Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Işid Kuruluşunu Yapanların Hilafına Çalışınca

Son zamanlarda bölgedeki menfaat planları bozulan bütün şer cephesi bir bütün olarak bizim kanımız, canımı, askerimiz ile Suriye ve Irak’a girip ışid ile savaşmamızı istiyor. Aynı devletler PKK ya karşı bizim yurt içinde ve dışında askeri harekat yapmamıza daima karşı çıkmışlardır. İran PKK ya ve onun uzantılarına daima bizim canımızı acıtmak için destek vermiştir ve vermeye de devam etmektedir. Esed denen alçak kamplarda bu PKK ve onların daim dostu Ermenilere kamp ve eğitim imkanı vermiştir. Barzani ve avanesi Kürt kedisini dahi Türkiye’ye vermem diye dayılanmış ve İngiliz’e dayanarak Türkiye’ye kafa tutmuştur.. Fakat ışid denen ne olduğunu onu kuranların bildiği bu örgüt Türkmenleri bırakıp Kürtlere, Ezidilere ve işgalci askerlere karşı mücadele vermeye başlayınca, güya düşmanlar hemen bir araya gelmeye başladılar. Hani İran, Amerika ve İsrail birbirlerine düşmanlardı, Hani İngilizler ve Amerikalılar Esed’e ve Malikiye ve dolayısı ile İran’a düşmanlardı. Hepsinin ortak düşmanının aslında Aziz ve Necip Türk milletinin olduğu ve aynı zamanda Türk milletinin kişiliğinde inkişaf eden İslam dini olduğu da ortaya çıkmaktadır..

Türk hükümetini onun bunun emrine vermeye hazır iç düşmanlarımız, Musul personelimizin gelmesi ile koro halinde artık bizi namlunun üstüne sürmenin telaşındadırlar. Bizim Işid ile ne işimiz var diye soran yok. Bu Işid denen örgüt Türkiye’mizin sayesinde silahsız ve savunmasız Türkmen yurtlarını bir bir eline geçirip, ırzlarını payimal eder iken herkes seyretti ve bu perişanlıktan istifade eden Barzani kadim Türk yurtlarını istila ile artık buralardan çıkmamız söz konusu değil demeye başlamıştı. Türkiye’nin Suriye sınırında Kürdistan kuranlar Türkmen yurdundaki güneşli beldesinin adını bir gecede rojavaya değiştirdiler ve bizim bölücüler buna da balıklama atladılar. Rojava ( farsça güneşli) dedikleri yer nerede ise bindörtyüzyıllık Türkmen yurdu olan güneşli beldemizdir. Kobani diye Kürtçe olduğunu ima ettikleri yer ise bizim Kubandan gelen kıpçak kardeşlerimizin verdiği yer isminden başka bir şey değildir. Koban veya kuban Kafkasya’daki büyük nehrin geçtiği yeşil havzanın  ismidir ve oradan gelip bu bölgeye yerleşenlerin verdiği bir isimdir. kobani veya kubani kubanlı demektir. Ne Farsçadır ve nede Arapçadır, Dolayısı ile Kürtçe denen karma dilin herhangi bir kelimesi değil pırıl pırıl Türkçedir.

Şimdi kuzey ırakta Kürt devleti kurup onu Türkiye’mizin etrafını sarmak için rojava, kobani yalanları ile elde etmek isteyenleri temizleyen bir ışide ben neden saldıracakmışım. Bu insanlar nerede ise ikiyüzyıldır İngiliz’in arkalaması ile Müslüman kanı dökmektedirler. Ceddimiz ve büyük devlet adamı Muzaferüddin Gökböri (Bozkurt) beyin kurduğu büyük Böri Teginler isimli Türkmen devletinin başkenti ve nüfusunun tamamına yakını elli meslek isimli ailelerden teşekkül eden Erbil şehrimizi gene Amerikalıların ve maalesef başbakanımız Özal’ın gafleti ile 32. paralel yutturmacası ile elimizden alıp Barzani ve avanesine peşkeş çekilmiştir. Bu bölgenin insanları değil mi daima pyd denen PKK eşkıyasının diğer versiyonunun destekçileri olanlar. Bütün bu ihanetleri yapanlar ve Avrupalıların gönüllü ajanlığına soyunanlar, İslam alemi içinde ikinci bir İsrail olmayı içlerine sindirenler, hem daima bize muhtaçlar ve hem de utanmadan kendilerini kurtaran ve ekmeğini paylaşan askerimize taş atıyorlar. Bütün bu olanlar aklı olan kişiler için eceline susayan itin cami duvarına siğmesi gibi bu kürtlük ayakları altında İngiliz’in payandası ve Ermenilerin oyuncakları olanlara rabbimin bir sillesinden başka bir şey değildir.

Aziz Türk milletini sahipsiz, yalnız ve büyük müsamahasında zaafı zan edenlere Allah’ın bir ikazıdır. Kuyusunu kazdıkları Türk milletine ve onun ekmeğine muhtaç olmuşlardır. İşin doğrusu bu ışid ile mücadele oyununa gelmememiz ve Türkiye düşmanlarının kendi oyunlarında boğulmalarını oturup seyretmemizdir. Aziz Türk milletini kuzey ırakta bir Kürt devleti olduğu yalanına inandırmak isteyenlerin kukla Kürt devletlerinin bir avuç ışid militanı karşısında kağıttan kaplan olduğunu görmeyi nasip etti Rabbim. Demek ki neymiş, İngiliz ağabeyleri olmasaydı, Avrupa’nın kapı kulluğunu yapıp aziz Türk milletinin paçasını ısırmaya kalkanların üç beş militan karşısındaki rezil olma hallerinin canlı yayınından başka bir şey değilmiş bütün afra tafraları. Büyük Allah’ım herkesin bir hesabı var ise kendisinin daha büyük hesabı olduğunu İslam düşmanlarına göstermiştir. Oturdukları yerden Hristiyan ve Yahudi dostları ile beraberce dört bölgeli Kürdistan kurmak isteyenlerin oyunlarının bizim bir dahlimiz dahi olmadan bozulmasını seyretmekteyiz. İslam alemi içine ikinci bir İsrail kurmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında kalması neticesinde Türk devletine ve milletine düşmanlıklarının artacağı kesindir..

Hükümetimizin bu süreci iyi yönetmesi ve çözüm denen çözülme süreci meselesinin artık huzurumuzu kaçıran unsurlarının temizlenmesini başlatmalı ve bu oryantalist blöflere pabuç bırakmamalıdır. Bunun içinde nerede ise yüzyıldır ihmal edilen ve son zamanlarda başbakan Davutoğlu’nun bize müzahir olanlar cümlesi ile işaret ettiği Türkmen kardeşlerimize siyasi destek verilmelidir.  Bu arada sınırda ve her yerde bize taş atan, yediği kaba tüküren, her sıkıştığında bize sığınıp, paçası çamurdan çıkınca ihanetine devam eden vatan hainlerine tek diyeceğim şu dur ki, eğer aziz Türk milletinin sabrını daha fazla zorlar iseniz emin olunuz bu aziz millet Ermeniler ile beraber ne kadar size destek olan pislik var ise tamamını yeryüzünden silecek güce ve imana sahiptir vesselam.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi