(Özel) Osmanlının Gemileri İlk Kez Gün Yüzüne Çıkacak

(Özel) Osmanlının Gemileri İlk Kez Gün Yüzüne Çıkacak
Dünyanın en önemli kazı alanları içerisinde ilk 10’a giren ve Türkiye’nin üç su altı kazı merkezinden olan Urla’da tarihi döneme ait olan Osmanlı’nın savaş gemileri denizaltından ilk defa gün yüzüne çıkartılacak.

- Dünyanın en önemli kazı alanları içerisinde ilk 10’a giren ve Türkiye’nin üç su altı kazı merkezinden olan Urla’da tarihi döneme ait olan Osmanlı’nın savaş gemileri denizaltından ilk defa gün yüzüne çıkartılacak.

İzmir’in Urla ilçesindeki Limantepe Su Altı Kazı Merkezi’nde yıllardır yapılan kazıları ve su altı çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Kazı Heyeti Başkanı Prof. Hayat Erkanal, antik medeniyetin tarihi yüzünü gün yüzüne çıkarıyor. Denizin altında yaptıkları çalışmalarda özellikle Osmanlı dönemine ait savaş gemilerine rastladıklarını belirten Erkanal, “Çevremizde çok sayıda Osmanlı dönemine ait batık var. Şimdiye kadar hiçbir Osmanlı gemisi açığa çıkartılmadı. Suyun üstüne çıkartılıp da restorasyon ve konservasyon çalışmaları yapılmadı. Bunu inşallah ilk kez biz başaracağız” dedi.

Su altı merkezinde 2 bin 600 yıl öncesine ait bulgulara rastlandığını belirten Prof. Dr. Hayat Erkanal, Urla’nın insanoğlunun avcı toplayıcı dönemden üretici topluma ilk kez dönüştüğü yerlerden birisi olduğunu, Roma dönemine kadar 6 bin yıllık kesintisiz yerleşimin bulunduğunu söyledi.

DÜNYADA İLK 10’DA

Amerika’da yapılan araştırmalar sonucu dünyanın en önemli 10 su altı kazı çalışma alanları içerisine girmeyi başaran merkezden çıkartılan kalıntıların Türkiye'nin ilk Su Altı Arkeoloji Müzesi Arkeopark'ta sergileneceğini belirten Erkanal şunları söyledi: “Pek çok mimari özellik suyun altında kalıyor. 2000 yılından beri devamlı denizin altında her sene muntazam bir şekilde çalışıyoruz. Çalışmalarımızda iki deniz tabanı tespit ettik. Bunlardan biri 6. ve 7. yüzyıla ait, diğeri de 4. yüzyıla ait tabanlardı. Bu tabanlar üzerinde de çok sayıda arkeolojik malzeme elde ettik. Bunun yanı sıra bazı tekne batıklar da açığa çıktı. Bunlardan bir tanesi milattan önce 7. yüzyıla ait bir batık, diğeri de Osmanlı dönemine ait bir savaş gemisi olacak. Bunlar kısmen açığa çıkınca o anda bunların üzerinde bir program gerçekleştirmemiz mümkün olmadığından hemen üzerlerini kapattık. Önümüzdeki yıllarda inşallah bunlarla farklı bir programla ilgilenerek açığa çıkartacağız. Çünkü denizaltından çıkartılan kalıntıların normal ortama uyum sağlayabilmesi için uzun bir labaratuvar bakım aşamasından geçmesi gerekiyor. Biz de şu anda bu ortamı sağlamaya çalışıyoruz. Şimdi 1 sene içinde teknik açıdan da laboratuvarımızı donatacağız. Böylece Türkiye’de üçüncü büyük laboratuar olacak.”

20 BİN YIL ÖNCESİNE AİT FİL FOSİLLERİ BULUNDU

Yapılan kazı çalışmalarında Urla güney bölgesinde fil fosillerine de rastladıklarını ifade eden Erkanal, bölgede 20 bin yıl önce fillerin yaşadıklarını tespit ettiklerine dikkat çekti. Fillerin Asya fili olduğunu söyleyen Erkanal, Ödemiş Konaklı beldesinden bir kaya sığınağının altında da fil resimleri buldularını dile getirdi.

Önümüzdeki dönemde Ege Denizi ile Nil Nehri arasındaki doğrudan bağlantıyı kanıtlamak için eski bir tekne ile keşfe çıkacaklarını ifade eden Erkanal şunları söyledi: “Ege Denizi ile Nil Nehri arasında genel anlamda doğrudan doğruya bağlantı olduğu söyleniyor. Biz de bunu kanıtlamak istiyoruz. Bu amaçla da bir tekne yapacağız. Zaten daha önce böyle bir tekne ile ufak çaplı seyahat de yaptık 3 bin 500 yıllık bir tekneydi bu. Ama bu tekneyi yaparken malzeme olarak çam ağacını kullandık. Normal şartlarda antik tekneler sedir ağacından yapılıyordu.”

BAKAN VEYSEL EROĞLU’NDAN DESTEK

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun da kendilerine destek verdiğini ifade eden Erkanal, Bakan Eroğllu’nun gemilerin daha sağlam olmasını sağlayacak olan sedir ağacını merkeze temin edeceğini aktardı.

AHŞAPTAN GEMİYLE MARSİLYA’YA GİTTİLER

Arkeolog Osman Erkurt ise Urla’da ortaya çıkarılan antik limanların bulunduğu dönemlerin özelliklerine sahip yaptıkları tekneleri ve tekneler ile yapılan deneysel mahiyetteki Doğu Akdeniz ve Marsilya gezilerini anlatarak şöyle konuştu: “Eskiye dair ne varsa onun bilgilerinden faydalanarak uygulamalarını yapıp denemelerini bilimsel formatla dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz. Her gün ilginç bir şeye rastlıyoruz. Çünkü binlerce yıl öncesine ait bilgiler ve bu bilgileri alıyorsunuz, yeniden yapıyorsunuz. Birçok açığımızın olduğunu gördük. Antik dönemin denizcileri bizden çok ileri, her şeyi çok iyi biliyorlar. Biz daha bilgi açısından onlara yetişmeye çalışıyoruz. Edinilen eskiye dair bilgilerden faydalanarak tekneleri yeniden yapıyoruz. Orta boyda bir savaş gemisi yaptık. Foça merkezli bir projeydi. Foçalıların Marsilya’yı kurmasının hikayesi. Marsilya’da büyük bir plaket var. Bu şehir 2 bin 600 yıl önce Foçalı denizciler tarafından kuruldu diye. Bu bile yeterli bizim için. O yüzden çalışmalarımızı bu tür gerekçelere dayandırıyoruz. Bizim bunu yapma sebebimiz de insanlığın ilk kullandığı deniz araçlarının bir tipolojik sergisidir.”

(MD-

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.