Bu destek, neyin desteği?

 

Aslında soruyu farklı sorarak da başlayabilirdim. Mesela “cezaevlerinde mahkumlar açlık grevinde ölme noktasına gelirken bu duyarsızlık niye?” diye…

Sonra da devam ederdim, “peki açlık grevindeki mahkumlara destek, neyin desteği?” diye…

Sanırım ikisine de net cevap almak imkansız gibi bir şey…

Önce duyarsız kalanlardan başlayalım…

***

50 günden fazladır aç olan mahkumlar, sizin görüşünüzü taşımaya bilirler, belki düşmanınız da olabilir, belki yaşadığınız acının kaynağında olan isimlerden açlık grevinde olan vardır…

Belki içinizde biriken bir öfkeyi dışa vurmaya çabalıyorsunuz veya içinize atmakla meşgulsünüz…

Sessiz kalarak, sürecin de sessizce akıp gitmesi gerektiğini düşünüyorsunuz.

Her ölen, belki sizi mutlu etmeye yetmeyecek ama “birisi eksilecek” gözüyle bakacaksınız.

Sosyal medyada kin kusanlardansanız, “bırakın ölsünler” diye tepki bile gösterebilirsiniz.

Ne amaçla susuyorsanız susun, unutmayın ki, atalarımız savaşta öldürmek için atak yaptığı düşmanının bile “aç olmasına” dayanamazdı.

Siz tokken aç olanlar, sebebi ne olursa olsun vicdanları kanatmıyorsa sorgulanacak vicdanlarınızın olduğuna kuşku duymuyorum.

Talepleri konuşmuyorum bile…

Önemli olan her gün ölecek insanların olmasıdır.

Kimlikleri, kişilikleri, siyasi görüşleri, inançları, dünyaya bakışları, hepsi ama hepsi karınları doyduktan sonra dikkate alınacak konulardır.

Ama önce onlar doymalı…

Eylemler son bulmalı” diye bir çıkış yapmalı.

Sorunu çözme konumunda olanların sağa sola kaymadan, topu taca atmadan, açlıklara kılıf bulmadan, lüks sofralarda tıkınanları dert etmeden çözüm üretmesi gerekiyor.

Ve bunu sessiz yığınlar yapacak.

Susanlar konuşmadıkça, açlar ölmeye devam edecek.

***

İkincisi ise destek verenlere…

Destek verenler de ikiye ayrılıyor.

İlki, lüks sofralarda ahkam keserek, basına yansıyan kuzu kebabını midesine indirerek, açlık grevine destek olanlardır.

Kimi bir günlük “destek açlığını” barda nihayetlendirerek, gün boyu aç kalmanın öcünü alıyor.

Tok insanlar açların sorununu tartışıyor ve sorun aslında burada başlıyor.

Diğer destek verenlerse tamamen “insani” yönden olaya yaklaştıklarını düşünüyorum ama bu destek neyin nesi, o açıklanmalı…

BDP ve BDP’ye yakın siyasi görüşü benimseyen STK’lar, açlık grevinde en kritik noktaya gelinmeye başladığında açıklamalarını ve eylemlerini arttırmaya başladılar.

Yurdun dört bir yanında yapılan eylemlerde, ölümü durdurmak için ölümüne bir çaba var.

Ve hepsinde de “Açlık grevine destek” verdiklerini açıklamaktan geri kalmıyorlar.

Türkçemizde mi bir sıkıntı var, yoksa ifade tarzı mı böyle, belki de gerçekten böyle…

Çünkü “Açlık grevine destek” demek, “açlık grevi sürsün, sakın engellemeyin” demektir.

Talepleri karşılansın” demek farklı, “açlık grevine destek” farklıdır.

Eğer siz açlık grevine desteği tok karnına verenlerdenseniz, sizin desteğinizde bir sorun olduğu açıktır.

Burada kelimelerle oynamak gibi bir derdim yok, niyetin doğru yansıtılıp yansıtılmamasına bakıyorum.

Siz, gerçekten “ölümler dursun mum istiyorsunuz, ölümler sürerken amaç hasıl olsun mu” istiyorsunuz?

İkisi çok farklı, dikkat edin!

İnsanlar ölmesin” diyorsanız, olaya farklı yaklaşırsınız.

Talepler karşılansın” diyorsanız, ölümleri önemsemezsiniz.

Siz hangisini istiyorsunuz?

Bir kişi bile ölmesin” diyecek kadar insancıl düşünmeye başlarsanız veya bu niyetinizi yansıtırsanız, sorunu her iki tarafta da çözme konumunda olanların bir anda grevi bitireceğini ve insanların ölmeyeceğini göreceksiniz.

Açlık grevini bitirmek için hükümete yüklenildiği oranda, BDP veya PKK’ya da yüklenemiyorsanız, o zaman desteğinizi bir kez daha sorgulamanızın zamanı geldi demektir.

Asıl ve yegane amaç, o insanların ölmemesi olmalı, gerisi daha sonraya bırakılmalı…

İşte asıl çaba burada olmalı, inanın “sonrası” diyeceğiniz zaman dilimi yok denecek kadar azdır ve bu sizin ölümleri bitirmedeki gerçek niyetinizi de ortaya koyacaktır.

Twitimden seçmeler

İmza atmayı bilmeyenler, başkasının imzasıyla öğünür. Öğünecek bir ürünü olmayanlarsa toprağın altındaki atalarıyla gururlanır!

www.twitter.com/naifkarabatak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi