“Kapalı Ortam Hava Kirliliği Akciğer Kanserine Davetiye Çıkarıyor”

“Kapalı Ortam Hava Kirliliği Akciğer Kanserine Davetiye Çıkarıyor”
Medicana International Ankara Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mahmut Gülgösteren, kapalı ortam hava kirliliğinin akciğer kanserine davet çıkardığını söyledi.

- Medicana International Ankara Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mahmut Gülgösteren, kapalı ortam hava kirliliğinin akciğer kanserine davet çıkardığını söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında erkeklerde en sık ölüme neden olan birinci, kadınlarda ise ikinci kanser türü. Dünyada her yıl ortalama 1,3 milyon kişi bu nedenle hayatını kaybediyor. Akciğer kanserinden ölümlerin erkeklerde yüzde 92-94’ünün, kadınlarda ise yüzde 78-80’inin sigaraya bağlı olduğu belirtiliyor. Sigara akciğer kanseri için primer risk faktörü olup, sigara içim süresinin içilen miktardan daha önemli olduğu düşünülüyor. “Küçük hücreli'' ve “küçük hücreli olmayan” olmak üzere iki ana gruba ayrılan akciğer kanserinin sigara dışı risk faktörlerinin de bulunduğunu vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mahmut Gülgösteren, bu faktörleri şu şekilde sıraladı:

“Kapalı ortam hava kirliliği: Binalardan binalara, hatta aynı ev içinde farklı odalarda bile değişiklik gösteren çok sayıda hava kirleticisi bulunmaktadır. Bazı kapalı ortam kirleticileri temel olarak dış ortamdan kaynaklanırken, ev içi kaynakları olanlar da olabilir. Bunlar arasında havada asılı solunabilen parçacıklar, kükürt dioksit (SO2), azot dioksit (NO2), karbon monoksit (CO), fotokimyasal oksidanlar, kurşun ve diğer bazı oksidanlar sayılabilir.

Asbest: Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. Solunum yollarında uzun süreli tahriş oluşturur.

Radon: Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan, kokusuz radyoaktif bir gazdır.

Verem hastalığı (tüberküloz): Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilir.

Daha önceden akciğer kanseri geçirmiş olmak: Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır.”

Erken teşhisin önemini vurgulayan Op. Dr. Gülgösteren, “Akciğer kanseri belirtilerinin ortaya çıkması yıllar sürebilir ve hastalık ileri evreye ulaştıktan sonra fark edilir. Başlıca belirtileri kesilmeyen ve giderek kötüleşen öksürük veya öksürüğün şeklinde değişiklik, kalıcı göğüs ağrısı, kan tükürmek, kanlı balgam, öksürükle çıkan balgam renginde değişiklikler, nefes darlığı, ses kısıklığı, sık sık zatürre olma, iştahsızlık, kilo kaybı ve kansızlık, halsizlik, yorgunluk vb.’dir. Bu bulgular akciğer kanserinden veya başka nedenlerden kaynaklanabilir. Bulguların bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu tür belirtiler kişiyi doktora gitmeye sevk etmelidir” dedi.

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalığının erken evrelerinde ameliyatın ilk seçenek olduğunu söyleyen Op. Dr. Gülgösteren, “Genel olarak ameliyatla tümörlü doku tamamen çıkarıldığı ve çevrede hiç hastalık kalmadığı durumlarda başka tedaviye gerek yoktur. Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan evre 3 akciğer kanserinin esas tedavisi ışın tedavisi (radyoterapi), ilaç tedavisi (kemoterapi) ve radyoterapidir. Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisinde ise bu kanser türünün tedavisine hastalığın sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi ardışık veya eşzamanlı olarak uygulanır” diye konuştu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.