Son yıllarda sık sık gündeme getirdiğim bir konu var, bu kente hizmetin yeterince yapılmadığı yönünde.

Benim Ak Partili olmam yada bu partiye meyilli olmam, Ak Partinin eleştirilmeyeceği anlamına gelmez. Bu güne kadar yaptığım eleştiriler karşısında olumlu tepkileri en çok yine bu partiden alıyorum.

Burada bir sorun var;

"Bu sorun yönetim sorunudur"

Kalkınma Bakanlığının 2003 - 2011 değerlendirme ve izleme raporu açıklandı.

Bunu muhalefet parti lideri söylemiyor.

Ak Parti iktidarının bir bakanı bu bilgileri kamuoyu ile paylaşıyor.

Yıllardır Ak Parti iktidarı Türkiye'yi şaha kaldırırken biz şehir olarak unutulduk diye yazdık ve yazmaya da devam edeceğiz.

Düşünün bir kere; "Bir ilçe yolu kış ortasında değil iki ay kapalı kalıyorsa" kusura bakmayın bu şehirde kötü bir yönetim var demektir.

Bu olay başka bir şehirde olsaydı eğer, o şehirde yer yerinden oynar, bir kaç bürokratın görevi değiştirilirdi.

Bizde ne oldu?

Kimsenin umurunda bile olmadı ya...

Olsaydı neticeye ulaşılırdı.

Ehli olmayan, koltuğunun hakkını veremeyen ve her şeyi bizim başımızda öğrenen bir bürokrasi ile karşı karşıyayız.

Milletvekillerimizde birlik beraberlik yok. Bu şehrin her hangi bir sorunu için bu güne kadar hiç birlikte ortak bir karar aldıklarına şahit olmadık.

Peki bu durumda Kahramanmaraş hizmeti nasıl alabilir ki?

*

Bu şehir Büyükşehir olacakmış.

Beyinler büyümeyince, bedenin büyümesi bir şey ifade etmiyor. Bu şehirde büyüyen beden...

Bu şehir büyükşehir olsa ne olur? Olmasa ne olur?

Olduğunda vatandaş biraz daha fazla vergi verir.

Hizmete gelince de belki şimdikinden de daha az alır. Çünkü tavır koyamıyoruz, hakkımızı isteyemiyoruz.

Seçilmişleri ve atanmışları objektif değerlendirmeye tabii tutarak yapılanları irdelemek ve eleştirmek gibi bize bir görev verilmişken, bizler kimilerini evliyalaştırdık, kimilerine de yerin dibine batırdık.

Bu şehirde siyaseten bir yerlere gelenler kerameti kendilerinde görüyorlar.

Ve bu görüntü, bu kibir, bu böbürlenme kendisine zarar verdiği gibi şehre de hiç bir katkı sağlamıyor.

Bir gazeteci olarak sadece şunu ifade etmek istiyorum;

Bu şehirde yaşayan bizler adeta birer zavallı durumundayız. Ve kendi gölgemizden korkuyoruz. Çok namuslu olarak gördüğümüz de aslında sahtekarın en büyüğüdür.

Ama biz bunu yüksek sesle dillendiremediğimiz için...bunlar bize müstehak...

Ve bu şehirden de bu STATÜKOCU VE İFTİRACI KAFA olduğu müddetçe bir şey olamaaazzzzz...