Hem Yalancısınız, Hem Korkak!

Son yıllarda herkes bir anda demokrat oldu; solcusu, sağcısı, orta yolcusu ama sokağa çıkan, meydana inen, alanlarda yer arayan herkes.

Herkesin demokrat olduğu bir ülkede, demokrasi dışı oluşumların itibar görmesi pek mümkün değil.

Herkes demokratsa, darbenin lafını eden olmaz.

Herkesin demokrat olduğu yerde “paralel” yapıların adı anılmaz.

Herkes demokratsa, halkın tercihine saygı gösterilir.

Eğer herkes demokrat olsaydı, siyasi tercihlerin sandıkta belirleneceğini ve buna saygı gösterileceğini bilirdi.

Ben böyle bir şeye inanmıyorum.

Eğer yeterince demokratımız olsaydı, hükümetlerin sandıkta değiştirilmesinden daha farklı bir tek söz edilmezdi.

Mesela demokrat çok olsaydı, kasetlerle siyaseti belirleyen bulunmazdı.

Montaj, dublaj ve şantaj kasetlerle birilerini diskalifiye etme, ondan boşalan koltuğa oturma hülyaları görülmezdi.

Eğer çok demokratımız olsaydı “Ordu Göreve” pankartı asanlar da, ona alkış tutanlar da olmazdı.

O zaman “demokratım” diyen çok, demokrat olan yok.

Çünkü olsaydı, Gezi olaylarında sokağa çıkarak hükümet devireceklerini düşünen olmazdı. Bunu da terör örgütleriyle el ele, kol kola yapan bulunmazdı.

Eğer demokrat çok olsaydı, 17 Aralık’ta ne yapılmak istendiğini iyi analiz edebilirlerdi.

Daha önceki darbe dönemlerinde “şartları olgunlaştıranların” kirli yüzünü görebilirlerdi.

Bir hiç yerine başbakan asanların, hangi bahanelerle onu ipe götürdüklerini ve o bahanelerin bir tekinin bile gerçek olmadığını anlayıp, 17 Aralık sonrası denenenlerin benzer olduğunu bilirlerdi.

Eğer bu ülkede demokrat olsaydı, dost sohbetlerinde “Türkiye üzerinde çok büyük oyun oynanıyor. Ülkesini seven başbakana sahip çıkmalı” diyen yazarların, klavyenin başına geçtiğinde darbeci başı kesilmezdi.

Bu ülkede demokrat olsaydı, Mısır’da Sisi gibi darbecilere dünya zindan olabilirdi ama cennet olsun diye uğraş verenler var.

Yüzbinlerce insanı katleden Esed’e destek verenlerin olduğu ülkede demokratlıktan bahsetmek, demokrasi sevdalılarına hakaret olarak algılanmalıdır.

Eğer bu ülkede demokrat insan sayısı lanse edilmeye çalışıldığı gibi çok olsaydı, toplumun bir kesimi, diğer kesimini yok saymazdı.

Bu ülkede demokrat insan olsaydı, çözüm sürecinin farklı bahanelerle sekteye uğratmak isteyenler, cirit atacağı bir tek alan bulamazdı.

Eğer bu ülkede demokrat insanlar olsaydı, Ergenekon Terör Örgütü sanıkları hiç alkış almaz, salya sümük “hasta” oldukları söylenmezdi.

Eğer bu ülkede demokratlar çok olsaydı, Kenan Evren gibi darbeciler şimdiye çoktan cezaevinde ömür çürütüyor olurdu.

Bu ülkede yeterince demokrat olsaydı, 28 Şubat’ı gerçekleştirenlerin hepsi içeride, 28 Şubatçıların içeriye tıktıklarının hepsi de dışarıda oldurdu.

Bu ülkede demokrat olsaydı, 12 Eylül artığı, darbeci ürünü ve antidemokratik anayasanın yürürlükte olmasından dolayı utançlarından sokağa çıkamazlardı.

Eğer bu ülkede demokrat çok olsaydı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kararlar “kavgayla, yumrukla, tekmeyle, tokatla, küfürle, hakaretle” değil, tartışarak, en güzeli bulunurdu.

Ve eğer bu ülkede demokrat insan olsaydı, ben bu satırları yazmazdım.

Yarınımızın nasıl olacağının korkusuyla yüreklerimiz titremezdi.

30 Martı bekleyen insanlar bütün vesayetçilere karşı bir kez daha AK Partiyi destekleme gereği duymayabilirdi.

Çünkü yok öyle demokrat…

Lafla peynir gemisini yürütmeye çalışan, kandan beslenen, kaostan iktidar devşirme niyetinde olan, kasetlerle insanların geleceğini çalma çabasında olan hainler var.

Bu ülkede demokrat olsaydı, bizler sandıkta, özgür irademizle oylarımızı kullanırdık; hainler gelmesin, kurulan tezgâhlar bozulsun diye değil.

Eğer demokrat çok olsaydı, insanların özgür tercihinin önüne “korku imparatorluğu”nun kurulmadığı bir seçim yaşar olurdu.

Ve biz, partilerin planlarına, projelerine, parti programlarına, insana bakışlarına, özgürlükten anladıklarına bakar ve bu arada adaylarını da inceler oyumuzu verirdik.

Kendilerine demokrat diyen ama antidemokrat olanların yüzünden, biz oyumuzu “adaya bakarak” değil, yaşamımızı belirleme adına kullanıyoruz.

Ve siz, demokrasiden söz ediyorsunuz.

Hem yalancısınız, hem de vesayetçilerin “höt” demesinden yüreği kopan ödleklersiniz…

Demokrat olsaydınız, arkanızda halk olurdu, korku sırası onlara gelirdi…

 

Tweetimden seçmeler

Sadece bir kez vesayet özlemcilerine dur diyecek yürek bulamadığınızda, özgürlüğü rüyanızda bile görmekten korkacağınız zamana hazırlanın.

www.naifkarabatak.net

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi