Hastalıklara Karşı Koyan Organ: Timüs Bezi

Hastalıklara Karşı Koyan Organ: Timüs Bezi
Özel bir hastanenin nöroloji bölümünde görev yapan Uzman Doktor Egemen Vardarlı, vücudumuzda bulunan timüs bezinin savunma sistemimiz için vazgeçilmez bir organ olduğunu belirterek, timüs bezi hakkınd...

Özel bir hastanenin nöroloji bölümünde görev yapan Uzman Doktor Egemen Vardarlı, vücudumuzda bulunan timüs bezinin savunma sistemimiz için vazgeçilmez bir organ olduğunu belirterek, timüs bezi hakkında bilgi verdi.

Dr. Egemen Vardarlı, soluk borusunun önünde bulunan, doğumdan önce ve doğumdan hemen sonra lenfosit meydana getirerek vücudu enfeksiyonlardan koruyan timüs bezi hakkında şunları söyledi: “Timüs bezi iman tahtasının arkasında kalbin hemen önünde yer alır. Timüs bezi bizim savunma sistemimiz için vazgeçilmez olan bir grup lenfositin (vücudumuzun savunması ile görevli hücre topluluklarından birisi) eğitildiği merkezdir. Burada eğitim alan lenfositlere timüs bezinde yetiştirildikleri için T lenfositleri adı verilmiştir. Timüs bezinde eğitim aldıkları sırada vücudumuzdaki hücrelere zarar vermemeyi, yabancılara ise saldırmayı öğrenir. Timüs bezinde eğitimini başarı ile tamamlamış T lenfositleri çok uzun ömürlüdür, vücudumuzun başka noktalarında yerleşip, gerekirse çoğalabilme yeteneğine sahiptirler.”

YAŞLA BİRLİKTE GERİLİYOR

Timüs bezinin yaşla birlikte gerileyen bir organ olduğunu hatırlatan Uzman Dr. Vardarlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Timüs bezinin en yoğun çalıştığı dönem anne karnındaki ve doğum sonrasındaki dönemdir. Timüs bezi 10 yaşına gelen bir çocukta en büyük boyutuna ulaşır, yaklaşık 35 gram ağırlığındadır; sonra küçülmeye başlar. 70 yaşındaki birinde ortalama 5 gram ağırlığındadır. Yoğun çalıştığı dönemde vücudu korumakla görevli T lenfositlerini yetiştirmiş ve artık görevinin çoğunu tamamlamıştır. İyi yetiştirilmiş bu askerler insanı tüm yaşamı boyunca yabancı etkenlere karşı savunacaktır.”

“İMMÜN YETMEZLİĞE YOL AÇABİLİR”

Timus bezinin doğuştan olmadığı Di George sendromunda bebeklerin doğdukları andan itibaren T hücreli savunma sistemine sahip olmadıkları için immün yetmezlikle boğuşmak zorunda kaldıklarını anlatan Uzman Dr. Vardarlı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Timüs bezi eğer yanlış eğitim verirse T lenfosit savunma sistemi bu sefer vücudun kendi yapılarına saldırmaya başlar bu da otoimmün hastalıklara yol açar. Timüs bezinde eksik eğitim almışlarsa bu kez de yabancı istilacılara karşı yeterli savunma yapamaz. Nörologlar içinse timüs bezi myastenia gravis (ağır kas zaafı) hastalığı açısından kritiktir. Miyasteni hastaları çabuk yorulmakta, ileri durumlarda nefes almakta bile zorluk çekmektedir. Bu hastalıkta vücudumuz bizim hareket etmemiz için önemli bir yapı olan asetilkolin reseptörlerine saldırmaktadır. Bu hatalı saldırıyı engellemenin yollarından biri timüs bezini ameliyatla çıkartmaktır. Görevini tamamlamış olan timüs bezinin çıkarılması hastada bir problem yapmamaktadır."

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.