"BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ UYUŞTURUCU TERÖRÜNE FEDA EDEMEYİZ"

"BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ UYUŞTURUCU TERÖRÜNE FEDA EDEMEYİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkenin gençlerini ne Kandil'deki ve Pensilvanya'daki terör baronlarına, ne de uyuşturucu terörüne asla feda edemeyiz. Onlar...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkenin gençlerini ne Kandil'deki ve Pensilvanya'daki terör baronlarına, ne de uyuşturucu terörüne asla feda edemeyiz. Onlar bizim gençlerimiz. Gençlerimizin eline silah vererek, bedenine uyuşturucu vererek geleceğimize kastedenlere göz yummayacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, STK temsilcileri ile iftar yemeğinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftar yemeğinin ardından konuşma yapan Erdoğan, konuşmasına Kadir Gecesi'nin hayırlara vesile olmasını temenni ederek başladı. Erdoğan, "Bu gece idrak ettiğimiz, Rabbimizin Kur'an-ı Kerim'de "Bin aydan daha hayırlıdır" buyurduğu Kadir Gecenizi gönülden tebrik ediyorum. Rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği bu mukaddes gecenin siz kardeşlerimle beraber ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Bu gecenin feyzinden, bereketinden istifade etmek, Kadir Gecesi'nin kadrini kıymetini bilmek çok önemli. Millet Camii'nde teravih sonrası düzenleyeceğimiz örnek bir program ile bu geceyi ruhuna ve manasına uygun bir şekilde milletimizle idrak etmeye çalışacağız. Kadir Gecesini ibadet ile geçiren kimsenin günahlarının bağışlanacağını müjdeleyen Peygamber Efendimiz, Hz. Aişe validemize bu gece özellikle şu duayı yapmasını tavsiye etmiştir: "Allah'ım sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni de affet yarabbi." Bizler de başımız eğik, kalbimiz buruk bir şekilde Peygamber Efendimizin (s.a.v) öğrettiği bu yakarışla yüce Mevla'dan af ve mağfiret niyaz ediyoruz. Rabbimizden bu mübarek geceler hürmetine ülkemizi ve milletimizi her türlü kötülükten, musibetten muhafaza buyurmasını diliyoruz. Dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği şu sıkıntılı dönemde ülkemiz ile birlikte tüm İslam aleminin feraha, huzura, güvene kavuşmasını temenni ediyorum. Ülkemiz ve milletimiz için birlik, beraberlik, dayanışma temennimizi tekrar etmek istiyorum. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen iftar yemeğine katılan sivil toplum kuruluşu temsilcilerine hitap eden Erdoğan, "Türkiye'nin vakıf ve gönüllü teşekküller noktasında ne kadar zengin olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. Geçmişte yaşanan onca sıkıntı ve baskıya rağmen bugün STK'ların eskisinden güçlü bir şekilde çalışmalarına devam etmeleri, milletimizin bu müesseselere sahip çıkması sayesindedir. Ülkemizin eğitimde, hak ve özgürlüklerde, sınırlarımızın içindeki ve dışındaki ihtiyaç sahipleriyle sergilediği örnek dayanışmada şüphesiz en büyük pay STK'lara aittir. Sorumluluk üstlendiğimiz her yerde özellikle son 15 yıldır sizleri her açıdan desteklemeye, işlerinizi kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Biz, birileri gibi sivil toplumu tehdit olarak değil, milli birlik ve beraberliğimizin kilit taşı olarak görüyoruz" diye konuştu.

