Masum olan ilk taşı atsın?

Şanlıurfa, Adana, Antalya ve Denizli’de son bulan bir genç kızın 18 yıllık yaşam öyküsünü anlatmak ve bunu vicdanlarımızda sorgulamak istedim.

Şanlıurfa’dan yıllar önce Adana’ya göçerler. Belki de GY üç yada dört yaşındaydı bu göç sırasında.

Adana’da pamuk tarlalarında başlayan ailenin hayata tutunma savaşı şimdi ne durumda bilmiyoruz. Ama öz annesi tarafından 13 yaşında erkeklere para karşılığı fuhuşa zorlanan hayalleri avucundan kayan genç kızlığa daha yeni adım atmaya hazırlanan GY’den bahsediyoruz.

Öz annesi tarafından para karşılığı erkeklere satıldığı tespit edildiğinde, ailesi hapse giderken GY Adana’da Sosyal Hizmetlere bağlı sevgi evlerinde yeni bir hayata tutunmanın mücadelesi içine girer.

Gazetelere düşen haberlerdeki anlatıma göre, oradan kaçar ve Antalya’ya gider. Sahte kimliklerle Antalya pavyonlarında içki masalarına meze olarak yaşam savaşını sürdürmek ister.

Malum aile karar almıştır. Kötü yola düşen kızları için idam sehpaları kurulmuştur. Bu arada yaşı 18 olmuştur. Antalya’da uyuşturucu kullanmaya başlamıştır.

Sonra Antalya’dan Denizli’ye gider. Burada belki de son defa yeni bir hayata başlamak umudu vardır.

Kötü kader burada da GY’nin karşısına çıkar. Antalya’da alıştığı uyuşturucuyu burada da kullanmak ister. Fazla dozda uyuşturucu kullanır ve bu yalancı dünyaya daha 18 yaşında veda eder.

STOP sona ermiştir GY için bu dünyadaki yaşam…

13 Yaşında annesi tarafından erkeklere pazarlanan ve 18 yaşında aşırı dozda uyuşturucu alarak ölen bir küçük genç kız için hangi vicdan muhasebe içinde olmaz?

Hangi baba, hangi anne, hangi kardeş acı içinde kıvranmaz, yüreği yanmaz?

13 yaşındaki daha çocuk yaşta olan biri ile parası karşılığı yatan için hangi sözü kullanacağız?

Anne için söyleyecek bir söz bulamadım.

O 13 yaşındaki bedenle bir araya gelerek tatmin olanların kanun, hukuk nezdinde hiç suçu yok mu?

İşte İdam bunun için gelmelidir?

Allah korkusunun vicdanlardan söküp atıldığı günümüzde, bir ülkede idam yok ise o ülkede huzur ve barışın sağlanması mümkün değildir.

Ahlaksızlığın her şeyin önüne geçtiği ülkeler ve toplumlar kendi kendini düzeltmek için bir çaba göstermez ise Allah o coğrafyayı ters yüz eder. Kur’an-ı Kerim’de bunun örnekleri var.

Ülkemizde OHAL var. Devlet çocuk tecavüzü, vatan hainliği, askere ve polise kurşun sıkanlar ile ilgili idamı geri getirmelidir.

Avrupa Birliğine girmemiz, milletimizin bekasından daha önemli değildir. Milletimiz yok olacaksa, devletimiz yok olacaksa ne gereği var AB’ye girmemizin. Bunun için hemen İDAM CEZASI getirilmelidir.

Yukarıda anlattığım genç kızlarımızın yaşaması için idam cezası getirilmelidir. Ahlaksızlığın aza indirilmesi için getirilmelidir. Halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması için getirilmelidir. Devletin ve milletin bekası için getirilmelidir.

Bu kısa süren ömürde bu çocuk ne acılar çekmiştir. Ne işkenceler görmüştür. Yaşam hakkı elinden alınmış, bir mal gibi alınıp satılmıştır. Şimdi hangimiz masumuz?

Hangimiz ilk taşı atma cesaretini gösterebiliriz?