M.Fatih ERDOĞAN

M.Fatih ERDOĞAN

Ne Hallere Düştük

Ey ülkemin güzel insanları, bizi ne hallere düşürdüler. Elimizde, avucumuzda bizi biz yapan hangi değerler varsa hepsini söküp aldılar. Sevgi, saygı ve muhabbet adına hiçbir şey bırakmadılar. İyilik ve güzellikleri etrafımızdan bir bir uzaklaştırırlarken bizi, insanlığımızdan utandıran her gün yeni bir şiddet türünü yaklaştırdılar. Şiddetin onlarcasını soktular hayatımıza. Anaya şiddet, babaya şiddet, bebeğe şiddet... Yetmedi kadına şiddet, çocuğa şiddet, doktora şiddet, hocaya ve öğretmene şiddet...

Ne kadar kutsal mekânımız varsa hepsini bir bir ele geçirdiler ve evde şiddet, okulda, camide, dergâhta şiddet uygulamaya başladılar. Yetmedi statta, çarşı ve pazarda şiddet uyguladılar. Yüzümüzü hangi yöne çevirsek şiddetle karşılaşır olduk. Hayatımızı her taraftan şiddet severler kuşatmış sanki. Bir yanda etrafında kendinden güçsüz olan kim varsa, savunmasız gördüğü kim varsa hiç çekinmeden psikolojik veya fiziksel şiddet uygulayan manyaklar, diğer yanda kendinden güçlü olana karşı boyun eğen korkaklar. İki gurubun ruh salığıda bozuk. Allah her iki türden de korusun bizleri...

Kadın, ölmüş babasının maaşını almak için yirmi yıllık kocasından boşana biliyor. Koca, bu üç kuruş haram para için boşandığı karısıyla nikâhsız yaşaya biliyor. Bir yandan gırtlaklarına kadar harama bulaştıklarının ve birlikteliklerinin bir zina birlikteliği olduğunu diğer yandan kamu malı hırsızı olduklarını bile bile kendilerine Sivil Toplum Kuruluşlarında en ön saflarda yer bulabiliyorlar. Bu durumda yaşarken dünyaya gelen çocukları ise maalesef 'veled-i zina,' yani zina çocuğu oluyor. Sonra bu çocuğa dinin mukaddes değerleri öğretilmeye çalışılıyor. Veled-i zina denilen bu çocuk dinin mayasıyla mayalansın isteniyor. Ama maya tutmuyor. Bu zina mahsulü insan suretindeki hayvanlardan etraflarına her türlü pislik bulaşıyor. Bu hayvanlardan birisi ölmüş dedesinin maaşını almaya devam etmek için doktordan ölmüş dedesi için ölüm raporu düzenlememesini istiyor. İsteği ret edilince de acımadan dedesini kurtarmaya çalışan doktoru öldürebiliyor. Pes doğrusu, pişkinliğin bu kadarına vallahi pes diyorum. Tüm bu rezaletlerin üstüne birileri hala 'dindar nesil' yetiştireceğiz diyenlere karşı çıkıyor.

Müslüm Gündüz Yine Sahnede

28 Şubat soruşturmasıyla birlikte yeniden gündeme gelen Aczmendi lideri Müslüm Gündüz Mehmet Ali Birand'ın sunduğu 32. Gün Programına katılmış ve Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendiye ve rahmetli Başbakanımız Necmettin Erbakan'a dil uzatmış. Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendiyi Cem Sultan'a benzeterek Hoca Efendinin çevresindeki arkadaşları tarafından esir alındığını söylemiş. Erbakan hükümetini de topa tutmuş. Erbakan'ın kendilerine komplo kurduğunu iddia ederek "Bizi Erbakan harcadı" demiş.

Nur Cemaati için de ilginç eleştirilerde bulunmuş. 1960 darbesiyle birlikte Nurculuğun kapitalizme çevrildiğini savunmuş. Nurculuğu kapitalizme çeviren ismin Süleyman Demirel olduğunu, kapitalist olanın Müslüman olamayacağını ifade etmiş. Yani Süleyman Demirel’e kafir demiş. Konuşmalarında sadece Başbakan Erdoğan'a övgüler yağdırmış. Erdoğan için: "Tam bir vatan evladı, tam bir inkılâpçı, tam bir fakir fukara babası. Kemalizm’i Türkiye'den kaldıran adam unvanı alacak kişi " şeklinde ifadeler kullanmış. Edep ya hu! O sarığın altındaki kellenin 28 Şubat sürecinde kimlere hizmet ettiğini unuttu mu bu millet? Elbette unutmadı. Ama bu günlerde tekrar niçin gündeme getirildiğine de bir anlam veremiyorum.

Neden gündeme getirildiğini bir dosta sorduğumda bana şu fıkrayı anlattı:  Temel ölünce öteki dünyanın görevlileri listeye bakar ve Temel'e:

— Arkadaş, senin adın bu listede yok! Sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni yeniden dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara göre insan olarak gönderilemezsin! Ancak istediğin başka bir canlı olarak dünyaya dönebilirsin. Ne olmak istersin? Temel biraz düşünür ve cevap verir.

— Yunus paliğu olayım o zaman! Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanır. Aradan 3 dakika geçmez ve Temel tekrar öteki dünyaya geri döner. Çok şaşıran görevli:

— Yine ne oldu ya hu? Biz seni daha şimdi gönderdik niye geldin ki? Temel mahcup ve masum, mırıldanır:

— Benim bir suçum yok daaa... Yüzme bilmediğim için düşer düşmez boğuldum!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M.Fatih ERDOĞAN Arşivi