OBJEKTİF YAKLAŞIM!..

Kusura bakmayın beyler; ülkemizde toplumsal davranışlar, demokrasi mücadelemize paralel olarak bireyselleşiyor. Bu bireyselleşmede, bireyler “çevrede başka insanlarında yaşadığını” dikkate almayıp, evrende sadece kendileri var gibi sığ bir yanılgı içine düşüyorlar.

Ben bu yaklaşıma “ahlaki olmayan bireysellik” diye bir isim verdim. Sanırım bir çok düşünür ve fikir adamları da bu tip insanlar için, çok bencil, egoist, ahlaksız, çok faydacı gibi isimler takmışlardır.

Bu tip “bireysel bencil davranışlı insanlar” bir doğru karşısında bile; doğru olanı değil kendine ne kadar fayda getireceğine bakarak hüküm verir.

İşte böyle tip davranışlar içinde olan insanların çoğunlukta yaşadığı şehirlerde bir süre sonra neyin doğru neyin de yanlış olduğunu algılama anlayışlarımız değişir.

Şu anda Türkiye’de ve şehrimizde hepimiz hayatın her alanında bu toplumsal algı yanılmasını yaşıyoruz.

Ortada var olan bir soruna karşı; makul ve mantıklı, ancak bütün toplum faydasına olan bir çözüm üretme yerine, bu işten benim nasıl bir kazancım olacak yaklaşımı içine girerek, bireysel çözüm yollarını çözüm yolu olarak göstermeye kalkışıyoruz.

Doğal olarak böyle bir yaklaşım çok sıkça yaşandığı yerleşim birimlerinde toplu anlayış, toplum barışı, ortak menfaat  gibi eylemler çok nadiren yapılır. Ama bireysel faydacı bir anlayış her an her dakika kendini gösterir.

Kimi toplumlar tarih sahnesine çıkışıyla birlikte millet olma şuuruna erişemediği için hep alt kültür olarak kalmışlardır. Bu alt kültürde yaşamaya adeta mahkum olan bu toplumun bireyleri yaşadığı çevrede  belli bir ekonomik ve siyasal güç elde edebilmek için bütün ahlaksızlığı yapmaktan hiç çekinmemişlerdir. Kendinden olmayan diğer toplumların can ve mallarının kendileri için helal olduğu gibi bir sapkınlığa girerek, diğer toplumları hayvandan bile değersiz konuma  yerleştirmişlerdir.

İşte bu toplumun bütün dünyaya bulaştırdığı bu hastalıktan bireysel bünyelere bulaşmamış hiç insan yoktur diye düşünüyorum.

Her şeyi mübah görerek, gittiği yolun yanlış olduğunu bile bile “Allah zengin müslümanı sever” tavrına girerek, para kazanma, güç elde etme, servet edinme adına yukarıda izah etmeye çalıştığım alt kültürlü bir toplumun yaptıklarının tıpkısını yapan günümüzde milyonlarca insan vardır.

Bu ülkede yaşayan biz bireyler, ülkemizde huzur ve barışın tesis edilebilmesi için, gelecekte çocuklarımıza daha mutlu, müreffeh bir ülke bırakabilmek için verdiğimiz mücadelede öncelikle iğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batırmak gibi bir sorumluluk içine girmeliyiz.

Bu da meselelere objektif bir yaklaşım içinde bir bakış açısıyla mümkün olacaktır.

Bizler toplumsal bir sorumluluğu üstlenmiş olan bir meslek grubunun birer üyesi olarak, elimize kalemi aldığımızda, yazacağımız her bir kelimenin toplumda bırakacağı etkileri düşünmek zorundayız.

Eğer yazdıklarımız ile toplumda fitne, fesat ve huzursuzluklara sebep veriyorsak, mesleki sorumluluğumuzu doğru yerine getirmiyoruz demektir.

Eğer yazdıklarımızda sevgi, barış, hoşgörü, bireysel haklar, özgürlükler, başkalarının görüşlerine saygı temaları yüklü ise ve okuyanlar yazılarımızdan pozitif bir enerji alıyorlarsa, topluma olduğu kadar mesleğimize de faydalı birer insan haline gelmişiz demektir.

Önemli olan bu yönde bir çaba sarf etmektir.

Önemli olan uğraş vermektir.

Bu uğraşı vermeyenler için ise bir sözüm yok. Bu yazımdan ders çıkartılacağını umuyor, iğneyi bize çuvaldızı başkalarına batırmamız gerektiğini öneriyorum.

Sevgili emmioğlu yolun açık olsun!...

Uzun yıllardır dos idik. Kardeşini trafik kazasında kaybettiği günlerde benimde acım vardı. Babamı kaybetmiştim. 4 Ekim 2009 tarihinden bu yana Kuzey ilçelerine gidemedim. Kendisine telefon ile arayıp baş sağlığı dilemiştim.

Şimdi kendisi de trafik canavarının kurbanı oldu.

Altun elma eski Belediye Başkanı Mustafa Taş’tan bahsediyorum. Soy isimlerimiz aynı olduğu için hep “emmioğlu” diye konuşurduk. Ve emmioğlu yolun açık olsun.

Bu gün öğle namazından sonra cenazen toprağa verilecek. Belim çok ağrıdığı için araç süremiyorum. Bunun için cenazende bulunamadım. Hakkını helal et. Benimde hakkım sana helal olsun.

Dost dediklerimiz, birlikte nice uğraş verdiklerimiz birer birer aramızdan ayrılıyor.

Yolunuz acık olsun.

Allah’ım cehennem azabı yaşatmasın.

Güle güle emmioğlu!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi