A.Süreyya Durna

A.Süreyya Durna

Şimdi De Işid Belası

Dokunuş

Kadir kıymet bilene, değer vermek esastır.

Daima güzel bakmak, güzel görmek esastır.

Düşmanların safında, yer alan alçakların;

Hiç kuşkusuz leşini, yere sermek esastır.

                                                       A.S.D                               

      Ne kadar da dâhili ve harici düşmana sahip bir ülke konumundayız?!. Bildik düşmanlarımız, coğrafyamızı cazibesinden dolayı fevkalade seviyor ve kıskanıyorlar anlaşılan. Bunun içindir ki mütemadiyen başımıza çorap örmekle meşguller.

       Doğrudan musallat olma yerine, provoke ettikleri bir kısım yerli ve yabancı hainleri rahatça kullanarak, üzerimize kışkırtıyorlar. Eskiden beri bu “saman altından su yürütme” kurnazlıkları, iyice gün yüzüne çıktı ve artık gizlenecek bir halleri kalmadı.

       Lozan’daki işbirlikçi ruh, aynen meriyette ve sahnededir. Doymak bilmeyen ve kabaran iştihalarıyla yurdumuzu bölmek, parçalamak arzusunu taşıyorlar.

       Haim Nahum’ların temsilcileri yine aynen devrede.

       Lord Gürzon’ların temsilcileri aynen devrede.

       Azınlıkların temsilcileri aynen devrede.

       Çöküşümüze zemin hazırlayan İttihat Terakki (İT) takımının kalıntıları aynen devrede.        

       Dört gözle pusuda bekliyorlar hepside. İstiyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti karışsın ve iç isyanlar dalga dalga yayılsın her tarafta. Kardeş kanı dökülsün…  Tüm şehirlerdeki caddeler, sokaklar kan gölüne dönsün… Ülke çıkmaza sürüklensin… Gün doğsun kendilerine…

       Bulanık suda balık avlamanın en kestirme ve en teknik yolu budur belleklerinde.

        Dolayısıyla ellerindeki maşayla küllenmiş közü karıştırıp duruyorlar. Korkuyorlar, Osmanlının külünden yeni bir doğuş alameti belirmesinden… Korkuyorlar, tarihteki haşmetimizden, hareketimizden… Silkiniş, uyanış ve dirilişimizden serapa korkuyorlar. Onun için de “gaile”ler başımızdan hiç eksik olmuyor. Ayıktırmıyorlar “melun”lar bizi. Gözümüzü açtırmıyorlar.

       Depreşen tarihi kinleri…

       Unutamadıkları kuyruk acıları…

       Yayılmacı politikaları…

       Ve bahusus yeryüzünü cehenneme çevirme niyetleri, budur sürekli.

       Daha önceleri Asala tedhiş örgütüyle başımızı ağrıtmaya uğraştılar ve Ermeni diasporasını devreye soktular. Yıllarca emperyalizmin kucak oğlanı mesabesindeki sol örgütlerle bölmeyi denediler. Sonraları PKK adı altında vahşi ve alçak sürünmeli ırkçı örgütü besleyip kudurttular. Fakat netice itibariyle menhus emellerine ve umduklarına bir türlü ulaşamadılar.

       Şimdi de IŞİD denen acayip ve garaip mahlûkları saldılar piyasaya. 

       Zaten Siyonizm’in ve emperyalizmin ortak stratejisi, yıpranan ya da başarı oranı zayıflayan örgütlerin yerine, kurdukları yeni örgütlerle hedef tahtasına oturttukları ülkeleri; gerek ekonomik yönden gerekse idari/ içtimai yönden zayıflatmak suretiyle çökertmeye dönüktür.

        Hâlihazırdaki ortamı çok iyi değerlendiriyorlar.

        Doğu ve Güney doğu sınırlarımız, tam da biçilmiş kaftandır bahis mevzuu düşmanlarımıza. Hele de Suriye ile Irak arası hinterlantta koridor açılmasına, koordineye, kamuflaja ve coğrafi özelliklere keza çok müsaittir. Belli bir fitilin ateşlenmesine veya fiştekleme ameliyesine de... İsrail’in ağzının sulanmasına ve azı dişlerinin gıcırdamasına ve de “arz-ı mev’ud” hayaline hayli elverişlidir.

       İşte şu anda IŞİD’i, aralarında kontak bağı bulunan tüm ülkelerin ve diğer bir ifadeyle “şer güçler”in gözetip kollamaları bundandır. Bakmayın siz,  “tavşana kaç, tazıya tut” taktiklerine. Esasında gayelerinin gerçekleşmesi hususunda tamamen IŞİD’e bel bağlamış vaziyetteler. İsrail’in dışında diğerlerinin tedirgin görünmeleri bir yanıltmacadan ibarettir nitekim.

       Çözüm süreciyle durağanlık ve tıkanıklık dönemine giren PKK’dan, pek umduklarını bulamayan söz konusu güçler; yaşanılan şu kritik günlerde, böyle bir yapılanma ihtiyacı duymuşlardır.

       Belirgin güçlerin yanında örgüt kurmalar ve provoke etmeler, namluya fişek sürmekten daha kolaydır. Çünkü Ortadoğu masası şeflerinin çekmecelerinde, daima yedek örgütlerin isim ve şemaları tüm fonksiyonlarıyla mevcuttur. Yeri ve zamanı geldiğinde kullanıma açarlar, yeri ve zamanı geldiğinde karanlık mahzene kapatıverirler.

       Olay budur maalesef! Perde gerisinde oynanan oyunlar budur. İlla da ülkemiz üzerine oynanan sinsi oyunlar…

       Çizilen ön harita üzerindeki IŞİD’in manevra kabiliyetini arttırmaya yönelik koridor açılsın da, görelim bakalım namluların ucu hangi böğrümüze kilitlenecektir.

       Zira “Görünen köye kılavuz gerekmez”miş.

       Hedef biziz aslında…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
A.Süreyya Durna Arşivi