Ne demeli bu dostlara bilmiyorum ki?

“istemesini öğrenmeliyiz yetti gayri” başlığı altında yazdığım köşe yazımda. Ak Parti iktidarından Kahramanmaraş kamuoyunun beklentilerini dile getirerek, yetti gayri istemesini öğrenmeliyiz diye konuyu bağlamış, beklentilerimizi dile getirmiştik.

Getirdik getirmesine amma, yazımın yazılış gerekçesini anlamak istemeyen gazeteci dostlarım, bana göre “kaş yapayım derken göz çıkartmışlardı”

Her insan gibi benimde bir siyasi görüşüm vardır.

Türk Demokrasisi için şans olduğuna inandığım Sayın Başbakan’ın Genel Politikalarını beğenmekteyim.

Ülkemizin gelişmesi ve batı standartlarını yakalayabilmesi için Demokrasinin bütün kurumlarıyla ülkemizde yerleşmesini istiyor, çifte standarta isyan ediyorum.

Ancak bu memlekette hiç kimse, benim partizanlık yaptığımı, partizan olduğumu da söyleyemez.

Değerli büyügümüz Karaozan yazdığı köşe yazısında, benim eleştirilerime katıldığını kabul ederken, bana uymayan, benim karakterimle doğru orantılı olmayacak ifadeleri samimiyet içerisinde kullanmıştır.

Süleyman Canbolat ve Eshabil Karademir (Karaozan) dostların bana destek çıkmasını  ve yazdıklarımı sahiplenmesinden mutlu oldum.

Ne var ki, beni Ak Partili bir partizan gibi değerlendirmeleri de doğru değildir.

Bilindiği gibi bir partili olan o partinin her hangi bir organında görev yapar, kaldı ki Ak Parti yada bir başka partide aktif olarak görev yapmak bir insan için büyük bir onurdur.

Ülkede insanların sadece konuştuğunu, ülkenin gelişymesi adına risk almaya çekindiğini, başkaları yapsın mantığı ile sorunların sürekli sümen altına atılmasının bizim ülkemizde genel bir anlayış olduğunu gördüğümüzde, siyasette görev almanın bu amaçla da insanlara hizmet etmenin güzel ve onurlu bir hizmet olduğunu düşünüyorum.

Benim otuz yıla yakın bu meslekte edindiğim bir tecrübe vardır. Bu da seçim dönemlerinde bütün siyasi partilere eşit olmak ve hiçbir siyasi partiyi seçim sürecinde eleştirmemektir.

Çünkü toplum mühendisliğine karşıyım.

Kendi süzgecimde doğruları yazar çizerim ve seçmenin hangi düşünceye yada hangi partiye oy vermesi gerektiğinde ahkam kesmem, haddimi bilirim.

Sanırım bu haddimi bilmem, seçim sürecinde her hangi bir partiyi eleştirmemem arkadaşlarımızın bizi Ak partili görmesine sebebiyet vermiştir.

Ben eş, dost sohbeti dışında şu yada bu partiliyim demem. Denilmesini de doğru bulmam.

Arkadaşlarımızın canı sağ olsun…Bize gösterdikleri ilgi ve iltifata da teşekkür ediyorum…

SAYIN ÜNAL’DAN NELER BEKLİYORUZ!...

Seçimlerde listeler açıklandığında Ak Partinin ilk dört sırasında yer alan, Prof. Mehmet Sağlam, Nevzat Pakdil, Mahir Ünal ve Dr. Yıldırım Ramazanoğlu dahil bu dört isimden en az iki tanesinin kesin BAKAN olacağını yazılarımda dile getirmiş, destek vermiştik.

Açık konuşmak gerekirse;

Dağ fare doğurdu.

Kalkıpta sağda solda ahkam kesmeye, milleti bize güldürecek ifadelerde bulunmaya hiçde gerek yok.

TBMM’de bir şehre hizmet noktasında baktığımızda Bakan’ın üstü Başbakandır.

Diğer görevlerin hangisinde yetki var ki; bir şehre hizmet imkanı olsun…

Millet 2002 yılından bu yana yerel ve genel olmak üzere bütün seçimlerde Ak Partiye büyük destek verdi.

Bu desteğin karşılığını alabildik mi?

Biten hangi hizmet var bu şehirde?

Derslik sorunumuz mu bitti?

Yollarımız mı tamamlanarak hizmete girdi?

Sağlık sorunlarımız mı son buldu?

Bu şehirde hala yatak ve doktor sayısına baktığımızda, kilomuzun ne kadar olduğunu görmüyormusunuz?

Gelelim Sayın Mahir Ünal’a,

Eski milletvekili Dr. Cafer Tatlıbal, manşet gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’a verdiği mülakatında, bütün iplerin Mahir Ünal’a geçtiğini ve bu şehirde artık onun sözünün bağlayıcı olduğunu ifade etmiş.

Bizde yazılarımız takip ediliyor düşüncesiyle bundan sonra bu şehrin sorunlarını Sayın Ünal’a duyurmaya ve bu sorunları çözmesi için çalışmaya davet edeceğiz.

Sonra nelerin çözüldüğüne, nelerin çözülmediğine de bakarak Sayın Ünal’ın karnesini tutacağız.

2002 yılında bu yana Kahramanmaraş’ta milletvekili olarak görev yapan arkadaşlarımızın karneleri bizim tarafta hep eksi olmuştur, hep zayıf olmuştur.

Kaç yıllardır bir Genel sekreter atamasını yapamayan bir siyasi anlayışın karnesinin nasıl olmasını beklersiniz?

Geçmiş dönemde milletvekillerinin atama ile ilgili konularda mutabakat sağlayamadıkları için bu şehre hizmet gelmediğinin farkındamısınız?

Yani hala Kahramanmraş-Göksun yolu ile ilgili yazıp çiziyorsak, o bölgeden olan milletvekilleri kendilerini nasıl başarılı olarak ifade edecekler.

Sayın Ünal’ın üstlendiği görevi ve makamı küçük görmüyoruz. Parti MYK’sında da görevi bulunan bu kardeşimiz, ulusal politikalara yöneldiği kadar Kahramanmaraş’a da bakmak zorundadır.

Halkın Ünal konusunda beklentileri büyük.

Bizlerde aynı beklentiler içindeyiz.

Bir iki yıla kadar Kahramanmaraş’ta ulaşım, organize sanayi, sağlık ve eğitim, DSİ yatırımları, teşvikler, tarım ve hayvancılık konusunda bir ilerleme sağlanamazsa işte biz o zaman Sayın Ünal’a çağrı yapıp hakkımızı verin diyeceğiz.

Şu aşamada her ne kadar Bakanlık hayalimiz bir başka bahara kalmışsa, hala da beklentimiz var.

Bu beklntimiz kahramanmaraş’a hızlı bir yatırım hamlesidir…

Bekleyip göreceğiz.

Bu arada Sayın Ünal’a ve Sayın Sağlam’a yeni görevinde başarılar dileriz…

Allah onları ve bizleri utandırmasın….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi