Cennetten Bir Köşe

Memleketimiz o kadar güzel ki hayran kaldığım yerler arasında Amasra birkaç kez görülmeye değecek dünya üzerinde ki cennetten bir köşe diyebilirim.

İki yıl önce Eylül ayı sonlarına doğru çıktığımız Batı Karadeniz gezimizde Amasra’yı da çok merak ederek uğramak istedik. Gözüm her zaman alıştığından farklı görüntülerle karşılaştı.  Senelerdir yaz aylarında Karasu’dayım ve iki saatlik yol. Daha önce neler kaçırdığımı düşündüm. Amasra’ya girişte yol güzergahında tepeden aşağıya doğru iniliyor. Daha aşağıya inmeden tepede mola verip kartpostalları aratmayacak bir manzara ile karşılaşıyorsun. Biraz hayranlıkla baktıktan sonra fotoğraflar çektirip, biran önce o güzelliğin içine inmek istedik.

O kadar beğendik ki gecesini de yaşamak istedik ve önce kalacak yer ayarlamayı düşündük. Elbette çok kalacak yer alternatifleri vardı. Oteller, pansiyonlar hatta evler. Oranın yerlisine sorduk nerede kalabiliriz diye hemen benim kiraya verdiğim evim var dedi. Ama biz bir gece kalacağız nasıl olur deyince hiç fark etmez ben size bir göstereyim dedi. Evi biz bir gezdik hayran kaldık. Eşyalar güzel, temiz üstelik mutfak, banyo hepsini rahatlıkla kullanacağımız yer ve direk deniz karşısında. Hemen karar verdik ve yerleştik.

Bir gün kalacağız nereleri gezelim diye sorduk. Benim teknem var hemen kıyı şeridi size gezdireyim deyince atladık gezi teknesine harika manzaralar eşliğinde gerek doğa güzelliği gerekse tarihi binalar ve en çok ta karadan bağımsız tavşan adası etrafın da gezindik. Öyle bir ada düşünün ki bir kısmı köprü şeklinde ve sadece tavşanlar var. Onları çok rahat görebiliyorsun. Tekne gezimiz bitince mutlaka kaleyi gezmemizi önerdi. Kaleye uzun uzun merdivenlerle çıkıp en tepesine ulaştığımız da olağan üstü bir manzara ve keyifle içtiğin çayın tadına doyum olmadı.

Sahil kısmına indiğimizde hediyelik eşya dükkanları, çeşitli alışveriş pazarları, balık lokantaları ağırlıkta olmak üzere birçok yemek yiyeceğin yerler. Ama bize ısrarla balık yememizi önerdiler. Siparişi verdik balık yanında gelen salataya hayran kalmamak mümkün değildi. İnanın şekli bozulmasın diye yemeye çekindik. 27 çeşitten yapılan bir salata düşünün. Havanın da güzel olması bir yaz akşamı gibi üst katta limanı ve ışıklarını seyrederek yediğimiz balıkları hafızam da hoş izlenim bırakmıştı.

 Kısacası,

1-Amasra'ya ilk defa geliyorsanız;Bakacak Mevkiinde durup,Amasra'yı seyretmeden,

2-Amasra'ya gelirken veya dönüşte Kuş kayası Yol Anıtı'na uğramadan,

3-Amasra'nın meşhur Amasra Salatası'nı tatmadan,

4-Amasra'da özel tavada pişirilen,mevsimlik balıklardan yemeden,

5-Amasra Çekiciler Çarşısı'nı gezip,ağaç oyma veya tel kırma işlerinden almadan,

6-Barış Akarsu heykelini görmeden ve heykelin önünden Gün Batımı'nı izlemeden,

7-Olta balıkçılığı da yapılan Amasra Mendireği'nde bir tur atmadan,

8-Boztepeye çıkıp,Amasra manzarasını seyretmeden,

9-Ahat köyü yeni yol ayrımından,Amasra'nın panoramik fotoğrafını çekmeden,

10-Amasra Kaleiçi, Bedesten ve eski kiliseleri (Biri camiye dönüştürülmüş) görmeden,

11-Amasra-Tavşan Adası-Küçük liman arası ve koylara tekne gezisi yapmadan,

12-Amasra Göçkün Koyundaki 'yı görmeden,(Denizden veya karadan) Goril Kaya’yı görmeden

AYRILMAYIN…                     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi