M.Fatih ERDOĞAN

M.Fatih ERDOĞAN

GENÇLERE İŞ, AŞ, ADALET, ÖZGÜRLÜK VE MUTLULUK VERİN

Bir ülkede silahlı kuvvetlerin ülke yönetimine el koymasına ‘Askeri Darbe’ denir. Maalesef, kısacık Cumhuriyet tarihimize bakıldığında birçok başarılı ve başarısız darbe girişimi yaşadığımız görülüyor. Yaşadığımız bu darbe ve darbe girişimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1- 27 Mayıs 1960 Darbesi,

2- 22 Şubat 1962 Başarısız 1. Talat Aydemir Darbe Girişimi,

3- 20 Mayıs 1963 Başarısız 2. Talat Aydemir Darbe Girişimi,

4- 12 Mart 1971 Muhtırası,

5- 12 Eylül 1980 Darbesi,

6- 28 Şubat 1997 Post Modern Darbe,

7- 15 Temmuz 2016 Başarısız FETÖ Terör Örgütü Darbe Girişimi.

İlk başarısız darbe girişimi, 22 Şubat 1962 tarihinde yapılmıştır. Nedeni; ‘Başbakan Menderes’in idamından bir ay sonra yapılan seçimleri kapatılan Demokrat Parti’nin devamı niteliğinde olan partinin kazanması’ olarak açıklanmıştır. Darbe girişiminin başındaki kişi, Harp Okulu Komutanı olan Albay Talat Aydemir ve cuntasıdır. Darbe taraflar arasında yapılan bir anlaşma sonucu zorlukla bastırılmış, darbeci Albay emekliye sevk edilerek serbest bırakılmıştır.

Birinci darbe girişimi sonucu affedilen darbeci Albay Talat Aydemir, bir yıl sonra 21 Mayıs 1963’te ikinci kez darbe teşebbüsünde bulunmuş, Ankara’da Meclis’in önünde çatışmalar yaşanmıştır. Harp Okulu karadan ve havadan vurularak darbeciler teslim olmaya zorlanmıştır. Yapılan şiddetli çatışmalar sonunda Talat Aydemir ve darbeciler teslim olmuştur. Darbeci Albay bu kez tutuklanarak mahkemeye çıkartılmış ve savunmasını; ‘Bugün bıraksanız yine darbe yaparım’ sözleriyle bitirmiştir.  Cuntacı Albay yeniden serbest bırakılmamış, yapılan yargılama sonrası idama mahkûm edilmiştir. Cezası 5 Temmuz 1964 tarihinde infaz edilerek idam edilmiştir.

Talat Aydemir’in başarısız darbe girişimlerinden 53 yıl sonra, 15 Temmuz 2016 tarihinde bir darbe girişimi daha yaşanmıştır. Nedeni; FETÖ Terör Örgütünün ülke idaresine el koymak istemesidir. Bu darbe girişimi, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en kanlı başkaldırı olmuştur.  FETÖ Terör Örgütü tarafından girişilen bu başkaldırı, ilk kez halkın direnişiyle durdurulmuştur. Darbecilere karşı sokakları ve kent meydanlarını dolduran yüz binlerce vatansever, tankların önüne yatarak, helikopterlerden sıkılan mermilere ve uçaklardan atılan füzelere karşı göğüslerini siper ederek darbecilere mani olmuştur.  İsyan bastırıldığında karşılaşılan bilanço gerçekten çok korkunçtur. Yakılan, yıkılan ve harabe haline gelen cadde ve binalar bir yana, isyandan geriye kalan 249 şehit ve 3000’in üzerindeki yaralı gazi, yapılmak istenen vahşetin boyutlarını göstermektedir.

53 yıl önceki darbeci cuntacılar mahkeme heyetine; ‘darbeyi kendilerinin planladığını ve serbest kalırlarsa tekrar darbe yapacaklarını’ söylemişlerdi. 15 Temmuz darbecileri bu mertliği bile gösterememiştir. Darbe sırasında suçüstü yakalanan üst düzey generaller bile yaptıklarının arkasında duramamış, darbedeki rollerini ağlayarak, burunlarından akan sümükler eşliğinde inkâr etmeyi tercih etmişlerdir. Ülkelerine karşı ihanet eden bu çakallara gün ışığı haram edilmeli, bir daha gün yüzü gösterilmemelidir.

Gençlerimiz ne yazık ki yakın tarihimizi hiç bilmiyorlar. Cüneyt Arkın filmlerinden öğrendikleri kadar, Osmanlı tarihini yarım yanlış bildiklerini var saysak bile Cumhuriyet tarihimiz hakkında hiçbir bilgi sahibi değiller. Emperyalist güçler tarafından özellikle 1940’lı yıllardan sonra üniversite de okuyan gençlerimize yönelik uygulanan bölme ve birbirine kıydırma faaliyetlerini hiç ama hiç bilmemekteler. Belleklerinde babalarının anılarından kalan, Solcu – Sağcı veya Ülkücü – Devrimci gibi birkaç kavramdan başka bir bilgi maalesef bulunmamaktadır.

Ülkelerin iş gücüde,  askeri gücüde gençlerden oluşur. Milletlerin geleceği gençlerinin yetişmişlik kalitesiyle orantılıdır. Gençliğini iyi eğitemeyen, iyi yetiştiremeyen, iyi yaşatamayan milletler asla başarılı olamazlar. Hür, bağımsız ve sözü dinlenen bir millet olamazlar. ‘Gençliğine iş, aş, adalet, özgürlük ve mutluluk veremeyen’ iktidarların ömrü kısa olur. Şu an gençlerimize bahsedilen imkânların verildiğini söylemek mümkün değil. Bu sebeple ülkeyi idare eden AK Parti kurmayları akıllarını başlarına almalı, ülkeyi adaletle yönetmeli, kaynakları çarçur etmemeli, gençlerimizi çağın gereklerine göre eğitmeli, onları ne idiğü belirsiz insanların eline bırakmamalıdır. Yoksa ‘ hem kendi başlarına hem de suçsuz ve günahsız bu ali milletin başına daha ne taşlar yağar, ne taşlar.’ Sonradan ‘Kimse dememişti’ denmeye…              

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Fatih ERDOĞAN Arşivi