Şeker-iş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök:

Şeker-iş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök:
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, taşeronlaştırmanın iş kazalarına nasıl davetiye çıkartabileceğini Türkiye Şeker Fabrikaları örneğiyle kamuoyunun dikkatine sunmak istediklerini belirterek, “Hemen her gün tersanelerde, inşaatlarda, madenlerde, mer

- Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, taşeronlaştırmanın iş kazalarına nasıl davetiye çıkartabileceğini Türkiye Şeker Fabrikaları örneğiyle kamuoyunun dikkatine sunmak istediklerini belirterek, “Hemen her gün tersanelerde, inşaatlarda, madenlerde, merdiven altı işyerlerinde; iş kazası sonucunda kimisi sigortasız çalıştırılan işçilerin ölüm haberlerinin gelmesiyle uyandık, kaptırmadığımız OECD ülkeleri arasında ikinci, Avrupa ülkeleri arasında ise birinciliğimizle dikkatleri üzerime topladık” dedi.

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı Gök, yaptığı yazılı açıklamada taşeronlaştırmanın iş cinayetlerine nasıl davetiye çıkartabileceğini Türkiye Şeker Fabrikaları örneğiyle kamuoyunun dikkatine sunmak istediklerini belirterek şunları dedi:

“Özelleştirme kapsamına alındığı 2000 yılında Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. bünyesinde 25 Şeker Fabrikası, 5 Makine Fabrikası, 4 Alkol Fabrikası, Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası, Şeker Enstitüsü ve Tohum İşleme Fabrikası’nda toplam 30 bin 612 çalışan var iken 2014 yılı Ağustos ayında bu sayı yüzde 70’in üzerinde bir azalışla 10 bin 536 kişiye kadar gerilemiştir. Bu sayının 3 bin 888’i geçici, 6 bin 648’i daimi işçidir.

Bugün TÜRKŞEKER’de, on dört yıl öncesine göre, hemen-hemen aynı sayıda fabrikada, sendikalı ve yasal hakları tanınarak çalışan işçi sayısı kadar, hiçbir güvenceye tabi olmadan çalışan taşeron işçi vardır. Çantacı olarak tabir edilen, ihale ile hizmet yürütümünü üstlenen, iş aldığı fabrikaya, çoğu kez sadece ihale için gelen taşeronlar, asgari ücret veya biraz üzerinde ücret dışında hiçbir yükümlülüğe sahip olmaksızın işçileri fabrikaya sokmakta ve en ağır işlerde çalıştırmaktadırlar. Nedeni, TÜRKŞEKER yönetimi ihtiyaç duyduğu işçileri istihdam edememektedir. Çünkü, üretmeyi değil, satmayı düşünen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı işçi istihdamına engel olmaktadır. 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri çerçevesinde TÜRKŞEKER’in işçi alımı dahil tüm stratejik kararlarını almakla yükümlü olan ÖİB, talepleri göz ardı etmektedir. Sayıştay bile, şeker fabrikalarında kalifiye personel ihtiyacı günden güne artmaktadır, derken, ÖİB kulaklarını tıkamaktadır.”

Açıklamasında bütün olumsuzluklara rağmen, fabrikasını ayakta tutmak adına devletine ve milletine büyük bir sadakat ve özveriyle hizmet eden şeker işçilerinin derdini kimselere anlatamadığına dikkati çeken Genel Başkan İsa Gök, ”Ağıtlar yakmadan, devletine başkaldırmadan dün olduğu gibi bugün de ülkesi için aynı özveriyle çalışacaktır. Türk işçisi fabrikasının değerini en iyi bilendir. Asıl sorumlular ise sırça köşklerden soğuk rüzgarlar estirerek bu ülkenin TİGEM, SEK, SEKA, Et-Balık gibi değerlerini adeta peşkeş zihniyetiyle elden çıkartıp sonradan yanlış hesap Bağdat’tan döner misali eline yüzüne bulaştırdığı bu kuruluşlara iade-i itibar yapmak isteyen beceriksiz ÖİB yetkilileridir” ifadesini kullandı.

“Özelleştirme İdaresi eliyle iş cinayetlerine davetiye çıkartılıyor” diyen Başkan Gök, bu şartlarda sendikal örgütlülüğün yüzde 9 olduğu, işverenlerin çalışanların haklarına şiddetle muhalefet ettiği, taşeronlaştırmanın teşvik edildiği bir ülkede, ölümlü iş kazalarının yüksek olması şaşırtıcı olmadığını iddia etti. Gök şöyle devam etti:

”Sorun gibi, çözüm de önümüzdedir. İddia edilen yararının kat be kat fazlası ekonomik ve toplumsal maliyet getiren taşeronlaştırma sistemi, başta TÜRKŞEKER olmak üzere tüm işyerlerinde, yeniden istisnai hale getirilmeli, üretim tesisleri ihtiyaç duyduğu kalifiye istihdamı, kabul görmüş uluslararası işçi hakları standartlarında sağlayabilmelidir. Bunun için, TÜRKŞEKER gibi Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu üretimi, katma değeri sağlayan işyerleri ÖİB cenderesinden kurtarılmalıdır. ÖİB, artık biyolojik beyin fırtınasından çıkmalı, teknolojik beyini hayata geçirmelidir. Şeker-İş Sendikası olarak; örgütlü olduğumuz gıda işkolu başta olmak üzere, çalışma hayatımızın tümünde iş kazalarının ortadan kaldırılması için sorumluluk ve yetki sahibi tüm aktörlerle, toplumsal mutabakat anlayışı içerisinde harekete geçmeye hazırız. İş cinayetlerini görmezden gelen ÖİB’nin özelleştirme furyasıyla başlattığı taşeronlaştırmayla sektöre yıllardır işçi alınamadığı gerçeğinden hareketle, üretimin devamlılığı ve bacaların tütmesi için görevini bir gün olsun aksatmayan, üç işçinin yapacağı işi üstlenen, devleti ile didişmeyen, ülkesi ve ekmeği için canını hiçe sayarak gecesini gündüzüne katan şeker işçisinin sesini kamuoyuna duyurmak istiyoruz.”

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.