“Hemşehrimiz”de az değilmiş hani!

Öşmenek!

Kahramanmaraş diline ait bir kelime olsa gerek. Halk arasında şımarıklık, görgüsüzlük ve bir olaya gereğinden fazla önem vererek abartmak anlamında kullanılır.

Ya da, kendisini ilgilendirmese dahi bir durumu sahiplenme, kendi yaptığı bir işi mübalağa ederek kendi ağzıyla reklam etme…

***

Bir, emniyet müdürü var. Kendisi “Maraşlı” olurmuş!

Şehrimizde faaliyet gösteren “bazı” basın organları ondan bahsederken öşmenekliğin daniskasını yapıyorlar.

Son zamanlarda yazdığı bir kitapla gündemden hiç düşmüyor.

Ee, o gündemde olurda, bizim basının “öşmenekler”i es geçermi hiç.

“Vay hemşehrimiz şöyle oldu.”

“Vay hemşehrimiz böyle oldu.”

***

“Hay sizin hemşehrinize…” diyesi geliyor insanın.

Ne hemşehrisi  be!

“Çakma” hemşehri çakma…

***

Aslen, ilimizin Gaziantep sınırındaki Karabıyıklı Köyü’nden. Ancak ilkokulu bile köyünde bitirip bitirmediği tam belli değil. Sanırım daha da ondan sonra Maraş’a yönünü dönmemiştir.

Ben hiç hatırlamıyorum şahsen, “Zât-ı Şahaneleri”nin Kahramanmaraş’a geldiğini. Ne bileyim işte, epeyde takip ederim ama basını “Hemşehrimiz emniyet müdürü şehrimizde” diye bir başlık, bir manşet hatırlamıyorum hiç.

“Hemşehrimiz”in en son memleketimize ne zaman geldiğini; veya gelip gelmediğini bilen varsa söylesin.

Veya başka vilâyetlerde, Kahramanmaraş adına düzenlenen etkinliklere, gecelere hiç katılmışlığı olmuş mudur?

***

En son gazeteciler telefonla ulaştılar kendisine gözaltına alınmadan evvel. Onlarada izinli olduğunu ve Gaziantep’te olduğunu söyledi. Ama çok geçmeden İstanbul’da sevgilisinin evinden çıktı “hemşehrimiz”!!

Galiba Antep’ten İstanbul’a ışınlandı bir anda.

***

Sahi her şey iyi güzel gidiyordu, n’oldu da bir anda “Haliçte Yaşayan Simonlar” kitabını yazma gereği duydu “hemşehrimiz”?

“Hoca’nın adamlarının devleti ele geçirme çabaları” karşısında vicdânımı elvermedi suskun kalmaya. Milli duyguları mı kabardı ansızın. Uykuları mı kaçtı yoksa?

Hayır bu vatanı çok seviyor ve “cemaat”ın ele geçirmesine gönlü el vermedi veya el vermeyecek kadar “vatanparver” desek…

Bu seferde “Devrimci Karargah” adlı yasadışı, üstelik daha geçtiğimiz yıl kendisininde meslektaşı olan bir emniyet amirini şehit eden bölücü sol örgütle işi ne?

(“Pehriz”-“Lahana turşusu” hesâbı!!)

Hemde örgüt üyesi Necdet Kılıç’ın telefonunu kullanacak kadar.

Sevgilisi ile görüşmelerini “Necdet daha önce örgüt işlerinden yatıp çıkmış. Ama daha sonra bu işlerle ilgisi olmamış. Ben bu gencin masum birisi olduğuna inanıyorum” dediği çok samimi arkadaşı Devrimci Karargah Örgütü üyesi Necdet Kılıç’a ait telefonla yapmış!

***

Eğer iddialar doğruysa az(!) değilmiş bizim “hemşehri”

Yasadışı bölücü “Devrimci Karargah Örgütü”ne yardım etmek!

Örgüt üyelerine polisiye bilgiler vererek takipten kurtulmalarını sağlamak!

 (Evinde yapılan aramalarda) Sahte pasaport bulundurmak!

Çok sayıda sahte sahte kimlik bulundurmak.

Şimdilik “iddia edilen” suçları arasında.

***

“İddia edilen” suçlar ufak tefek şeyler değil.

Demek ki neymiş?

Böyle suçlar işlersen emniyet müdürü de olsan götürürler merkeze…(!)

***

Ama yine de eğer “suçsuzsa”, umarım bir an önce suçsuzluğu kanıtlanır ve adalet yerini bulur.

Tabi iddialar doğruysa da cezasını çeker.

Zira “adalet” bir gün herkese lazım olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Veli KARALAR Arşivi