Erdoğan’dan ’Kilis’ açıklaması

Erdoğan’dan ’Kilis’ açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin topraklarına ve vatandaşlarına yönelik hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmadık, bırakmayacağız. DAEŞ en...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin topraklarına ve vatandaşlarına yönelik hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmadık, bırakmayacağız. DAEŞ en büyük zayiatı Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda ödemiştir. Buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Anayasa Komisyonu çalışmalarına değinen Erdoğan, "Biz devletler kurmuş, tarihi böyle yazmış bir milletiz. Mensubu olduğumuzdan şeref duyduğumuz inancımızın 1400 yıllık birikiminin bugün ki varisleriyiz biz. Coğrafyamızdaki devlet ve medeniyet varlığımız bin yılı buldu. Bizim en büyük meselemiz bu şanlı geçmişi, birikimi yeni nesillere en iyi şekilde öğretememektir. Tarih kitaplarında maalesef hep aldatıldık. Bundan dolayı da nesiller o heyecanı yakalayamadılar. Şimdi onlara bu heyecanı vermemiz lazım. Geçmişimizi bilmeyince, bugün önümüze çıkartılan bir takım meseleler karşısında ne yapacağımızı kestiremiyoruz. Asıl fotoğrafı göremeyince küçük sorunlar gözümüzde büyüyor. Terör eylemleri, canlı bomba saldırıları, paralel devlet yapılanmasının ihanetleri bunlardan biridir. Sadece geçtiğimiz yüzyılda topraklarının altıda birinden fazlasını kaybederek 780 bin kilometrekareye inen Türkiye için bunlar olağanüstü meseleler değildir. Karşımızdaki terör örgütü sadece eli silahlı 5-10 bin militandan oluşmuyor. Bu örgütün asıl cesaretlendiren ve yaşatan arkasındaki karanlık destektir. O, üst akıldır. Paralel yapı, yıllarca sırtından beslendiği bu millete ihanet ederek, başka mahfillerin operasyon aracı haline dönüşmüştür. Türkiye'yi ısrarla terör örgütlerini destekleyen bir ülke olarak göstermeye çalışanları, kimlerin teşvik ettiği gayet açıktır" dedi.

"BU MİLLET BU TÜR GÖRÜNTÜLERE LAYIK DEĞİL"

"Dokunulmazlık görüşmelerinden, terör örgütünün marşını söyleyerek çıkan sözüm ona milletvekillerinin de, onları birer kahraman edasıyla haberlerine taşıyan medya kuruluşlarının da iplerinin nereye uzandığı malumdur" diyen Erdoğan, "Parlamento da sözde milletvekilleri olarak oturumları ne hale getirdiklerini izlediniz. Komisyonda neler yaptıklarını izlediniz. Sıraların üzerinden nasıl atladıklarını izlediniz. Adeta oraları işgal kuvvetleri gibi kalkıp işgal etmeyi ve oralarda danışmanlarına varıncaya kadar vesaire bu tür eylemler yapma girişiminde bulundular. Orada komisyon başkanı isteseydi oraya ne medyayı sokardı ne de bu danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleri ile bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına böyle bir alan açtı ve onlar bu alanı maalesef kalkıp da usulüne uygun şekilde kullanmadılar. Bu millete gerçekten çok üzüntü verecek bir tabloyu orada sergilediler. Bu millet buna layık değil. Bu millet bu tür görüntülere layık değil. Bunlarda bu milletin temsilcisi olmaya layık değil" diye konuştu.

"TÜM ÜLKELERİN EN AZ TÜRKİYE KADAR DAYANIKLI, DİRENÇLİ OLMAYI ÖĞRENMELERİ GEREKİYOR"

İsveç'te Müslüman Milletvekillerine yönelik düzenlenen karalama kampanyalarına da değinen Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Türkiye demokratik bir hukuk devleti olduğu için bu meseleleri usulüne uygun çözmenin gayreti içindedir. Dünya da başka hiçbir ülkenin gösteremeyeceği hoşgörüyü, esnekliği, sabrı ortaya koyarak her bakımdan örnek bir mücadele yürütüyoruz. Çünkü bizim inancımızda, kültürümüzde, tarihimizde başka bir yönteme izin vermez. Geçmişlerinde ırkçılıktan soykırıma ve sömürgeciye kadar her türlü ayıbın izlerini taşıyanların, Türkiye'nin yürüttüğü bu mücadeleye edecek tek bir sözleri dahi olamaz. Türkiye'yi, demokrasi, hak, özgürlükler gibi konularda sorguya çekenlerin en küçük bir tehdit karşısında nasıl bu kavramları askıya aldıklarını gördük. Gezi olaylarında, bize gösteri ve ifade hakkı nutukları çekenler, masum teşebbüsleri dahi orantısız bir sertlikle bastırma yoluna gidiyorlar. Batının hangi ülkesine bakarsanız bakın oralarda bunları görürsünüz. İsveç'te, bakanlık makamına gelmiş olan bir Müslümana yapılanı gördünüz. Sonunda bakanlıktan istifa etmek durumunda kaldı. Aynı şekilde yine bir bayan milletvekiline İsveç'te yapılanı gördünüz. Hani sizde hak vardı, özgürlükler vardı. Niye bunları yaptınız. Halkın oyuyla gelmiş bu insanlara niçin bu saygısızlığı yaptınız. Açıkçısı ben batı ülkelerine giderek daha sıkça karşılaşmaya başladığımız bu görüntülerden, bu hak ihlallerinden, demokrasi ve özgürlükler adına endişeliyim. İnsan hakları örgütlerini, medya kuruluşlarını, yazarları, akademisyenleri, parlamentonun duyarlı üyelerin bu vahim durum karşısında harekete geçmeye davet ediyorum. Türkiye olarak, kendilerine her türlü desteği vereceğimizden emin olsunlar. Terör örgütlerinin giderek küreselleşen bütün bu tehditleri karşısında tüm ülkelerin en az Türkiye kadar dayanıklı, dirençli olmayı öğrenmeleri gerekiyor. Aksi taktirde dünya herkes için yaşanması zorlaşan bir yer haline dönüşecektir."

"KİLİS'E YAPILAN HER SALDIRIYA MİSLİYLE KARŞILIK VERİLMİŞTİR"

Kilis'te son zamanlarda meydana gelen taciz atışları ile ilgili ise Erdoğan, "Son zamanlarda, Kilis ilimize Suriye tarafından sürekli taciz atışları yapılıyor. Bu saldırılarda çok sayıda vatandaşımız ve Suriyeli misafirlerimiz hayatlarını kaybettiler. Bu vesile ile Kilis'te hayatlarını kaybetmiş olan tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Kilis'e yapılan her saldırıya misliyle karşılık verilmiştir. Verilmeye de devam edilecektir. Kilis'te ki tüm kardeşlerimin, vatandaşlarımın bu olaylar karşısında ki sabrını da taktirle karşılıyorum. Bir mücadelenin içerisinden geçiyoruz. Sıkıntı şüphesiz ki büyük. Sizler ki bütün oralarda ki muhacir kardeşlerimize bir ensar olarak başından beri elinizden gelen her türlü desteği verdiniz. Bunlar karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye'nin topraklarına ve vatandaşlarına yönelik hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmadık, bırakmayacağız. DAEŞ en büyük zayiatı Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda ödemiştir. Buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerinin gerisindeki niyetleri biz çok iyi biliyoruz. Başaramayacaklar. Türkiye hem tüm terör örgütleri ile mücadele edecek hem de kendi politikalarını hayata geçirecek güce ve kararlılığa sahiptir" açıklamasını yaptı.

"3 FİTNE, BUNDAN KURTULMAMIZ LAZIM"

"Bir Müslüman'a kula kul olmak yakışmaz. Biz sadece Rabbimizin huzurunda rükû da eğiliriz. Başka bir yerde asla" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Türkiye'nin bu gün ortaya koyduğu vakur duruşun gerisinde güçlü bir tarihi birikim var. Her şeyden önce asırlardır bu topraklarda milletimizin ve ülkemizin omurgasını teşkil eden değerlere ve kesime saldırıp da iflah olan kimse yoktur. Ne dışarıdan gelenler, ne içerde rahat durmayanlar ülkesinin bekası için şehitliği nimet, gaziliği şeref kabul eden milletimizin karşısında varlık gösterememiştir. Anadolu toprakları fitneyi, ayrımcılığı, bozgunculuğu, ihaneti kabul etmez. Bu topraklarda ancak birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, uhuvvete dayananlar ancak kök salabilir, boy verebilir. Canlı bomba olup masum insanların hayatlarına kastedenler de, patlayıcı dolu çukurlarıyla mahallelerimizi harap edenler de, meclisi terörize edenler de bu kutlu pınardan nasibini alamamış olanlardır. Esasen bu hevesler, bu niyetler yeni değildir. Son 200 yıldır bu topraklar yerli ve milli olanla, buna karşı dayatılan hormonlu ideolojilerin çetin mücadelesine şahit olmuştur. Türkiye'yi, inançlarından ve geçmişinden kopartıp kişiliksiz bir ülke haline getirmek istediler, başaramadılar. Milletimizi kimi zaman meşrep, kimi zaman köken farklılığı üzerinden birbiri ile çatıştırmaya çalıştılar, istedikleri neticeyi elde edemediler. Ülkemizi geri kalmışlıkla, fakirlikle, bağımlılıkla terbiye etmeye kalktılar, sonuç alamadılar. Şimdi bu yöntemlerin hepsinin karması yeni bir oyunu devreye soktular. Nedir o? Terörle canımızı yakıyorlar. 3 fitne, bundan kurtulmamız lazım. Birincisi; etnik fitne, ikincisi; terör fitnesi, üçüncüsü; mezhepçilik fitnesi. Bizi birbirimize bağlayan bağ İslam'dır. Birbirimizi de severken zaten Allah'ın hükmü gereği ancak müminler kardeştir en büyük ilahisi gereği birbirimizin kardeşiyiz. Kardeş olarak birbirimizi seviyoruz. Bu ülkede 30'u aşkın etnik unsur var. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası, Boşnağı vesaire. Biz birbirimizi, yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz anlayışı ile seviyoruz. Ne Arabın Arap olmayana ne Arap olmayanın Araba üstünlüğü yoktur" ifadelerini kaydetti.

