Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Sayın Cumhurbaşkanımızdan Önemle İstirhamımızdır

Nerede ise yüz yıla yakındır İslam alemi halifesiz ve başsızdır. Altıyüz yıl gibi bir süre Halife-i Ruy-i Zemin olan ceddimiz, yüzyıldır suskun ve mağdur İslam alemini kabirlerinden hüzünle seyretmektedirler. Ehl-i Salip bu durumumuzu fırsata çevirerek İslam aleminin nerede ise tamamını haraca bağlamış ve İslam kanı su gibi akmakta, fitne ve fesat Müslümanları kasıp kavurmaktadır. Fakat her gecenin bir sabahı vardır diyen atalarımız ümit var olmamızı ve yakında İslam sancağını gene aziz Türk milletinin göndere çekeceğini bizlere müjdelemişlerdir. Bunlardan en bilineni yakın zaman alimlerinden Saidi Nursi hazretleridir. Gördüğü zulüm üzerine kendisini medineye götürmek isteyenlere şu cevabı vermiştir. Eğer davanız İslam ise Türkiye de olmanız lazımdır. İslam’ın güzide sancağı burada yere düştü ve gene bu şehitler diyarında aziz Türk milletinin omuzlarında yükselecektir demiş ve gitmeyi reddetmiştir.

                Bu yazıyı yazmamın sebebi ise bu mevzuda ümitlerimin artmasına vesile olan bazı hadiselerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız İslam aleminin ümidi olan Türk milletinin önünü kesmek isteyenlerin hedefi haline gelmiştir. Bunun en büyük sebebi ise mazlum milletlere açıktan ve en önde karşılıksız yaptığımız yardımlar ve gücümüzün üstündeki bu yardımları yapmaya devam etmemizdir. En son dikkat çeken ise sayın diyanet işleri başkanımıza tahsis edilen araba ve diyanetin harcadığı paralardır. Onlara göre diyanet işleri başkanı sıradan bir memurdur. Fakat İslam düşmanları o makamın ne olduğunu maalesef ona düşmanlık yapanlardan daha iyi bilmektedirler. O makamın artık kendi kabına sığmadığını ve aziz Türk milletini ve İslam alemini temsil ettiğini, kendi elimiz ile kestiğimiz halifelik hakkımızın nerede ise yerine ikame edildiğinin farkına varmışlardır. Son kudüs ziyaretinde, Yahudilerin gözünün içine bakarak İslam’ın ilk kabesi olan kudüsün yad ellerde olmasına üzülüyoruz demiş ve ısrar üzerine  nerede ise yüz yıl sonra ilk Türk din adamı olarak imamlık yapmış ve mazlum Filistinli Müslümanların gönlüne su serpmiş ve bütün dünya Müslümanlarına ve mazlum milletlere yalnız değilsiniz biz artık geliyoruz demiştir. Bunu anlayan anlamıştır. Cemaat ağlayarak namaz kılmış ve cami dışında Türkiye Türkiye nidaları yeri göğü inletmiştir.

             Sayın diyanet işleri başkanımız Mehmet Görmez bey son alarak nerede ise iki yüz yıldır yunan zulmü altında inleyen batı Trakyalı kardeşlerimizin yanında mevlidi şerif okumuş ve namaz kıldırarak, onlara kardeşleriniz yanınızda artık üzülmeyiniz ve geleceğe ümitle bakınız demiştir. Devletin bu büyük makama gerektiği saygıyı gösterdiğini görmek bizleri ümitlendiriyor. Artık nerede  ise bizim  unutmaya zorlandığımız, fakat onların bizi unutmadığı İslam coğrafyası var  ve  Diyanet işleri başkanımız ve diyanet vakfı oraya gitmeli ve aziz Türk milletinin gücünü o insanlara hissettirmelidir. Ne kadar çok verir ve bağışlar isek o kadar zengin ve müreffeh olur iki cihanda da mutlu oluruz.

             Sayın cumhurbaşkanımızdan ilk ricamız en kısa zamanda diyanet işleri başkanımıza, bütün İslam ümmetini temsil eden bu makama layık bir makam arabası tahsis edilmesidir. Onun bunun hırlamasına bakılmaksızın derhal güzel bir uçak ta tahsis edilmeli ve üzerine Türkiye Cumhuriyeti yazılı uçaklar ile sayın diyanet işleri başkanımız Avrupa’nın papasından daha önde ve daha büyük yetkiler ile bizleri temsil etmelidir. Bu makam devletimiz temsil etmektedir ve normal uçaklar ile oralara gitmek bize itibar kaybettirir. Nerede mazlum bir Türk yurdu ve İslam milleti var ise oraya gitmeli ve onlara yalnız olmadıkları ve aziz Türk milletinin İslam sancağını göklere kaldırdığını ve daima yanlarında olacağımızı söylemelidir.

           Sayın Cumhurbaşkanımızdan  ikinci ricamız artık Urumçi de doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yanında bir mevlidi şerifte diyanet işleri başkanımızın orada bulunmasının temin edilmesidir. Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz ile beraber kaşgar ve urumçi de camilerde beraber tekbir ve tesbih yapılmalıdır. Nerede bizlerin gözüne bakan yer ve insan topluluğu var ise diyanet işleri başkanımız oralara gitmeli ve o insanlara ümit vermelidir.

               Sayın Cumhurbaşkanımızdan son ricamız ise ceddimizin ölümü dahi göze alarak Fatih Sultan Mehmet hanın vasiyetine sadık kalmasına rağmen, kirli mahfillerde verilen sözlerini tutmak zorunda kalanların uyduruk bahaneler ile devlet camisi olan ve İslam devletini temsil eden Ayasofya Camisinin ibadete bir mevlidi şerif vesile edilerek açılmasıdır. O Ayasofya camisi ki İstanbul un işgal yıllarında dahi içine bir kefere girememiş ve Peygamber ocağımız olan güzide ordumuzun ruhları yüce askerleri tarafından ölüm göze alınarak korunmuş, fakat bizzat içimizdeki ğafiller sayesinde Fatihin vasiyetine ihanet edilmiş ve bütün İslam alemi önce hilafet kaldırılarak, ardından da Ayasofya Camii kiliseye döndürülmeye korkularak müze haline getirilip Müslümanların elinden alınmıştır. Artık tam bağımsız bir Türkiye olmak istiyor ve iddia ediyorsak hangi binayı hangi maksatla kullanacağımızı kimseden icazet ve izin almadan yapmalıyız. Rabbim inşallah bütün bunlara muvaffakiyet verir ise gerisi çok kolaydır. Neyler ise Rabbim güzel eyler Vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi