ÖLÜME NE KADAR HAZIRIZ?

Değerli kardeşlerim bir nefes alıp veremeyeceğimiz ölçüde bizlere yakın olan,Her an yüzleşeceğimiz gerçek olan ölüme ne kadar hazırız.

Ölüm imtihanın tabii bir sonucudur. İmtihan dünyasında yaşayan insanların yapmış olduklarının sonuçlarıyla karşılaşacağı zaman dilimine atılan ilk adım. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz. (Enbiya, 21/35)

Ölümle karşılaşan ise mutlaka Rabbine geri dönecektir. Geri döndürülecektir. Rabbimizin (c.c.) Kur’an-ı Kerimde bildirdiği üzere:

“Her can ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.”( Ankebut, 29/57)

Ölümü tadıp bir çukurda bedenimiz yok olmayacak. Rabbimize geri döndürülüş mutlaka gerçekleşecek:

“Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.”( Al-i İmran, 3/185)

Ölüm geldiğinde vakit ileriye veya geriye alınmayacak. Vakti gelen vaktinde bu dünyadan ayrılma mecburiyetinde kalacak. Bu gerçeği hiçbir şey değiştirmeyecektir:

“Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”( Münafıkun, 63/9-11)

“Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler”( Nahl, 16/61)

Sevgili Peygamberimizde Dünyada mü’minin nasıl yaşaması gerektiğini ve ölüme ne ölçüde hazır olması gerektiğini şöyle ifade eder:

İbni Ömer (r.a.)’tan aktarılan bir hadiste; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemomuzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran!”

İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle derdi:

Akşamı ettiğinde, sabahı bekleme!

Sabaha çıktığında, akşamı bekleme!

Sağlıklı günlerinde, hastalanacağın vakit için; hayatın boyunca da öleceğin zaman için tedbir al!( Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 575)

Diğer birAyette Rabbimiz bizlere kıyamet manzaralarını aktarıp orda insanın pişmanlığını ifade edeceğini ama bu pişmanlık ifadesinin bir anlamı olmadığını şöyle ifade ediyor:

“Nihayet o müşriklerden birine ölüm gelip çatınca: Rabbim, der. Ne olur beni dünyaya geri gönder. Ömrümü boşa geçirdiğim dünyada iyi işler yapayım. Hayır, hayır. Onun bu söyledikleri boş lâftan ibarettir. Tekrar dirilecekleri güne kadar onların önlerinde bir engel vardır, geri dönemezler. Sûra üflendiği zaman artık aralarında soy sop ilişkisi kalmaz. Birbirlerinin hâlini de sormazlar. Kimin yaptığı iyilikler ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimin yaptıkları da hafif gelirse, işte onlar zarara uğrayanlardır. Onlar cehennemde devamlı kalacaklardır.  Bunların yüzlerini ateş yalar da, dişleri sırıtır kalır. Allah Teâlâ onlara:

“Benim âyetlerim size okunurdu da, siz onları yalanlardınız, değil mi?” der.

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizleri altetti. Biz sapıklık içinde kalmış bir kavim olduk. Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkar! Eğer tekrar önceki hâlimize dönersek, kendimize zulmetmiş oluruz.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Alçaldıkça alçalın orada. Bana artık bir şey söylemeyin! Çünkü kullarımdan bir grup insan: Rabbimiz, biz iman ettik, bizi bağışla. Bağışlayanların en iyisi sensin, demişlerdi. Fakat siz onlarla eğlenir, beni anmayı unutarak onlara gülerdiniz. Sabrettikleri için bugün ben onları mükâfatlandırdım. Onlar muratlarına erenlerdir.”

Allah Teâlâ inkârcılara:  “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” diye sorar.

- Bir gün veya daha az bir zaman kaldık; sayanlara sor, derler.

Allah Teâlâ da onlara şöyle buyurur: “Pek az kaldınız. Keşke bunu bilseydiniz (dünyaya tapmazdınız). Sizi boşuna yarattığımızı, bize dönmeyeceğinizi mi sandınız?”( Mü’minûn 23/99-115)

Değerli kardeşlerim Peygamberimizin şu hadisini dikkatle okuyalım:

“Lezzetleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!”( Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 580)

Acaba ölümü çokça hatırlıyormuyuz yoksa dünyanın hırsına kapılıp hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz.Ölüme hazırmıyız,bir öğrenci sınava gireceği zaman o sınava çalışmışsa hazırlığını iyi yapmışsa o sınavdan korkmaz girer imtihanına başarılı bir şekilde o imtihanını kazanır,İnsanoğluda bu misal gibi Ahiret hayatına hazırlığını iyi yapmışsa ölümden korkmaz ölümü Rabbine kavuşmak olarak görür.İnsana şeytanın verdiği vesveselerden biride:

-Daha gençsin

-Bugün başlama yarın başlarsın

-Günler torbaya mı girdi daha sonra yaparsın

Gibi çeşitli vesveseler vererek insanı sürekli hiç unutmamamız olan ölüm gerçeğinden bizleri uzaklaştırmaya çalıştırmaktadır.Mü’min bu vesveselere kanarsa bir an Azrail(a.s) ile karşı karşıya geldiğinde “benim canımı sonra al” deme şansımız olmadığının bilincinde olmalıdır mü’min.Her an her yerde son nefesimizi verecekmiş gibi yaşayarak amel defterimizi rabbimizin istediği gibi doldurarak,bize bir nefes kadar uzak olan ölüme hazır olmalıyız.Burda çok üzüldüğüm bir hususta Hac mevsiminde bazı kardeşlerimize sorduğumda sen neden başvurmadın? Sebebi nedir dediğimde “daha ben gencim biraz daha mal alayım yaşlanınca giderim” cevabını alıyordum ve üzülüyordum yaşlanıncaya kadar bu dünyada yaşamaya garantin mi var diyordum.

Hz.Ali(r.a)ne kadar güzel belirtmiş:

-Ölümü unutmak, kalbi paslandırır

-Ölümü unutmayan, güzel şeylere tutkun olur.

-Ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahillerde feryadla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık yaratır?

Nasihatlarını da dikkate almalıdır mü’min

Bazı kardeşlerimiz bana soruyorlar “ölüm nasıl olacak”bende diyorumki her gün uyuyorsunuz uykudan uyanmasanız işte ölüm uykuya yatıpta uyanamamaktır onun içindir ki insan bu derin uykuya yatmadan önca hazırlığını iyi yapmalıdır.

Rabbim bizlere son nefesimizi teslim ederken iman ile teslim etmeyi nasip etsin.Rabbim bizleri dünyanın hırsına kapılıpta ölümü unutmayan kullarından etsin.Rabbim bizleri kendisine layık kul,hbibine layık ümmet olmayı nasip etsin.AMİN.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M.Halit AYHAN Arşivi