Kollektif akıl, iş dünyasının önemi ve Din adamları!...

Kahramanmaraş’ın son 40 yılına baktığımızda “maraş olayları” yaşanmamış olsaydı belki de bu gün çok farklı bir kent manzarasıyla karşılaşabilecektik.

Sevginin, barışın, kardeşliğin önemini bilmeyen, o acıyı yaşamamış insanlara ne kadar nasihat ederseniz ediniz, bir kulağından girer, bir kulağından çıkar. Oysa bizler gibi o hatırlamak istemediğimiz acı olayları, yanan evleri, politik görüşümüz aynı olmasa bile okul kantinlerinde, caddelerde karşılaştığımız canları, hiçbir suçu günahı yok iken sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan hapis yatan komşularımı, cezaevlerinde hayatını kaybeden nice insanları unutmak mümkün mü?

**

Pazar günü bu güzel kentimizde bir “deneme” yapıldı. Dünkü yazımda idarecilerin canını acıtacak ifadeler kullandım. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor. Geçmişte sağ ve sol görüşlü insanların eline tutuşturulan silahların ve bombaların aynı yerlerden pazarlandığını bu gün net bir şekilde biliyor ve onlara beddua ediyoruz.

Birkaç cahil Suriyeli sığınmacının sağda solda yaptıkları taşkınları, bire bin katarak anlatan ve gencecik çocukları sokaklara salanların kim olduğunu devlet çok iyi biliyor. Eğer bilmiyor ve habersiz ise bu daha hazin bir durumdur. İnşallah bir daha bu güzel şehirde böylesi olaylar cereyan etmez.

**

Kahramanmaraş’ın gelişmesinde özel teşebbüsün büyük önemi vardır. Bu gün bu şehirde 110 bin civarında sigortalı hemşehrimiz vardır. Öyle ya da böyle evlerinde sıcak yemek pişmekte, sosyal güvencesi vardır. Bunlar önemli şeylerdir.

İş dünyasının patronu sayılan Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası şehrin gelişmesi noktasında zaman zaman görüşlerini açıklıyor. Oda Başkanlığını sorunsuz bir şekilde devam ettiren Kemal Karaküçük’ü toplumun çeşitli katmanlarında, iftarlarda, etkinliklerde görüyor ve bundan mutlu oluyoruz. Elif ana’da iftira katılan Karaküçük orada yaptığı konuşma ile canlara moral verirken, bir gecekondu mahallesinde sokak içinde verilen bir başka iftarda verdiği görüntü ile orada bulunan insanlarında moralini artırıyordu.

İş dünyasının ve belli isimlerin bu özel ayda sokakta olması, garip guraba ile iftar açması topluma moral değer olmaktadır. Bundan uzak, sırça köşklerinde tek başına yemek yiyen ve bu kardeşlik ruhunu anlamayan sadece cebindeki parasını düşünen insanlarda yok değil. Onları da az buçuk tanıyoruz. Ancak toplumsal değerlere saygılı ve o değerlerin yaşatılması için maddi ve manevi destek veren hayırsever işadamları ile ot gibi yaşayan parasından başka bir özelliği olmayan gösteriş budalası iş adamlarını da aynı kategori içinde değerlendirmiyoruz.

Toplumsal barış ve kardeşliğin yerleşebilmesi için din adamlarına da büyük görevler düşmektedir.

Camilerde, diğer yerlerde din adamları birlik, beraberlik ve kardeşlik üzerine vaaz vermelidirler.

Bu mübarek ay bunun için bulunmaz bir fırsattır.

Şehrin sosyal dokusundan uzak insanlar verdikleri vaazla fayda yerine zararda verebilmektedir.

Bizler bu konuda yerel hatırı sayılan din adamlarının öğütlerini istiyoruz. Diyanetin Ankara’dan gönderdiği hutbelerle de bu sağlanamaz. Yerel unsurlar ön plana alınmalıdır.

Toplumda karşılığı olan önder insanlar bu konularda liderlik yapabilirler. Ve biz bunu bekliyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi