlunun çıkıp ülkeyi güllük gülistanlık yapmasını beklemek  ne kadar doğru. Ve bu kadar fikir ve yol ayrımı olan insanları aynı çatı altında toplamak ne kadar güç.Bir gazetecimiz yurtdışına gitmiş. Büyük bir parkta dönemin krallarının heykellerini gezmiş. Gezi sonunda orada olan görevliye “diğerlerini anladım ama şu falanca kral ülkeniz için bir şey yapmadı !Yine de heykelini yapmışsınız ?” demiş. Bunun üzerine görevli “ bir şey yapmasa da o bizim bir dönem kralımızdı.” Yanıtını vermiş.

Tarihimiz zaferle dolu, şanlı bir tarih. Sahiplenmeyi bilmiyorsak bu hepimizin suçu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Jülide DEMİRTAŞ Arşivi