Eğitim-iş, Köy Enstitülü Öğretmenleri Unutmadı

Eğitim-iş, Köy Enstitülü Öğretmenleri Unutmadı
Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Nazilli Eğitim-İş, hayatta olan köy enstitülü öğretmenlere teşekkür ederek, plaket takdim etti.

- Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Nazilli Eğitim-İş, hayatta olan köy enstitülü öğretmenlere teşekkür ederek, plaket takdim etti.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Nazilli Temsilciliği tarafından sendika binasında düzenlenen etkinliğe Nazilli Temsilcisi Servet Küpeli, yönetim kurulu üyeleri ve sendika üyeleri ile emekli köy enstitüleri öğretmenlerinden Halil Girginel ve Hüseyin Erçıktı katıldı.

Köy Enstitülerinin kuruluşunun 74.yılını buruk ama onurlu bir şekilde kutladıklarını ifade eden Eğitim-İş Nazilli Temsilcisi Servet Küpeli; “Enstitüler, uzun savaşlar sonunda perişan olmuş bir ülkenin ve halkının ortaçağdan kurtulup çağdaş bir toplum oluşturma mücadelesidir. O devirlerde nüfusun yüzde sekseni köylerde yaşardı. İnsanlar karınlarını zor doyururdu. Üst baş perişandı. Topraktan yapılmış yer evlerde oturulurdu. Salgın hastalıklar aman vermezdi. İnsanlar ellisine gelmeden sevdiklerinden ayrılırdı. Köylerin yüzde seksen beşinde okul yoktu. Bu fecaatten çağdaş topluma nasıl ulaşılırdı? Büyük kurtarıcı kararını önceden vermişti. ’Asıl Savaş Simdi başlıyor’. Ve Can Yücel’in Hayatta en çok sevdiği babası Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanımızdı. Hasan Ali Yücel ortaçağ karanlığına karşı savaşı yürütecek birini buldu. Adı İsmail Hakkı Tonguç. Tonguç, eğitimbilimin kuramlarını iyi bilen ve dünyadaki eğitim deneyimlerini incelemiş yetkin bir eğitimciydi. Tonguç, ‘iş içinde, iş yoluyla’ eğitimden yanaydı. O ne yapacağını biliyordu. Yoksul köy çocukları karanlık bataklıktan alınacak, Enstitülerde iş içinde eğitilerek, akademik bilgilerin yanı sıra tarımsal ve zanaatsal becerilerle donanmış olarak içinden çıktığı köyüne lider olarak gönderilecekti. Cumhuriyet devrimcileri azimle işe koyuldular. Öğrenciler, enstitüde kazandıkları becerilerle kendi kalacakları binaları ve işlikleri kendileri inşa ettiler. Enstitüde müzik ve sportif etkinliklere çok önem veriliyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsünde üç yüz elli adet müzik aleti olduğu söylenir” dedi.

‘ENSTİTÜLER TARİHTEKİ ONURLU YERİNİ ALMIŞTIR’

Köy enstitülerinde yirmi bine yakın öğretmen ve sağlık görevlisi yetiştirildiğini hatırlatan Küpeli; “Enstitü mezunları sadece Milli Eğitim alanında değil, kültür ve sanat alanında verdikleri yapıtlarla ülkemizin çağdaşlaşmasına katkı sağlamışlardır. Enstitüler kapatıldıktan sonra dahi öğretmen yetiştirmede köy enstitü geleneği 1970’lere kadar etkili olmuştur. Dernekleşme ve sendikal etkinlikleri n yaygınlaşmasında enstitülü öğretmenlerin büyük katkısı olmuştur. Enstitülerde yaşam olabildiğince demokratik olmuştur. Günlük işleyişte eleştiri ve öz eleştiri mekanizması hayata geçirilmiştir. Öğrenciler yönetimi eleştirebilmekteydi. .Sabahleyin bütün okul zeybek oyunu ile mesaiye başlar, iş, ders derken klasik eserlerin okunup tartışılması ve müzik ile devam ederdi. Tonguç, enstitülerde yerlilik ve millilik üzerinden evrensel değerlere ulaşmak istiyordu. Belki Enstitülülerin kapatılmasına bu durum yol açtı. İkinci Dünya Savaşı sona ermiş soğuk savaş başlamıştı. Türkiye’nin egemen güçleri batı kapitalizmi ile entegre olmak istiyorlardı. Emperyalizm aydınlanmış, eğitilmiş kendi ayakları üzerinde duran bir milletten haz etmezdi. Ve karar verildi. Bin bir yalan ve iftiralarla itibarsızlaştırılmaya çalışılan enstitüler kapatıldı. Eski milletvekillerinden biri apaçık itiraf etmişti. ‘Köy enstitülerinin devam etmesine izin veremezdik. Çünkü o okullardan çıkan öğretmenler, bizim köylerde çalışırsa köylüler üzerindeki egemenliğimiz son bulur’ demişti. Sadece bu söz bile Köy Enstitülerinin niteliğini ve önemini çok iyi anlatmaktadır. Enstitüler tarihteki onurlu yerini almıştır. Bu okullar eğitimciler için bir hazinedir. Üzerinde daha çok çalışma yapılacaktır. Bize düşen bu davada ölenleri minnetle anmak, deneyimlerinden dersler çıkarmak yaşayanlara da uzun ömürler dilemektir. Sağolun, varolun sevgili öğretmenlerim” ifadelerini kullandı.

Eğitim-İş sendikasının kendilerini hatırlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren emekli öğretmen Halil Girginel ve Hüseyin Erçıktı, Köy Enstitülerinin bu ülke için taşıdığı önemi dikkat çekerek, köy enstitüleri ile ilgili anılarını anlattılar.

EĞİTİM-İŞ, KÖY ENSTİTÜLÜ ÖĞRETMENLERİ UNUTMADI

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.