"3 MİLYONA AŞKIN MAĞDURLA EKMEĞİMİZİ, SUYUMUZU PAYLAŞIYORUZ"

"İnancımıza, tarihimize saldırarak hayat damarlarımızı kesmeye çalışıyorlar" diyen Erdoğan, "Ekonomimizi hedef alarak bizi tedip etmenin hesaplarını yapıyorlar. Bölgemizde ki tüm insani sorunları tek başına ülkemize ciro ederek bizi ağır bir imtihana tabi tutuyorlar. Emin olun ki yine başaramayacaklar. Güvenlik güçlerimiz, silahlarıyla, bombalarıyla tüm teröristleri kazdıkları çukurlara gömerek birer birer mahallelerimizde, ilçelerimizde sükunu sağlıyorlar. Şuan da bir il ve 11 ilçede bu çalışmalar devam ediyor. Zaman zaman canlı bombaların patladığı oluyor ama aynı dönemde bu teşebbüslerin 50-100 tanesi de engelleniyor. Kendi ülkelerine, kendi milletlerine zarar vermek için, iplerini başkalarının ellerine teslim edenlerin foyaları birer birer ortaya dökülüyor. Bölgemizde, sıkıntıya düştüğü için ülkemize sığınan herkese kucak açacak, onları barındıracak imkana sahibiz. Bu bizim zaten geleneğimizde, inancımızda var. Biz elimizde ki bir tas çorbayı bir muhtaçla paylaşmayı bilen milletiz. Bugün Suriyeliler ile birlikte onlarca farklı ülkeden 3 milyona aşkın mağdurla ekmeğimizi, suyumuzu paylaşıyoruz. 2023 hedeflerimize ulaşma konusundaki kararlılığımızda en küçük bir eksilme ve gerileme söz konusu değildir. 2002 yılı Türkiyesine bakan birinin bugün ki Türkiye'yi hayal bile etmesi mümkün değildi. Bugün 2023 hedeflerine ulaşma noktasında çok daha fazla ümitvar olmamızı sağlayacak bir yerde bulunuyoruz. Bunun için yeni anayasa ve başkanlık sistemi başta olmak üzere milletimizin beklentisi olan çalışmaları biran önce hayata geçirmeliyiz. Büyük altyapı projelerimizi kararlılıkla ve takvimine uygun bir şekilde sürdürmeliyiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, devam ediyor ve bunu 29 Ekim öncesine yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Aynı şekilde körfez geçişi Osmangazi Köprüsünü de 26 Ağustos'a yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu yıl için de Avrasya tünelini, boğazın altından onu da açarak otomobiller denizin altından Asya'dan Avrupa'ya geçecek. Bütün bunların hepsi Türkiye için, bu millet için. Türk milletine yakışan neyse onu yapacağız. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Bunların üzerinde yükselen Türkiye akamete uğramamalı. Bunlar bizim gurur kaynaklarımız olacak. 2018, dünyanın en büyük havalimanına Türkiye sahip olacak. İstanbul'da, en büyük havalimanın açtığımız zaman siz Türkiye'nin nasıl sıçradığını görün. 79 milyon vatandaşımızın tamamın refahını yükseltmeye yönelik yatırımlara ağırlık vermeliyiz. Üretimi istihdama ihracata yönelik her adımı desteklemeliyiz. Terör örgütlerine ve dış tehditlere rağmen, güvenliğimizi en üst düzeyde sağlayacak, caydırıcılık kabiliyeti yüksek çalışmaları hızla sonuçlandırmalıyız. Yalan ve fitne çarkı durmaksızın dönse de Türkiye aksakallı dedelerimizin, ninelerimizin gözyaşları eşliğindeki duaları sayesinde dimdik ayakta durmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.