Gurbette Hemşehri Olmak…

Dünyada en büyük özlemlerden biridir memleket özlemi. Bülbülü altın kafese koymuşlar, illaki “Vatanım” demiş. Memleket deyince, bir başka heyecana kapılır insan, bir başka bakar gözleri. Havasını, güneşini, sokaklarını hatırladıkça insanın göz pınarları dolar.

Çünkü memleket sevgidir, özlemdir, hasrettir. Nasıl ki sevgi anlatılamaz, yaşanır; nasıl ki özlem yakar, kavurur bedenini ve nasıl ki hasret alır, götürür seni uzaklara, işte öyledir memleketi anlatabilmek.

Gözün, gönlün hep ordadır.  Gitmek istersin memleketine, nitekim gün gelir fırsat bulup gitsen de, zaman kısıtlıdır doyamazsın.

Gurbette yaşam kavgası içindeyken hiç ummadığın bir yerde karşılaşırsın memleketlinle, aslında onu tanımazsın ama gurbet oldu mu karşılaştığın kişiyle akraba oluverirsin hemen oracıkta. Pazarda, çarşıda, yolda tesadüf edersin, memleketi görmüş kadar sevinirsin. İşin düşmüşse eğer, hemen yapılır veya pazarcılık yapılıyorsa tezgahın en güzel malları senindir artık.

Bir araya geldi mi aynı memleketin insanları, anlatır memleketinin güzel günlerini, canlandırırlar hatıralarını, terk ettikleri topraklarını bir iç geçirip de” İmkanım olsa bir saniye durmam buralarda.” derler,  hep içinde gurbetin hüznünü yaşayanlar.

Bir başkadır gurbette memleketli dayanışması, bir gülen yüz, bir tatlı söz, içini açan, ufkunu açan, güçlü bir el, güçlü bir dost.

Gurbette yaşayan biri olarak bunların hepsini tabiî ki ben de yaşıyorum.  İstanbul’da yaşayan birçok memleketlimiz olmasına rağmen şehrin büyük oluşu, trafik sorunu görüşmeye sekte vuruyor. Ama yakın olanlarla görüşme imkanını bulabiliyorum.  Ayrıca tesadüfen karşılaştıklarım da oluyor. Kimiyle kuaförede, kimisi ile lokantada dediğim gibi,  kimileri ile çarşıda, pazarda vs.

 Geçen yıl park halindeki arabamızı çekmişlerdi, arabayı otoparklarına indirirlerken yetiştik. İtiraz etmeye çalışırken nerelisiniz diye sordular. Oradaki görevli memur Elbistanlıyız, deyince “Ooo memleketlim!” diyerek ceza almaktan kurtardı. Yine bu yakın zamanlarda sık sık alışveriş yaptığım, giyim mağazasında çalışan hanımla sohbet esnasında mağazada son haftası olduğunu söyledi.  Meğer eşinin işi için Elbistan’a yerleşiyorlarmış, ben buna nasıl mutlu oldum. Memleketim orası, diyerek anlatmaya başladım, şöyle güzeldir, moderndir diyerek bayağı endişesini gidermiştim.   

Yaklaşık bir ay önce de İzmir’e gitmiştim. Oradaki akrabalarımız, köylülerimiz bir araya gelmiş “gün” yapıyorlar. Ben de aralarında bulunmaktan müthiş keyif aldığım ortamda adeta memleketimde hissettim kendimi. Çünkü orada memleket havası esiyordu, dağı, taşı, toprağı, havası, suyu, hepsi vardı. İşte gurbette bizler de memleketi böyle yaşıyoruz.  

Memleket sevdalısı biri olarak diyorum ki: “Memleketin dağını, taşını, havasını, suyunu insanlarını çok ama çok seviyorum. Çünkü, bir başkadır benim memleketim... “

Dost olmak, komşu olmak, arkadaş olmak, bir başkadır gurbette hemşehri olmak.

Selam olsun, memleketime, köyüme ve gurbette memleket özlemi çekenlere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülser YAMAN Arşivi