Erdoğan: “İklim Değişikliği Dayanışma Ve İşbirliği Halinde Çözüm Bulunması Gereken Bir Sorun”

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iklim değişikliğinin dayanışma ve işbirliği halinde çözüm bulunması gereken, günümüzün en önemli sorunlarından biri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’taki temasları kapsamında eş başkanlığını yaptığı BM İklim Zirvesi’nin Eylem İçin Ekonomik Durum Temalı Alt Oturumu’nda bir konuşma gerçekleştirdi. Erdoğan konuşmasına, günlük hayatı yakından ilgilendiren iklim değişikliğinin ekonomik boyutuyula ele alınacağı oturuma katılanlara ve BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon’a iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki çabalarından dolayı teşekkür ederek başladı.

İklim değişikliğinin dayanışma ve işbirliği halinde çözüm bulunması gereken, günümüzün en önemli sorunlarından biri olduğunu ve giderek artan risklere işaret ettiğini dile getiren Erdoğan, “Bu risklerin gerçekleşmesi gerek ekolojik, gerek ekonomik olarak geri dönülemez sonuçlar ortaya çıkaracaktır. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri sadece sıcaklık artışı ve bunun neden olduğu doğal afetlerden ibaret değildir. Küresel ısınma insanlığın tüm hayatı üzerinde ciddi değişiklikler meydana getirme potansiyeline sahip. Bu değişiklikler iktisadi büyüme ve sürdürülebilir kalkınmayı engelleyerek yoksulluğun artmasına yol açabilecektir. Aynı şekilde içme suyu ve gıda tedarikinin zorlaşması, göç dalgaları ve bulaşıcı hastalıkların yayılması gibi ciddi sıkıntılar yaşanabilecektir. Geçmişte daha çok düşük gelirli ülkeleri etkileyen iklim değişikliğinin artık gelişmiş ülkelere de büyük zararlar vermeye başladığını görüyoruz. Dolayısıyla bu konu artık insanlığın ortak sorunu haline dönüşmüştür” dedi.

“GEREKLİ TEDBİRLERİ BİR AN ÖNCE ALMAMIZ GEREKİYOR”

İklim değişikliyle mücadelede neler yapılması gerektiğinin bilimsel veriler ve teknolojik gelişmelerle büyük ölçüde ortaya konduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu:

“Bu sebeple gerekli tedbirleri bir an önce almamız gerekiyor. Diğer türlü bunun maliyeti tahminlerin çok çok üzerinde olacaktır. İklim değişikliği ile mücadele uluslararası ve ulusal ölçekte doğru politikaların belirlenmesini ve uygulanmasını zorunlu kılıyor. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamındaki görüşmeler bu bakımdan büyük önem taşıyor. Küresel ısınmanın 2 derecenin altında sınırlandırılması, kalkınma stratejilerinin yanı sıra üretim ve tüketim kalıpları açısından da köklü bir anlayış değişikliği gerektiriyor. Bu da ancak ilave finans kaynaklarının harekete geçirilmesi ve yeni teknolojilerin kullanılmasıyla mümkündür. Bu doğrultuda atılacak somut adımlar yerli ve yabancı yatırımları teşvik edecek, yeni mali kaynaklar oluşturacak, iş imkanlar sağlayacak ve enerji güvenliğine katkıda bulunacak nitelikte olmalıdır. İklim değişikliği ile mücadelenin bilim, teknoloji ve yenilikçilik bakımında bir itici güç teşkil edeceğine inanıyorum. Ayrıca teknoloji transferi ve kullanımında fikri mülkiyet hakları bağlamında, kolaylaştırıcı ve teşvik edici tedbirler alınması gerekiyor. Bu noktada gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin imkan ve kabiliyetleri ölçüsünde iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunmaları esas olmalıdır. Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde karşı karşıya olduğumuz zorlukların üstesinden ancak küresel dayanışma ve işbirliği ile gelinebilir. Türkiye olarak iklim değişikliği ulusal eylem planımızı bu mülahazalar çerçevesinde hazırladığımızı ve adımlarımızı buna göre atmakta olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bir yandan hızlı bir büyüme süreci kaydetmek, diğer taraftan çevreyi ekosistemleri korumak temel amacımızdır.”

Ayrıca 2020 sonrası iklim değişikliği rejimine ilişkin olarak çerçeve sözleşmesi kapsamında yürütülen müzakerelere büyük önem verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecek yılın sonunda Paris’te sonuçlandırılması öngörülen yeni anlaşmanın bağlayıcı hükümlerinin belirlenmesi sürecinde şimdiye kadar izlediğimiz yapıcı tutumumu devam ettireceğim. Ve bu panelin geleceğe yönelik düşüncelerimizi aydınlatacağına inanıyorum. Katkısı olanlara şimdiden teşekkür ediyorum” sözleriyle konuşmasına son verdi.

Konuşmasının ardından oturumdan ayrılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürüyerek Türkevi’ne oradan da ABD Başkanı Obama tarafından konuk heyet başkanları ve eşlerine verilecek resepsiyona katılmak için Waldorf Astoria Otel’e geçti. Erdoğan daha sonra ise BM Genel Sekreterinin evsahipliğinde yapılacak çalışma yemeğine katılacak.