Bir yandaş yazar güzellemesi!

Olayı biliyorsunuz, bilmiyorsanız da birazdan öğreneceksiniz. Hani güzel Adana’mızın, çok güzel ve pek yakışıklı valisi Hüseyin Avni Coş’un bir vatandaşımıza yönelik kibarca sarf ettiği hitap tarzı, önce sosyal medyada sonra da asosyal medyada yankı buldu. Sanki canım, ciğerim valiciğim ne demiş?

Gavat demişmiş…

Hayır efendim, kavas demiştir ve bunu bizzat kendisi yeni bir açıklamasıyla düzeltmiş, yanlış anlamalara asla müsaade etmemiştir.

Hem Gavatkelimesi de kötü değil ki. Her ne kadar argo bir kelimeyse de bu “sevgi ifadesi” olarak Andolu’da sıkça kullanılır.

Kadın pazarlayan ve özellikle kendi karısını pazarlayanlara” yönelik bir kötü meslek olarak lanse edilse de, sayın valimizin böyle bir niyeti asla ve katta yoktur.

Şahsen ve bizzat ben kefilim.

Sayın valimizi şahsen tanımam ama bir güzellik yapayım dedim.

Valimiz, 10 Kasım töreninde olay çıkaran kendini bilmez bir vatan evladımıza sırf güzellik olsun diye gavat değil, kavas demiştir.

Sayın ve çok değerli valimiz, vatandaşımızı polislerin incitip, kılına zarar neyim getirmemeleri için ne kadar candan, ne kadar yürekten, ne kadar dalaktan ve ne kadar böbrekten sevdiğini gösterme adına yanına çağırmış, maiyetine almaya çabalamıştır.

Korumaların ve polislerin de bu samimiyeti anlayıp, hadlerini bilmeleri açısından onların anlayacağı tarzda “kavas” demiştir, gavat değil.

Biliyorsunuz kavasın birçok anlamı var; hadi birçok dediğimiz de 2-3 anlamı var.

Sonra bana abartıyor falan filan dersiniz, yağcılık ve yalakalıktan yapma derdinde olduğumu söylersiniz neme lazım, önceden tedbirimi alayım.

Kavas, “Yürüyen, hizmet eden, gezinen adam” anlamında kullanılır.

En azından çok değerli, boylu, poslu, endamlı, yakışıklı sayın valimiz bu manada şey etmiştir.

Başka manada şey edenler de var elbet.

Mesela “Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli” için de kavas deniyor.

Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi” için de kavas kelimesi kullanılıyor.

Benzer bir kullanım da “Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi.” için kullanılıyor.

Şimdi gördünüz mü, sayın yakışıklı, boylu poslu, endamlı ve nükteli valimizin ne demek istediğini?

Birincisi olay çıkaran marjinal güzellikteki vatandaşımıza müdahale etmeye hazırlanan koruma görevlileri anlasın diye “kavas” demiştir, “gavat” lafı aksandan dolayı söz konusu ediliyor.

Ayıp yani,play tuşuna basın, bir daha dinleyin, yalan mı söylüyoruz?

Sayın ve çok değerli valimizin “kavas” lafını duyduğu an yerine çivilenen korumalar, sevgili ve çok değerli vatandaşımıza asla müdahalede bulunmamış, öpüp okşayacak derecede duygusal yoğunluk yaşanmıştır.

Hatta bir bayan koruma görevlisinin gizli gizli duygusal hislerini uyandırdığı da rivayet edilmektedir.

Hal böyle iken çok değerli vatandaşımızın şöhret olmasına, saygı duyulmasına, sevgi beslenmesine ve gizli bir aşkın sonucu geleceğinin şekillenmesine katkıda bulunduğu için yakışıklı, boylu poslu, endamlı ve çok anlamlı sayın valimizin ödüllendirilmesi gerekmektedir.

Bu konuda şahsen bir kampanya başlatmayı düşünüyorum.

Daha önce belediye başkanına da haddini bildirerek, ona başkanlığın nasıl yapılacağını bir güzel öğreterek öğretmenlik görevini de fazla mesai almadan yerine getireceğini göstermiştir.

Bizim sayın valimiz coştukça coşan, koştukça koşan, sevdikçe seven bir validir.

Hatta yasa ve yönetmenlikleri bile bekleme gereği duymadan “emir telaki ederiz” diyerek izlediği dizilerin ipuçlarını vermesi açısından da nasıl bir özelliğinin olduğu, nasıl coşkun sular gibi dağlandığı, nasıl sular seller gibi her bir şeyi bildiği anlaşılmıştır.

Özellikle muhalif kesimi anlayamıyorum, yahu sayın çok değerli ve bir o kadar da kıymetli sayın valimiz “gavat” demiş olsa bile siz adamın her şeyine sövdünüz, kibarlığından sesini etmedi.

Çünkü hayatında ağzına küfür neyim almayan sayın valimiz, muhalefeti muhatap alarak gelecekteki siyasi kariyerini tehlikeye atmayı da asla göze alamıyor.

Çünkü o hizmet adamı.

Çünkü ona bu memleketin ihtiyacı var.

Hatta yer yakınken farklı teklifim de olacak.

Yol da yakın, zaman da yakın…

Biliyorsunuz 30 Mart’ta yerel seçimler var.

Partiler harıl harıl “oy getirecek” aday arıyorlar ama bulamıyorlar.

Bazen kura çekiyorlar “ya şundadır, ya bunda” diye…

Birine parti karşı, birine vekiller, diğerine vatandaş.

Hani vatandaşın karşı olması kimsenin umurunda olmaz, zaten vatandaş kendisine hizmet edeceği bilemez; göbeğini kaşır durur, bidon kafalılar!

Lafı kaynatmanın alemi yok, çok değerli, pek kıymetli, bir o kadar endamlı, bir o kadar kültürlü ve tabii ki arı bir Türkçesi olan sayın valimizi “en çok hizmete ihtiyaç duyulan” kente belediye başkan adayı yapılsın, derhal yapılsın, tiz yapılsın millet hizmetten mahrum kalmasın.

O zaman siz ne kavasları görürsünüz, ne kavasları!

NOT:Bazen iktidara, bazen muhalefete yaranayım diye kıvırmayı iyi bilen yazarlara bir güzellemedir, yazınız ancak bu kadar inandırıcı gelir, haberiniz ola…

Tweetimden seçmeler

Çocukluğumda Türk filmi izlerken, beni dehşete düşüren zalim karakterler olurdu. “Bir insan bu kadar zalim olamaz” derdim. Şimdi demiyorum!

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Naif Karabatak Arşivi