Mesut Bilal Buğday

Mesut Bilal Buğday

ŞEHRİMİZDE BAZI YERLER

SOKAK BAŞI: Şehrin mahalleleri, mahallenin sokakları vardır. Sokakların da etkili yerleri vardır. Buralar sokağın giriş kısımlarıdır. Yani sokağın başlarıdır. Sokak başı denilen yer, o bölgenin günlük ihtiyaçlarını giderdikleri yerlerdir.

ÇARŞIBAŞI: Çarşının en etkili yerleridir. Bu yerde genel itibari ile tüm ihtiyaçlar giderilirdi. Mahalle halkı çarşı başlarına özellikle alışverişe giderlerdi. Ancak çarşı başları alışveriş kadar sosyalleşme mekânları idi.

DÜKKANÖNÜ: Birkaç farklı dükkânın bir arada olduğu ve esnafların birbiri ile sıcak ilişki kurduğu yerlerdir. Dükkân önü denilen yer, esnafla müşterinin bir arada oturup muhabbet ettiği birkaç dükkânın önüdür.

ULU CAMİ: Cuma namazının şartlarından birisi de bu namazın bir beldede tek camide kılınmasıdır.

Cuma namazı her beldenin en büyük camiinde veya bu ibadete mahsus namazgâh denilen büyük sahalarda kılınırdı.

 Selçuklu ve Osmanlılar zamanında her şehir ve kasabada Ulu Cami (Cami-i Kebir) denilen en büyük camide Cuma ve bayram namazları kılınırdı. Her Cuma, Müslümanlar büyük camide (Ulu Cami) buluşurlardı. Hatta Cuma namazını eda etmek için uzak köylerden şehirlere gelirlerdi.

Ulu camilerin fonksiyonunu en güzel anlatan yerlerden biri de Maraş Ulu Camidir. Maraş işgale uğradığında Maraş eşrafı Ulu Camide toplanıp kurtuluş meşalesini orda ateşlemişlerdir.

ÇINARALTI: Özellikle Anadolu da ve şehrimizde “Çınaraltı” denilen mekânlar vardır. Çınaraltı lokantası, çınaraltı çayhanesi, çınaraltı bakkalı v.s

Özellikle dükkânlara ve meskenlere çınaraltı adının verilmesinin temel nedeni çınar ağaçlarının Anadolu ağacı olması ve şehir merkezlerinde gölgelenmek için çınar ağaçlarının dikilmesi, çınar ağaçlarının çok uzun yaşaması ve haşmetli bir ağaç olmasıdır.

KIRAATHANE: Bir dönem özellikle edip dediğimiz okur-yazar çevresinin uğrak yeri olan mekânlardır. Bu mekânlarda fikri söyleşiler olurdu.

ÇAYHANE: Mahallelerde en yaygın müesseselerden biride çayhane’dir. Çayhaneyi kıraathaneden ayıran özellik, çayhanenin kıraathaneden daha yaygın olması ve gelip geçen herkesin uğrak yeri olmasıdır. Çayhanede de çay kahve içilir ve sohbetler edilir. Kültürel çalışmalar çayhanede olmaz, yada çayhanede kabul görmez.

MAHALLE ÇEŞMESİ: Eskiden evlerde şebeke suyu yoktu. Mahallelerde sokakların müsait olan yerlerinde mahalle çeşmeleri olurdu. Bu mahalle çeşmelerinden mahalle halkı evlerine satır ile su taşırlardı. Mahalle çeşmeleri sadece su ihtiyaçlarının giderildiği yerler değil aynı zamanda ayaküstü sohbetlerin yapıldığı yerler idi. Eskiden özellikle mahalle kadınlarının medya, haber alma yeri olarak gördükleri yerlerden biriydi. Bazen gelinlik kızlarda çeşme başlarında seçilirdi. Çeşme başında kızın endamına, ya da bardak ve  su satırı, testi tutuşundan hamaratlığına bakılırdı.

KAPALI ÇARŞI: Anadolu şehirlerinde, önemli çarşı merkezlerinden biride kapalı çarşılardır. Kapalı çarşıda bezirgânlar, ayakkabıcılar, mutfak malzemeleri satanlar bulunur. Mahalle aralarında kalitesi düşük malzemeler satılırken kapalı çarşıda kaliteli kumaş, ayakkabı, zücaciye malzemesi, çeyizlik malzeme olurdu.

DEMİRCİLER ÇARŞISI: Bir zamanlar demirciler çarşısı her Anadolu şehrinin olmazsa olmaz çarşılarındandır. Özellikle tarım toplumunda ziraat araçlarının yapılacağı ve alınacağı yerdir demirciler çarşısı. Büyük demir işleme fabrikaları yok iken özellikle zirai araçlar demirciler çarşısından alınırdı.

MAHALLE BAKKALI: Eskiden ihtiyaçlar peşin para ile alınmazdı. Mahalle bakkalına bir aylık ve üç aylık borçlanmalar olurdu. Bugün kısmen küçük şehirlerde ya da AVM’lerin girmediği mahallelerde sermaye sahiplerine direnen mahalle bakkalları var. Mahalle bakkallarının AVM’lerden en büyük farkı, yapılan ticari işlem veresiye ve güven esasına dayanır. Mahalle bakkalı, kendinden alışveriş yapan kişinin huyunu bilir. Müşteri ve bakkal sahibi, sıcak ilişkiler kurar, çoğu zaman veresiye alışveriş yaptığı gibi, kimi zaman mahalle bakkalından borç para ister, evin anahtarını ya da bir emanetini mahalle bakkalına emanet eder.

 DUTLUK (SIRA DUT)

Bizde sebil kültürü vardır. Onun için çeşme kenarlarında, yol kenarlarında “DUTLUK” diğer adı ile “SIRADUT” denilen dutluk alanlar vardır.

“Bizim medeniyetimizde paran kadar konuş” ifadesi yoktur. Bizde vermek esastır. Onun için sebil dutluklar ya da sebil çeşmeleri vardır. Bu söz batı toplumunun, Alman toplumunun bir sözüdür.  Bizde ise “ayağını yorganına göre uzat ifadesi vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Bilal Buğday Arşivi