Sevgili Günlük

 

Aslında çok istedim günlük yazmayı. Günlüğümle hemhal olmayı, onla sırdaş kalmayı. çok özel bir dostun haline gelmeli. Hani neye sevinsen, neye üzülsen notlarının arasına kaydedebilmelisin.

O günün nasıl geçtiğini veya nasıl geçemediğini tarihe not düşeceksin.

Yaz, yaz ki bilelim...

Kimin işine yarar, kimi nasıl aydınlatır bilemem ama yüreğinden akanları not defterine düşüreceksin.

Sen düşeceksin, biz kalkacağız.

Sen yanacaksın, biz yanmamayı öğreneceğiz.

Sen ağlayacaksın, biz o bölümü geçerek güleceğiz.

Sen ihanete uğrayacaksın, biz ihanet edenleri tanıyacağız.

Al eline defteri, sakince aç kapağını.

Dikkat et, yavaş aç.

Birazdan yüreğini oraya koyacaksın.

Yürek bu, dikkat et, incitmeye gelmez.

Kırılmaya görsün, bir daha önceki haline asla dönmez.

Şimdi yazabilirsin, al eline kalemi ve başla yazmaya...

Önce yüreğine sor, her şey anlatılmaz belki.

Sen yüreğinin sesini dinle ve ne diyorsa öyle yaz.

Ne yazacağını ben söylemeyeceğim, yüreğin konuşacak, sen yazacaksın.

Özlemlerini yazarsın belki, nasıl bir dünyayı düşlediğini aktarırsın, kim bilir belki kopya bile çekebiliriz.

İnsanları anlatırsın sonra...

İkiyüzlüleri, yüzü bile olmayanları.

Sevgi dolu olanları anlatırsın, nasıl insan olunduğunu öğreniriz.

Dostlukları günübirlik öğrenme şansına kavuşuruz, günlüğün sayesinde.

Belki bir tecrübe, ciltler dolusu bilgiden daha faydalıdır, tecrübelerini öğreniriz, sevgili günlüğünden.

Ne yediğin, ne giydiğin belki daha çok dikkatimizi çeker, ne de olsa magazini severiz.

Sen yine de magazinlik bilgilerden arta kalanları yaz günlüğüne.

özellikle de uğradığın ihanetlerden bahset ki hazırlıklı olalım.

Vefadan da bahsedebilirsin bak.

Vefasızlıklara kapak olacak örneklerimiz olsun.

Aşkı anlat bize, sevgili günlüğün aracılığıyla...

Döktüğün gözyaşını da bilelim, mutluluktan uçtuğun anları da.

Kimi nasıl üzdüğünden, nasıl sevinç gözyaşı döktürdüğünden bilgimiz olur, fena mı?

Hayatı öğretirsin belki, günlüğe düştüğün notlarınla...

Kazandıkların, kaybettiklerin...

Sahip oldukların, hayalini bile kuramadıkların.

Elde ettiklerin, elinden akıp gitmesini seyrettiklerin.

Bir daha geri gelmez, aman dikkat edin” diyeceklerin; zaman, mekan, sıhhat, afiyet.

Sen yaz günlüğüne..

Ama yürekten olsun...

Öyle ki, okuduğumuzda o yürekte olalım.

Yüreğin yüreğimize katılsın.

Sen yaz yeter ki...

Sevgili günlüğün seni bekliyor, biz seni bekliyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Naif Karabatak Arşivi