Kasım ayında yapılacak olan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) rektörlük seçimine katılacak adayların sayısı 11’e yükseldi. Geçtiğimiz hafta  ilimizin yakından tanıdığı  Prof. Dr. Sami Özgür de bir basın toplantısı düzenleyerek “Adayım” dedi.

Özgür’ün 2,5 sayfalık basın açıklamalarından ben sadece bir sözcüğünü aldım. O da “Üniversiteyi dünya üniversitesi yapacağım” ifadesi. Bu benim çok hoşuma gitti.

KSÜ 1992 yılında 46 üniversite ile birlikte kuruldu. 22 yaşında. Bu yıllar içerisinde üniversite bana göre diğerlerden çok ilerde değil. Kendi yaşlarında olan birçok üniversitenden de geride kaldı. Bunun başlıca nedenlerinden biri de rektörler tabi ki. Ne halkla ne üniversite sanayi işbirliğine ne de parlamenterlerle yakın olabildiler.

Açıkçası şehirden uzak bir kurum halinde kendi görevini yerine getirmeye çalıştı.

Önümüzdeki Kasım ayında seçimler de yapılacak. “Benim grubun senin grubun” diye adaylar gruplara ayrılacaklar ve seçime gidecekler. Seçim yapılacak ilk altıya giren aday Sayın Cumhurbaşkanı’nın önüne konacak. Rektör Karaaslan iki oyla ilk sırada yer almıştı. Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül sırayı bozmadı ve Karaaslan’ın rektörlüğünü onaylamıştı.

Cumhurbaşkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan nasıl bir yöntem uygulayacak?

Bir de Paralel’cimi değil mi? Ayrı bir başka boyutu da var. Onu niçin Rektör adaylarının işi o kadar da kolay değil. Günümüze kadar Kurucu Rektör Yusuf Vanlı-Osman Tekinel daha sonra Nafi Baytorun ve seçime kadar Mehmet Fatih Karaaslan Rektör olarak görevinin başında. Bu rektörlerimize bir sözümüz olamaz. Hepsi de güç koşullarda rektörlük yaptılar. Görevlerini yerine getirdiler veya getirmeye çalıştılar. Eğer bunların arkasından konuşursak yanlış olur. Bizler daha fazla çalışmalarını üniversiteyi daha yükseklere taşımalarını hep arzu ediyoruz. Ama olmadı veya yeterli olamadı. Rektör Karaaslan da yeniden aday olduğunu aylar önce açıklamıştı. Tatbikî, demokrasiyle yönetilen ülkelerde adaylar olacak onlar projelerini ortaya koyacaklar ve öğretim üyelerinden oy isteyeceklerdir. Bu en büyük haklarıdır. Ama önemli olan üniversiteyi istenilen yere taşımaktır.

Sami hoca çok iddialı şekilde ortaya çıktı. “KSÜ’yü dünya üniversitesi yapacağım” dedi. Bunun nasıl gerçekleştireceğini anlattı. İnandırıcı da oldu. Fatih Hoca’nın dışındaki diğer adayları pek tanımıyoruz. Onlar da basın toplantısı kanalıyla açıklama yaparlarsa bizler de sayfalarımıza taşırız. Onların da ne yapmak istediklerini kamuoyuyla paylaşma imkânı buluruz.

Sami hoca Tıp Profesörüdür. Branşı icabı halkla daha yakındır. Kendini devamlı yenileyen, hastalarına yakın davranan, paraya pula önem vermeyen bir özelliği var. Yıllar önce de Devlet Hastanesinde başhekimlik yaptı.

“Bugüne kadar 200 bin hastaya baktım ve tedavi ettim” diyor. Doğrudur. Adıyaman Üniversitesine kardiyolojiyi ünitesi kurdu. Türkiye’nin en modern kardiyoloji ünitesine sahip olduğunu ifade etti. Birçok hastanın Sami hocaya tedavi için Adıyaman’a gittiğini biliyoruz.

Birkaç ay önce kadrosu KSÜ’ye geldi. Ama yine haftanın 2 günü Adıyaman’a da giderek kalp hastalarını tedavi ediyor.

Sami hocayı anlatmaya çalıştık. Ama seçim sonuçları ve Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın takdiri de önemli. Rektörlük makamı özerk bir makamdır. Son derece yetkilerle donatılmış bir kurumdur. İsterseniz üniversiteyi çok yükseklere taşırsınız, isterseniz yerinde saydırırsınız.

Rektör istediğine kadro verir, isteğine vermez. Her şey onun elinde. Kimse hesap soramaz. Prof. Karaaslan’ın da elbette tartışacak veya tartışmayacak tarafı olacaktır. “Üniversiteye katkısı olmadı” diyenler de olacaktır. Rektör Karaaslan’ın da bu dört yılda çalışmaları oldu. Kadro sorununu halletti. Bazılarına ters düştü onu da biliyoruz. Ama en azından Tıp Fakültesi’nin yapımını iki yıl öne çekerek fakülteyi o eski köhne yerden Avşar Kampüsü’ne taşıdı. Şimdi daha modern binada sağlık hizmeti veriliyor.

Kahramanmaraş diğer iller gibi yolgeçen hanı değil. Kolay kolay yabancı girmiyor. Sanayinin ilimize ancak işçi maaşlarıyla katkıları var. Buna memur maaşlarının da eklediğimizde ekonomiyi bu şekilde yürütmeye çalışıyoruz. İlimizin iki seçeneği var. Ya üniversiteyi daha iyi ve aranan bir üniversite haline getiririz ya da yer altı ve yer üstü tarihi mirasımızı turizme açarız. Başka türlü kalkındırmak mümkün değil. Kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyoruz ama bu her geçen gün güncelliğini kaybediyor.

KSÜ’yü çağdaş üniversite seviyesine getirirken öğrenci sayısı ve fakülte sayısını artırmalıyız.

Rektör adayları yarışa girerlerken ellerinde gerçekleşecek projeler olmalı. Kazanır kazanmaz ayrı bir konu ama hiç olmazsa kazanacak bir adaya daha sonra ışık tutmuş olacaktır. Ama bunu ön planda tutarlar mı bilemiyorum? Şu anda rektör adaylarının sayısı 11. Belki de bu sayı daha artacaktır. Bu işin altından kalacak olanlar aday olsun.