Sivil toplumun devletin karşıtı değil, tamamlayıcısı olduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir devlet ne kadar güçlü olursa olsun sivil toplumun yardımı ve iş birliği olmadan hedeflerini gerçekleştiremez. Milletimizin karşı karşıya olduğu sıkıntıların giderilmesinde sizlerin katkısının son derece gerekli olduğuna inanıyorum. Ülkemiz on yıllardır terör, madde bağımlılığı gibi özellikle gençlerimizi hedef alan tehditlerle mücadele ediyor. 7'den 70'e milletimizin bütün fertlerini olumsuz etkileyen bu sıkıntıları çözüme kavuşturmak için devlet olarak bu güne kadar birçok adım attık. Terörle mücadele konusunda çok yönlü projeleri hayata geçirdik. Kalkınma alanında yılların ihmalini gidererek Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemize çok ciddi yatırımlar yaptık. Hak ve özgürlükler başlığında hayata geçirdiğimiz reformlarla halkımızın yıllardır talep ettiği, beklediği değişimleri gerçekleştirdik. Güvenlik noktasında polisimiz, askerimiz, güvenlik korucularımız aralıksız yürüttükleri operasyonlar ile dağları, sığınakları, kampları terör örgütüne dar etti. Tüm bu gayretlerimiz neticesinde bölgedeki kardeşlerimizin devletine güvenmesini ve sahiplenmesini sağladık. Terörle mücadelede bire 10 bunun bedelini onlara ödetti, ödetiyoruz ve ödeteceğiz. Şehitlerimizin ve gazilerimizin kanı yerde kalmayacak dedik. Bu kararlılığımızı sürdürüyoruz."

"Bizim nazarımızda silahlı terör neyse uyuşturucu terörü de odur" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Son günlerde basın yayın organlarına yansıyan, hatta kendimizin de yol kenarında şahit olduğu yürek yakıcı manzaralar bu konularda halen eksiklerimizin olduğunu gösteriyor. Kaldırım köşelerinde veya sokak ortasında kendinden geçmiş bir şekilde oralarda kendilerini bırakmış gençler hepimize ciddi sorumluluklar yüklüyor. Her ne kadar Avrupa ülkelerinin çok çok altında da olsa bizim milletçe bu yarayı daha fazla büyümeden tedavi etmemiz gerekiyor. Bunun yolu da aile, okul, üniversite, medya ve STK olarak el birliği içinde meseleye eğilmemizden geçiyor. 80 milyon olarak büyük aileyiz. Bu tür sorunların çözüme kavuşturulmasında bir aile olarak hareket etmeliyiz. Bu ülkenin gençlerini ne Kandil'deki ve Pensilvanya'daki terör baronlarına ne de uyuşturucu terörüne asla feda edemeyiz. Onlar bizim gençlerimiz. Gençlerimizin eline silah vererek, bedenine uyuşturucu vererek geleceğimize kastedenlere göz yummayacağız. Bunun yolu milli ve manevi değerlerimizde teçhiz edilmiş kendini bilen, öz güven sahibi bir gençlik yetiştirmekten geliyor. Bize sokak köşelerinde, dağ başlarında hayatlarını söndüren değil, ömrünü bu ülke ve bu millet için gençler lazım. Bu konuda özellikle STK'lara önemli görevler düşüyor. Terör örgütlerine de uyuşturucuya da kaptırdığımız her gencimizde devletle birlikte STK'ların da mesuliyeti olduğuna inanıyorum" dedi.

"YÜKÜMÜZE OMUZ VERMENİZİ BEKLİYORUM"

15 Temmuz gecesi Türkiye'nin tarihinin en büyük felaketlerinden birinin eşiğinden döndüğünü belirten Erdoğan, "FETÖ ihanet çetesi mensupları tarafından başlatılan darbe girişimi milletimizin feraseti ve cesareti sayesinde başarısızlığa uğratıldı. Türkiye'nin bir daha böyle bir musibetle karşı karşıya kalmaması için öncelikle bu ihanet çetesi mensuplarının hak ettiği cezaları mutlaka almalarını sağlamalıyız. Bu ihanet çetesine mensup olup da yaptıkları için samimi pişmanlık duyan neredeyse kimse yoktur. Bu durum sergiledikleri tüm ihanet ve işledikleri tüm cinayetleri, yaptıkları tüm haksızlıkları taammüden gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Mahkemelerdeki şovları cesaretlerinden değil dünyevi ve kalp gözlerinin kararmış olmasından kaynaklanıyor. Pervasızlıkları kaybedecek bir şeyleri olmayan insanların psikolojisini yansıtıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklar. Türkiye onların tüm dünyada propagandasını yaptıklarının aksine bir hukuk devleti olduğu için böyle davranabiliyorlar. Kendi hallerine bıraksak milletimiz bunları sokakta tükürüğü ile boğar. Bu süreçte bizlere düşen görev, milletimize olan borcumuzu ödemek için bu hainlere hiçbir yerde ve hiçbir şekilde fırsat vermemektir. Cumhurbaşkanı olarak, külliyeden görevlendirdiğim arkadaşlarım, şahsi avukatlarım ve ilgili bakanlıklarımız aracılığıyla mahkemeleri günü gününe takip ediyor. Şimdi bir adli tatil başlıyor ve Eylül-Ekim ayına kadar boşluk var. Ondan sonra tekrar yargı bu noktada görevini sürdürecek. STK yöneticileri olarak sizlerden de mahkemelerde hazır bulunmanızı rica ediyorum. Bunları takip etmelisiniz. Bu onların şovlarına falan fırsat vermeyecektir. Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize moral vermek ve meydanı bu alçaklara bırakmamak için süreç tamamlanana kadar mahkemeleri hem fiziki olarak hem de işlemler açısından takip etmelisiniz. Gördüğümüz eksiklikleri, aksaklıkları, yapacağımız katkıların Adalet Bakanlığımıza ve diğer ilgili arkadaşlarımıza bildirmenizi rica ediyorum. Cumhurbaşkanlığında Devlet Denetleme Kurulunu tamamiyle bu işte görevlendirmiş bulunuyorum. Devlet Denetleme Kurulunun dışında da ayrıca görevlendirdiğim arkadaşlarım var. Başdanışmanlarım onlar İstanbul ve Ankara'yı kendi aralarında paylaşmış durumdalar. Bu bizim 15 Temmuz şehit ve gazilerimiz başta olmak üzere milletimize karşı bir borcumuzdur. İçeride ve dışarıda beka mücadelesi verdiğimiz bu dönemde STK'ların siz kıymetli temsilcilerinden yükümüze omuz vermenizi bekliyorum" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine Elmalılı Hamdi Yazır'ın şu duasıyla son verdi:

"İlahi! Hamdini sözüme sertac ettik,

Zikrini kalbime mi'rac ettik,

Kitabını kendimize minhac ettik.

Biz yoktuk sen var ettin,

Varlığından haberdar ettin,

Aşkınla gönlümüzü bîkarar ettin.

İnayetine sığındık, kapına geldik,

Hidayetine sığındık lütfuna geldik,

Kulluk edemedik afvına geldik.

Şaşırtma bizi doğruyu söylet neşeni duyur, hakikatı öğret.

Sen duyurmazsan biz duyamayız, sen sevdirmezsen biz sevemeyiz,

Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini,

Yar et bize hep erdirdiklerini.

Sevdin habibini, kâinata sevdirdin; Sevdin de hilat-i risaleti giydirdin

Makam-ı İbrahim'den makam-ı Mahmuda erdirdin.

Server-i asfiya kıldın. Hatem-i enbiya kıldın. Muhammed Mustafa kıldın.

Salât-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona,

Onun Al-ü Ashab-u etbaına ya Rab!"

"BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ UYUŞTURUCU TERÖRÜNE FEDA EDEMEYİZ"

"BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ UYUŞTURUCU TERÖRÜNE FEDA EDEMEYİZ"

"BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ UYUŞTURUCU TERÖRÜNE FEDA EDEMEYİZ"

"BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ UYUŞTURUCU TERÖRÜNE FEDA EDEMEYİZ"

Kaynak:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.