Çorbada Tuzunuz Olsun, Sandıkta Oyunuz

Türkiye, 7 Haziran’da yapılacak seçimlere kilitlendi. Pazar günü sandık başına gidiyoruz. Demokrasinin en güzel yanı, halkın kendi kendisini yönetmesi ve bunu da vekilleri aracılığıyla yapmasıdır.

Ülkede yaşayan her vatandaşın, sandığa gitmesi, çoğulcu yönetimi ve beraberinde de yönetimde söz sahibi olmayı getiriyor.

7 Haziran’da demokrasi için, iradene sahip çıkmak için ve gelecek nesillere daha güzel yarınlar bırakmak için çorbada tuzunuz olsun, sandıkta oyunuz.

7 Haziran, bütün partiler için ne kadar önemliyse ülkede yaşayan herkes için de o kadar önemli.

Belki bir kırılma noktası, belki bir dönüm noktası ve belki de yeni başlangıçların yapılacağı, yeni sözlerin söyleneceği, söylenen sözlere yenilerinin ekleneceği bir seçim.

Türkiye zor süreçlerden geçti.

Darbe dönemlerini gördü, antidemokratik yönetimlere şahitlik etti. Yasakların, baskıların, korkuların egemen olduğu zamanlar gördü.

Ülke, kıtlık günlerini, yokluk günlerini yaşadı; insanlar ekmek alacak para bulamadı, bulsa da alamadı.

Yatırım yoktu, hizmet yoktu; insanı insan yerine koyma da yoktu.

Türkiye, çok olağan olmayan yönetimler gördü; baskıyla sindirildi, korkuyla içine kapatıldı.

Oysa insanlar çok şey istemiyordu, en temel haklarına sahip olmayı arzuluyorlardı.

Herkes inandığı gibi yaşamak, ırk veya mezhep farklılığıyla mağdur edilmek, dışlanmak, hor görülmek istemiyordu.

Herkes kendi dilinde konuşmak, kendi dilinde yazmak, inandığı gibi yaşamak, kendisini bildiği gibi anlatmak istiyordu.

Ve herkes insanca yaşamak istiyordu; insanca bir gelir, insanca bir kent, insanca bir iş ve insanca bir mekân…

Yaşlısı, dulu, yetimi, engellisi, genci, ihtiyarı horlanmadan, aşağılanmadan, insan muamelesi görmek ve kimseye el-avuç açmamak istiyordu.

Türkiye, bütün bunların sağlanamadığı dönemlerden geçti.

Demokrasi, hep birilerinin elindeydi, insanların en temel hakkı birilerinin elinde ulufe olarak duruyor, dilediğince veriyor, dilediğini geri alıyordu.

İnsanlar, doğuştan kazandığı temel hak ve hürriyetlerine, Cumhuriyete, demokrasiye ve standardı yüksek denilen yönetimlere rağmen kavuşamıyordu.

İnsanlar her dönem sandığa gidiyor ve her dönem sandıktan çıkanı hizaya getiren derin yapılanmalar bulunuyordu.

Kendisi özgür olamayan iktidarlar, halka özgürlük veremiyordu.

Belki de önce iktidarlar özgür olmalıydı; içeriye karşı, dışarıya karşı ve gücü elinde bulunduran tüm derin yapılanmalara karşı.

İşte o zaman halkın özgürlük talebi, haklarının iadesi isteği karşılık bulabiliyordu.

Ceberut devlet anlayışı, özgür olamayan, özgür kalamayan iktidarlar nedeniyleydi.

Bağımlı, yapacakları sınırlı, her adımında halka değil, başka başka güçlere hesap vermek/verdirilmek zorunda kalan iktidarlar, halkın taleplerini değil, kendilerini o koltukta tutan gücün taleplerini karşılıyordu.

7 Haziran bu açıdan çok önemli bir seçim…

Hangi partiyi tercih ederseniz edin,

Hangi yönetimi arzularsanız arzulayın,

Hangi ırktan olursanız olun,

Hangi inanca sahip olursanız olun,

Hangi mezhebe mensup bulunursanız, bulunun…

Ama 7 Haziran’da sandığa gidin; gönlünüzden geçen siyasi partiye destek verin.

Demokrasi için, iradenize sahip çıkmak için, geleceğimiz için çorbada tuzunuz olsun, sandıkta oyunuz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi