En Kolayı, İktidar Yalakalığı!

Bugünlerde daha çok “yandaşlık” veya daha avam tabirle “yalakalık” suçlamaları yapılmaya başlandı.

İktidarın söylemlerine yakın bir iki kelam etmeye başladığınızda anında “yalaka” damgası yemeniz de kaçınılmazdır.

İktidar dışındaki herhangi bir muhalefetin, grubun, oluşumun, cemaatin, örgütün, terör odaklarının söylemini dillendirdiğinizde ise nedense “yalaka” olmuyorsunuz, “demokrat” oluyorsunuz. Oysa demokrasi mücadelesi veren de daha çok halkın iradesinin hakim olmasını isteyen kesimdi, yani iktidarı destekleyenlerdi…

Burada bir yanlışlık var.

Ama gelin iktidar yandaşlığına bir bakalım…

İktidarda AK Parti olunca, doğal olarak AK Parti yandaşlarının kimler olduğu merak edilir…

Ben de ettim…

Genellikle iktidardan nemalananların, iktidar yalakalığı yapmasından daha doğalı olamaz.

Belki de bu, bazı insanların geninde olmalı.

İktidarda AK Parti değil, CHP; MHP, BDP veya bir başka parti olsaydı da, isimler değişir, yalakalıklar değişmezdi.

Çünkü her iktidar, nemalananlarıyla birlikte iktidardır…

Ama her iktidar, nemalandıramadıklarıyla birlikte ayaktadır.

Burada bir çelişki var gibi gözüküyor ama tam tamına doğrusu böyle…

***

Merak etmeyin, bu tezimi örnekleriyle açıklayacağım…

11 yıllık AK Parti iktidarında, hükümetin başı her dara düştüğünde desteğini esirgemeyen kesim, nemalanan kesim hiç ama hiç olmamıştır.

Aksine, AK Partiye ve özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “kayıtsız, şartsız” destek veren kesim, yoksul kesim olmuştur.

İktidardan hiç nemalanmayan, servetine servet katamayan, aldığı maaşı borca yatıran, evine ekmek götürmekte zorlanan, aybaşını zor getiren ve “halk” olarak bildiğimiz, “sıradan” insanlardır…

Nemalananlar ise her zaman pusuya yatanlardır…

Bugün AK Partiden nemalanan, yarın bir başka partiden nemalanmaya hazır, ani dönüşlere uygun kıvırma yeteneğine sahip olanlardır.

AK Partinin 11 yıllık iktidarında başı çok kereler derde girdi…

Hükümet sallandı…

Muhalif sesler gür çıkmaya başladı…

Kriz çıktı…

Komplo kuruldu…

Kaos oluşturulmaya çalışıldı…

Sokaklara inildi, “istifa” sloganları atıldı…

Tüsiad gibi her zaman darbeden yana olan kuruluşlar ise yüklendikleri misyonu her daim yapmaktan çekinmedi…

Koç gibi sermaye çevreleri, “işine geldiği kadar” destekten kaçınmadı, aksinde desteğini çekmekle kalmayıp, sokak eylemlerinin sponsoru bile oldu.

Faiz lobisi, çıkarı olduğu kadar destek verdi, aksinde her türlü dalaverenin başını çekti.

AK Partinin besledikleri de vardı, AK Partiden beslenenler de…

Bunların sesi pek çıkmadı. Pusuya yatıp, beklemeyi yeğlediler…

Hatta bazıları aldıkları “gücü” dolaylı olarak değil, “paralel” olarak kullanmak bile istediler…

İhale alan, bol sıfırlı işlerin üzerine oturan, sağlanan imkânlarla servetine servet katanların da kriz ortamlarında sesinin çıktığını duyan olmadı.

AK Parti hükümetinin “makam” ve “mevki” verdikleri de böylesi zamanlarda sinenler arasında yer aldı.

Ortam durulana kadar, ufuk gözükene kadar, karanlıktan aydınlığa çıkana kadar “susma hakkını” kullananlar, “ne olur, ne olmaz” diye hesap yapanlardı…

Aslında bu, bütün partilerin iktidarında böyledir, sadece AK Parti iktidarında, AK Partiye has bir şey değil.

Ama AK Partinin farkı var, söyleyeyim…

Diğer iktidarların aksine kurulduğu günden bu yana 12 yıl geçen AK Parti, bütün krizlere rağmen oyunu arttırmayı başarıyor, her krizden güçlenerek çıkıyordu…

Çünkü AK Partiyi ayakta tutan, “yalakalar” değildi, “nemalananlar” hiç değildi, “makam ve mevki sağlananlar”da değildi.

AK Partiyi ayakta tutan, Anadolu’daki yoksul insanlardı.

Bugüne kadar hesaba alınmayanlardı.

Aybaşını zor getiren, belki aybaşında alacağı üç kuruşu bile olmayandı.

Her dönem ezilendi, horlanandı, önemsenmeyendi, bir kenarda unutulandı…

Çaresiz insanlardı çoğu.

Azıcık aşım, ağrısız başım” kaygısı taşıyan, boğazından haram lokma gitmeyen, köyünde, kentinde, tarlasında, bahçesinde çalışan, sağa sola işe koşturan, kamuda çalışan, özel sektörde üç kuruşa talim edenlerdi.

Engellisi vardı, sağlamı vardı, yaşlısı vardı, genci vardı, çocuğu vardı…

AK Partiyi ayakta tutan ve gönülden destekleyen, dualarını eksik etmeyen bunlardı.

Ama AK Parti, daha çok “yalakaları” görüyor, bütün iktidarlar gibi…

Farklıysanız, farklı yere bakın…

Sizi iktidar eden de, orada tutan da, her devrin adamları değil, halkın ta kendisidir…

 

Tweetimden seçmeler

Neyi seviyor, neyi tutuyor ve neyi savunuyorsanız ölümüne yapmayın. Az da olsa açık kapı bırakın. Eleştirmeniz gerektiğinde zorlanmazsınız.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi