Chp-Mhp Ve Kuyruk Olmak!

“Bir baş ol da, ne başı olursan ol.”

Ne kadar anlamlı bir deyim, değil mi?

İki köklü siyasi partimiz CHP ve MHP sanırım bu güzel deyimden hiç nasiplenmemişler. Yani “baş” olma gibi bir niyetleri yok.

Kim bilir, misyonlarında “baş olmak gibi bir hedefleri” de yok  belki de !?

“Bu da nereden çıktı” demenize hiç gerek yok. CHP’nin zihniyeti belli. MHP’de zaten Devlet Bahçeli’yle, “baş” olmayı düşünmedikleri, sürekli uyguladıkları “kuyruk” olma politikalarından belli.

***

Ben oldum olası MHP ile Ülkücüleri “aynı” görmüyorum. Hatta Ülkücüler, Bahçeli yönetimine “bir numara büyük” bile geliyor.

MHP’nin bütün Ülkücüleri temsil etmediği, EDEMEDİĞİ ortada.

Hele hele Devlet Bahçeli’nin, MHP gibi köklü bir partiyi ve kamuoyunda saygın bir yere sahip olan Ülkücü Camiayı “kaldırabildiğine” hiç inanmıyorum.

Ve de etrafındaki  “dil kopartan” kasap taifesinin...

***

“Baş olmak” mes’elesine tekrar dönelim:

Dedik ya, CHP kendisine “ebedî muhalefet” rolünü benimsemiş, öyle de gidicek “bu kafa”yla.

“Bu kafa”nın değişmeye niyetli olmadığını ve asla değişmeyeceğini en son olarak, açığa alınan generâllere sahip çıkılmasıyla bir kez daha gördük ve hiç ŞAŞIRMADIK.

“Eski model Anadol” çıktı ve “bu bir sivil darbedir” dedi.

Breh, breh, breh…

Ne yapsın, kendileri “askeri darbeler”e alışık(!!) oldukları için…

Ben her zaman derim. Zihniyet, zihniyet, zihniyet…

“Zihniyet” değişmedikçe, CHP’nin başına Kılıçtaroğlu’nu değil; Yusuf El Kardavi’yide getirseler nafile!

(...)

***

Tamam, CHP ve “Eski model Anadol”u anladık da…

Devlet Bahçeli’ye “NE” oluyor?

Hemen “kuyruk” olma pozisyonuna neden geçiyor.

Yetmedi mi artık, yıllardır MHP VE Ülkücülere ettiği “kötülük”?

Bahçeli gelmeden önce sağ kesimde, Ülkücülüğün bir “anlamı”, bir “gizemi”, bir “esrarı”, bir “cazibesi”, bir “saygınlığı” vardı.

Hepsini yer ile yeksân oldu Bahçeli geldi geleli.

Hep yanlış “söylemlerle”, yanlış “pozisyonlarla”, yanlış “taraflarla” boşalttı Ülkücülüğün içini.

“Yazık” değil mi koca camiaya?

***

Sahi, Bahçeli geldi geleli ne “kazandı” MHP?

Ben sadece birkaçını sayayım siz karar verin “kazanıp-kaybettiğine”:

1999 Genel seçimlerinde iyi oy aldı. Tam, “MHP iktidar oldu artık, bahçeli çok şeyi değiştirecek” derken, gitti Ecevit’e; hemde Ülkücü Câmia’ya edilen onca hakarete rağmen “kuyruk” oldu.

***

Kendi milletvekilinin önünü keserek ve birazda “töreleyerek” Sezer’in Cumhurbaşkanı olmasında “DSP’nin kuyruğu” olmayı sürdürdü. (Sezer’in bu ülkeye ettiği “kötülükleri” saymıyorum.)

***

Seçimlerde “bazı yerlerde” CHP ile “işbirliği”ne giderek kuyrukluğun “sadakatini” yerine getirmeye devam etti.

Burada bir anektod aktarmak istiyorum. Hem 2007 Genel seçimlerinde “CHP-MHP işbirliği” kanıtı açısından iyi olacak:

Bir ilkokul öğretmenim vardı.

Mehmet Çankaya. Kendisi iyi bir solcudur. Hatta, Ecevit Hükümeti zamanlarında Gaziantep’te İl Kültür Müdürlüğü yapmıştır. 2007 Seçimleri nin yapılmasına bir kaç gün kala, bir yakınım vasıtasıyla telefonla bana ulaştı. “Veli aslanım;  biz burada MHP’ye çalışıyoruz, siz de orada CHP’ye çalışın” demez mi !!

Ne bilsin hocam, benim; Devlet Bahçeli’nin “kuyruk olma politikaları” yüzünden MHP’yi çoktaaan terkettiğimi?

***

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi sırasında yine, CHP’nin söylemlerini kullanarak ve destekleyerek kuyruk olmayı sürdürdü.

***

Ergenekon operasyonlarını eleştirerek  CHP ile aynı paralelde hareket ett.

***

Anayasa Referandumu’nda CHP ile bitlikte “meydan”lara çıkarak, “açıkça” bütün bir Ülkücü Camia’yı karşısına alarak “hayır” için çalıştı.

***

Ve son olarak, bu halkın gâyet “demokratik yollardan” seçtiği hükümeti devirmeye yönelik “hain planlar” içinde olan ve “Güneydoğu’da PKK’yla işbirliği yapmak”la suçlanan ve de “yasalar çerçevesinde” açığa alınan üç generale arka çıktı.

Tabi önce CHP, peşinden MHP…

Tamam, hadi “partinin politikası bu” diyelim. Ama MHP bütüün bunlardan “NE” kazandı???

***

Hep “kuyrukluk” hep “kuyrukluk”

Bir köşe yazarı Sayın Bastırmacı’ya yüklenmiş.

“Haksızlık” etmiş bana göre. Zîra “başta” böylesi bir, asla “baş” olmayı düşünmeyen genel başkan varken, Sayın Bastırmacı ne yapsın?

***

Saygıyla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Veli KARALAR Arşivi