Sistemzede

Eğitimin en temel nihai amacı yaratıcı özgün, eleştirel düşünen, araştırmacı  ve özgürlükçü bireyler yetiştirmektir. Fakat ülkemizde yıllardır  biat eden, lidere tapan, insan yerine  sistemi korumaya yönelik bireyler yetiştirildi ve hala da özenle devam edilmektedir.

 Çocuklardan yaratıcı olmalarını bekleyip onları askeri düzende yürütmek, küçük görünen ama  görülebilecek en  büyük çelişkidir.

Farklı görüşleri olanları hemen yaftalamak, bir ideoloji adı altında  robotlar  yetiştirmek sistemin en büyük çıkmazlarındandır.

Bunların yanında  80 darbesinden kalma  tek tip kıyafet yönetmeliği, fikirleri sabitleştirme çabasının en büyük simgelerindendir.

Eğitimin bir an önce şekilcilikten çıkartılıp nihai amacına yönlendirilmesi  elzemdir.

SBS- ÖSYS-KPSS ve dana nice S’li kısaltmalarla  öğrenciler bir diğer açıdan da hırsla yarıştırılan at kategorisinde değerlendirilmektedir.

İnsanları  hayvan yerine koyup onlardan insancıl davranışlar sergilemesini beklemek nasıl bir  çıkmazdır, bu da ayrı  bir tartışma konusu.

Türkiye’nin  modern bir eğitim sistemine kavuşması için yapılması gereken en önemli şey başta sistemi koruyan öğrenci kılığında askerler yetiştirme ideolojisinden ziyade, kendi  ideolojisini kendisi geliştirebilecek bireyler yetiştirebilmektir.

Ana sınıfı öğrencisini askeri düzende yürütmenin akla mantığa uyan bir açıklaması yoktur. Bu nedenle Türkiye 3.dünya ülkelerindeki darbe önemlerinden kalma devlet odaklı eğitimden bir an önce ardına bakmadan kurtulmalıdır.

Batılılar uzaya yerleşme gayesi ile yüzlerce yıl sonrasının geleceğini tasarlarken biz hala insanların şekilleriyle uğraşmaktayız. Boş işler, boş yöneticiler, boş sistem…

Bırakın insanların şekillerini, başarılarına odaklanın.

“Dar beyinler kişilerle, fikir adamları fikirlerle uğraşır.” Anlayın artık şu basit döngüyü.

Ayrıca  öğrencilere tarihsel düşünme (yorum/analiz/çıkarım) becerileri edindirecek reel bir tarih bilinci vermeliyiz. Daha doğrusu tarih öğrenme arzusunu tarih metodolojisi kapsamında yerel değerlerden kopmadan küresel bir perspektifle harmanlayarak inşa etmeliyiz.

Yoksa mesnetsiz, anti bilimsel, kuru devlet ve ırk savunuculuğundan ileri gidemeyiz.

Hiperaktif çocukları  yaramaz olarak görüp yanlış cevap verenleri  sus pus etmekte eğitim sistemimizin ayrı bir garabetidir.

Özetle eğitim sisteminde kökten bir devrime ihtiyaç vardır. Yöneticiler insanların tipiyle, şekliyle uğraşmayı bırakıp kendi zihniyetlerini değiştirerek işe koyulmalıdırlar; yapamıyorlarsa  layıkıyla yapacak genç aktivist gönüllülere devretmelidirler.

21.yüzyıla yakışmayan gereksiz şeklici ayrıntıları bir kenara  bırakıp insanların ufkunu geliştirecek, özgüvenli, yaratıcı ve özgürlükçü bireyler yetiştiren bir eğitim sistem oluşturulmalıdır.

Öğrencilerin sus pus edilmediği, farklı fikirlere gereken hoşgörünün gösterildiği, “öğretmenlerin atandığı”  bir eğitim sisteminde buluşma üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet GÜLER Arşivi