Kalbini Omzunda Taşıyor

Kalbini Omzunda Taşıyor
2006 yılında İngiliz turist Craig Oliver Beston’un kalbinin nakledilmesiyle hayata tutunan 25 yaşındaki İzmirli Tayfun Erdem, nakil olduğu tarihten bu yana kalbinin sahibi Oliver’ın ailesine ulaşmaya çalıştı. Uzun uğraşlar sonucunda Oliver’ın ailesine ula

- 2006 yılında İngiliz turist Craig Oliver Beston’un kalbinin nakledilmesiyle hayata tutunan 25 yaşındaki İzmirli Tayfun Erdem, nakil olduğu tarihten bu yana kalbinin sahibi Oliver’ın ailesine ulaşmaya çalıştı. Uzun uğraşlar sonucunda Oliver’ın ailesine ulaşan Erdem, kalbini taşıdığı Oliver’ın fotoğrafını omzuna dövme yaptırdı.

2006 yılında 17 yaşındayken kalp yetmezliği tanısı ile tedavi altına alınan ve kalp nakli için bekleyen Tayfun Erdem, İngiltere’den Bodrum’a tatile gelen ve beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybeden 17 yaşındaki Craig Oliver Beston’un kalbiyle yaşama tutundu. 17 Ekim 2006 tarihinde yapılan kalp naklinin ardından bir gazetede ‘Karşıyakalı gence şifa kilometrelerce öteden geldi’ başlıklı haberi okuyan Erdem o tarihten bu yana Oliver’ın ailesini bulmak için Cumhurbaşkanı ve Başbakana yazılar yazdı, sosyal medyada platformlar oluşturdu, bloglarda Oliver’ın ailesine ulaşmak için yazılar yazdı. İngiltere Konsolosluğu ve kiliseye dahi giden Erdem hiçbir sonuç alamayınca İngiltere’de yaşan tanıdıklarından Oliver’ın ailesini bulmalarını istedi. Yakınları sayesinde Oliver’ın ölüm ilanlarına ulaşan Erdem Oliver’ın babası Bob Beston’a Facebook’tan ulaştı. Babasıyla irtibata geçen Erdem, kalbini taşıdığı Oliver’ın fotoğrafını da ilk kez Facebook’tan gördü. Daha önce ensesine ‘Oliver 17.10.2006’ yazılı bir dövme yaptıran Erdem, şimdi de bir kalbin içinde Oliver’ın resminin bulunduğu dövmeyi omzuna yaptırdı. Oliver’ın ailesi isterse seve seve İngiltere’ye gideceğini söyleyen Erdem, ”Gururla taşıyorum dövmemi omzumda. Kalbi göğsümde, fotoğrafı da omzumda. İkisi de bedenimde. Kelimelere sığmaz o duygular” dedi.

“GURURLA TAŞIYORUM ONU OMZUMDA”

5 Ekim tarihinde doğan ve 17 Ekim’i de ikinci doğum günü olarak tanımlayan Erdem, Oliver’ın ölüm tarihinin hayata yeniden başlama tarihi olduğunu söyledi. Babasının Oliver’ın babasına Facebook’tan mesaj attığını belirten Erdem, “Babası şoke olmuş. Bizden biraz süreç istedi. Beni ve sağlığımı sormuş. Babasını Facebook’tan ekledim. Oliver’ın mezar fotoğraflarını gördüm. Oliver’ın fotoğrafını da görünce dövmecimi arayıp ‘Oliver’ın fotoğrafını buldum, dövmesini yaptıracağım’ dedim. İki hafta önce dövmeyi yaptık. Dövmeyi yaptırdıktan sonra değişik duygular oldu. Dövmeyi yaptırdıktan sonra Facebook’tan paylaştım, ertesi de gün de babası paylaşmış. Yakınları yorumlar yapmış. Bana minnettar olduklarını söylemişler, teşekkür etmişler. ‘Tayfun Oliver’ı unutmamış diye yazmışlar. Onu görünce daha da gururlandım ama bu fotoğrafı herkes görsün diye yapmadım aslında kendim istediğim için yaptım. Gururla taşıyorum onu omzumda. Kalbi göğsümde, fotoğrafı da omzumda. İkisi de bedenimde. Kelimelere sığmaz o duygular” diye konuştu.

“AİLESİ İSTERSE KOŞTURARAK GİDERİM”

Oliver İngiltere’den Bodrum’a gelmeseydi şu anda yaşamayacağını dile getiren Erdem, “Belki 17 Ekim’de ölmeyecektim ama belki 25 Ekim’de belki 30 Ekim’de ölecektim. Çünkü ben hastaneye yattığımda 75 kiloydum, 16 ve 17 Ekim günü 40 kiloya düştüğümü hatırlıyorum. Kalp gelmeseydi belki 3-5 daha yaşardım. Ailesiyle görüşmek için girişimde bulundum ama babası zaman istedi çünkü şu anda şokta. O günden sonra ne babam ne de ben babasına mesaj çektik. Ben babasına artık mesaj çekmem. Belki içine hapsettiği duyguları ben açığa çıkardım. Ailesiyle konuştuktan sonra ‘iyi mi yaptım, kötü mü yaptım’ diye düşündüm ama gelmemi isterlerse koşturarak giderim” dedi.

“DUYGUSALLIĞIM OLIVER’DAN GELEN BİR MİRAS”

Kalp nakli olduktan sonra gördüğü rüyaları da anlatan Erdem şöyle konuştu:

“Hiç görmediğim bir eve gittim, hiç görmediğim kıyafetleri denedim. Hiç görmediğim bir evi dolaştım. Bu ev benim rüyalarıma girdi. Bu bir bağ mı bilmiyorum. Başına gelmeyen insan inanmaz belki ama ben en sonunda o evi buldum. Onun yaşadığı evi gördüm. Rüyalarımdaki eve üç aşağı beş yukarı benziyordu. Buna bağ mı denir bilmiyorum ama bir bağ var herhalde. Çünkü nakil olduktan sonra çok duygusallaştım. Belki bu bana Oliver’dan gelen bir mirastır. Ben başıma gelmeden önce organ nakli nedir bilmezdim. İnsan başına gelmeden bilmiyor. Bir insanın vücudunda toprak altında çürüyecek 7-8 organ var. Eğer 7-8 organ bağışlanırsa, bu 7-8 kişinin kurtulması demek.”

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.