Bizim Üniversiteler ne iş yapar?

Yüksek Öğretim kurumları yani Üniversiteler, eğitim, bilim üretmelerinin yanı sıra ülkelerine demokrasinin yerleşmesi içinde özgür düşünceyi öğrencilere ve topluma yerleştirir.

Ama bizim ülkemizde Üniversiteler bilim ve özgür düşüncenin yayılması noktasında sınıfta kalmışlardır.

Demokrasiyi, demokrasi bilincini topluma yerleştirmek yerine statükoyu ve tek tip insan oluşturulması yönünde en katı baskı uygulayan birer özerk kurumlar haline gelmişlerdir.

12 Eylül sonrasında kurulan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) kendi uygulamalarıyla baskıcı bir anlayışın doğmasına bizatihi teşvik etmiştir.

Ülkemizde sosyal grupların çoğalıp artması bir yana en masum bir örgütlenme bile rejim tehlikeye girer mantığı ile bastırılmıştır. Bunun sonucu ise legal olması gereken bu sosyal organizasyonlar illegal olmuş ve devleti ile barışık olmayan milyonlarca küskün insanlar oluşturulmuştur.

 

Bu gün ülkemizde vatan görevi yapmaktan kaçarak kendilerine vicdani redci dediğimiz insanlar bu baskı ve yanlış uygulamalar sonucu ortaya çıkmıştır diye düşünüyorum.

Bu coğrafya içinde yaşayan her birey vatan beklemeyi bir namus borcu olarak algılar ve öyle davranır. Toplamda genel kanı bu yöndedir.

 

Üniversitelerimizin acıklı hali ile ilgili bana gelen bir elektronik postayı yayınlamak istiyorum.

 

ÜNİVERSİTELERİMİZ PATENT FAKİRİ!

 

Ülkemizde Temmuz 2009 tarihi itibariyle üniversite sayısı 139 oldu. Peki, hiç merak edeniniz oldu mu? Ülkemizde üniversite başına düşen patent sayısı kaç adet?

 

Biz araştırdık. Üniversite başına düşen patent sayısı 0,2 adet, bir başka deyişle Türkiye’de Üniversitelerin yaptığı patent başvuru sayısı sadece 28 adet, yanlış okumadınız sadece “28”.

 

Yabancı üniversitelerin Türkiye’deki patent sayısı ise 337 adet. Tam 12 katı. Yabancı üniversitelerin Türkiye’deki patent sayısına bakarak ne kadar çok patent almışlar demeyin. Şimdi sıkı durun, yabancı üniversitelerin Avrupa’da aldığı patent sayısı ise 100.000 adedin üzerinde. Avrupa ve Amerika da bazı üniversitelerin aldığı patent sayısı 750 adedin üzerinde.

 

Cumhur AKBULUTGenel Müdür YardımcısıİSO 9001-2000 Kalite Yöneticisi

 

Bu durumda ne yapmamız gerekiyor diye sorulacak bir soruya en içten cevap ise; YÖK’ün kaldırılması, tam sivil bir anayasa.

 

Bu ülkede tam sivil bir anayasa hayata geçirilmeden, katmerleşen hiçbir sorun çözülmez.

Terör ise silahlı savunma ile hiç çözülmez. Neredeyse 25 yılı aşkın bir süredir sürekli savaş halinde olan ülkemizde milletimiz  artık bu savaşın da bitmesini istiyor.

 

Bir ülkenin dinamik yapısı olarak nitelendirdiğimiz Üniversitelerimiz kuruluş amaçlarına uygun yasalar ile idare edilmediği sürece hiçbir şey düzelmez.

 

Şimdi doğal olarak bir soru ile yazıma noktayı koymak istiyorum.

 

1992 yılında kurulan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin hiç patenti var mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi