M.Fatih ERDOĞAN

M.Fatih ERDOĞAN

Katliam

Sizce son günlerdeki en popüler kelime hangisi desem ne cevap verirsiniz?

Eminim cevabınız ‘Katliam’ olacaktır.

Sanırsınız Türkler tarafından katliama uğramamış kimse kalmamış yeryüzünde. Duya duya nerdeyse kanıksadığımız ve bir yafta olarak boyunlarımıza asılmaya, beyinlerimize kazınmaya çalışılan bu uğursuz kelimeden inanın usandık artık.

Nerdeyse dağlar taşlar dile gelecek. Durduk yerde üzerimize yapışan toplu katliamların, bireysel katliamların, faili meçhul katliamların kanları rüyalarımıza girmeye başladı.

— Hoca, sen kimleri katlettin diye soracaklar korkusuyla eşimizin dostumuzun, çoluk çocuğumuzun yüzüne bakamaz olduk!

Bu milletle hesabı olanların sabah erken kalkanı, Yüce Türk Milletine hakaretler yağdırıyor. ‘Sütü bozukların alayı’ sanki koroda görev almışlar gibi en gür sesleriyle sövdükçe sövüyorlar.

Bu ar damarları çatlamış, utanma duyguları yok olmuş, nankörlük birinciliğini kimseye bırakmayan asalaklar belden aşağı,  belden yukarı, neresi denk gelirse oraya vuruyorlar, dur durak bilmeden.

Sen, Türk Milleti olarak beslemişsin, büyütmüşsün, kollayıp korumuşsun kimin umurunda… Adamı profesör, adamı yazar, adamı tiyatrocu, adamı sinemacı, adamı hukukçu, adamı armatör, adamı belediye başkanı, adamı milletvekili, adamı bakan yapmışsın, o ise hain olmuş, sövüp duruyor sana. Adama partiyi, adama hükümeti, adama devleti teslim etmişsin yine bir şey değişmiyor.

Dersim de Kürt, Kayseri’de Ermeni, Çorum’da Alevi, İstanbul’da Rum, Sivas’ta yazarçizer, Kıbrıs’ta Yunan, Maraş’ta Fransız katliamı yapmışsın… Saymakla bitmiyor iftiralar. Havada kuş, karada sürüngen, denizde balık bırakmamışız ya, hesap soran sorana…

‘Dinime söven bari Müslüman olsa’ hesabı bizi katliamla, soy kırımla suçlayanların sicili bari bizim ki kadar temiz olsa.

Geçmişleri onlarca kez yaptıkları soykırımlarla kanlı olan Amerika, Fransa, Almanya, İngiltere, Yunanistan, Rusya, Çin gibi velhasıl ‘kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela’ denilen kan emici milletler bizi katil göstermeye soyunmuşlar. Kendileri dışarıdan, işbirlikçileri ise içeriden kuduz köpekler gibi saldırdıkça saldırıyorlar.

1978 yılında sözde Maraş’ta da katliam yaşanmış. Katliamın lügat anlamını bilenler söylesin Allah aşkına. Maraş’ta katliam mı yoksa çatışma mı yaşandı? Olaylar tek taraflı mıydı yoksa tarafları mı vardı?

‘Kendini savunma imkânı bulunmayan çok sayıda insanın acımasızca öldürülmesi olayına katliam diyoruz değil mi?’ Peki, 1978 de Maraş’ta böylemi oldu acaba? Acaba, Maraşlılar kendilerini savunma imkânı olmayan masumları mı öldürdüler? Ölenler içerisinde Sünni Müslümanlar da var mıydı yok muydu?

Hamza YILMAZ, Mehdi KÖKLÜ, Osman ANDIZ, Evliya ERMİŞ, Ökkeş DALKIRAN, Mehmet KAHVECİ, Mehmet MENGÜCEK, Hacı BIYIKLI, Bünyamin VAROL, Abdullah KANDEMİR, Adem ARMUT, İsmail TERCAN, Abdullah POLAT, Mehmet ERGÜNDÜZ, Ökkeş İNCE, Necati PARLAMIŞ, Zeki YILDIRIM, Süleyman AYDOĞAN, Cemil KARADUTLU, Mehmet SAĞLAM, M. Ali BALTA gibi Sünniler kurşun yarasından mı yoksa kalp krizinden mi öldüler acaba?

Yapmayın, etmeyin Alevi kardeşlerim. Olayları körükleyen Sünniler olduğu gibi Alevilerde vardı. Allah sebep olanları kahretsin. Bizler elbette çok üzgünüz yaşanılanlardan. Ama sürekli ‘Katil Maraş’ olarak anılmakta inanın onurumuza dokunmakta. Lütfen yani…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
M.Fatih ERDOĞAN Arşivi