Siyasetin Duayen İsmi Tecrübelerini Anlattı

Siyasetin Duayen İsmi Tecrübelerini Anlattı
Kahramanmaraş’ta siyasetin duayen ismi eski Belediye Başkanı ve eski Milletvekili Ali Sezal içini Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’a döktü.

Kahramanmaraş’ta siyasetin duayen ismi eski Belediye Başkanı ve eski Milletvekili Ali Sezal içini Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’a döktü. Bugün sadece Ak Partililerin değil, diğer partililerinde ağabeyi konumunda olan Sezal tecrübelerinde ve unutamadığı anları Manşet okuyucuları için paylaştı.

Siyasette CHP’li bir ailenin Milli Görüşçü oğlu konumunda olan Ali Sezal ilk seçimlere 1987 yılında Milletvekili adayı olarak girmişti. Kahramanmaraş’tan milletvekili seçilecek oyu alan fakat baraja takılan Sezal meclise girememişti.

O dönemde bir daha partiye gelmem diyerek çıktığı Refah Partisi kapısından; ‘zaten belediyeyi kazanamayız, bari sen olda oyumuz düşmesin’ diyerek ikna ettikleri Sezal, 1989 yılında Anap’ın güçlü olduğu dönemlerde Belediye seçimlerini kazanarak tüm Türkiye’de dikkat çekmişti.

Ali Sezal Ak Partideki durumu da özetledi. Bazı kesimlerin ‘Bakan çıkacaktı Ali Sezal engelledi’ söylemlerine de güldü ve mantıksız olarak yorumladı. Bu talebin engelleme ihtimali olur mu” diye cevap verdi.

Sezal röportajda Tıp Fakültesi kurulması için yoğun çaba harcarken, ismini vermek istemediği o dönemki Rektörün ‘rektör tıp fakültesinden olur’ diye fakültenin kurulmasına karşı çıktığını da belirtti. Buna rağmen Tıp Fakültesini Kahramanmaraş’a kazandırdıklarını dile getirdi.

dsc_0498.jpg

Her şeye rağmen, belediye başkanıyken hep muhalefette olmasına rağmen Kahramanmaraş’a birçok hizmet ettiğini alnı açık bir şekilde anlatan Sezal siyasetçiler için vurucu bir cümleyi şöyle özetledi; “Kahramanmaraşlı yiğit adamı seviyor. Birçok Milletvekili geldi, geçti. Birçok Belediye Başkanı geldi, geçti. İnsanların bize karşı gösterdikleri sevgi her şeye yetiyor”

Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’un Ali Sezal’la yaptığı dev röportajın işte ayrıntıları;

‘BENİM DÖNEMİN ŞARTLARI BAŞKAYDI’

“O dönem Kahramanmaraş’ta üniversite mezunu çok azdı. Ankara’da 20-30 kişi İstanbul’da 20-30 kişi üniversite okuyordu. Ben o dönem partiye de  pek gitmezdim. Yalnızca seçimden seçime çalışmalarda bulunurdum. Milli Selamet Partisi döneminde Hacı Tevfik Paksu’nun milletvekili olduğu dönemde Ahmet Paksu’nun milletvekili olduğu dönemde çalıştım. 1987’de bana milletvekilliği teklif ettiler, ben reddettim. Ahmet Gedemenli abi il başkanımızdı. Ankara’ya gitmiş, benim ismim geldi. Ayağımda yemeni şalvar ziraatçilik yapan bir adamdım. Bu tür şeylerde pek gözüm yoktu. Ankara’dan ismim gelince mecburen çalıştım. O dönem Kahramanmaraş iki bölgeydi ve seçim barajı vardı. Parti barajı geçememişti. Şu günkü seçim sistemi olsa milletvekiliydim. 1989’da Belediye başkanı olmam hususunda teklif geldi, ben reddettim. Fakat ‘seçimi zaten kaybedeceğiz, aday ol oyumuz düşmesin’ dediler ve o vesileyle Belediye başkanlığına aday olarak iyi bir çalışma ile seçildim. Ama simsiyah sakalım 6 ayda ağırdı. Şartlarda başkaydı o dönem.

‘VATANDAŞLARI HİZMETE İNANDIRIRSAN HER ŞEY YAPABİLİRSİN’

Belediye de bir tane bile partilim yok, personelin tamamı yabancı, bütçenin üç misli borç var. Personelin belediyeden alacağı var ve herkes ‘Ali Sezal’ı nasıl deviririz’ diye uğraşıyordu. Öyle aramızda çok bir oy farkı da yok. DYP’nin, MHP’nin, ANAP’ın adaylarıyla 300-500 oy farkla baştaydık. Ama sakalımızı ağarttık. Şehrimizin hiç suyu yoktu. Kuyulara destek vererek suyu getirdik. Kanalizasyon hatlarını dizdik. Çevre yollarını açtık. İller bankasına felaket borç vardı. İlk dönemden bu borcu bitirdik. İller Bankası Genel Müdürü ‘ben senin gibi adam görmedim. İkinci döneminde istediğin kadar sana borç vereyim’ dedi. Ben ‘Kahramanmaraş bundan sonra iller bankasından borç almaz’ dedim. Kahramanmaraşlı bu hali görüyor kimin ne yaptığını bilir dedim. Nitekim ikinci seçimlerde oyumu 2’ye katlayarak tekrar seçildim. Bir şeyler yapabildim mi? Bana göre parasız çok şey yaptım. Mesela Doğukent arsasını parayla satın alarak daireleri 25 bin liraya mal ettim. Buna Belediyenin bir katkısı var mı? Yok. Peki, ben çok mu zeki bir adamım? Bana sorarsan değilim sıradan bir vatandaşım. Orada 5 bin konut yapıldı. Amacı halkın kaçak konut yapımını durdurmak ve şehri doğuya kaydırmaktı. Abdülhamithan camii mesela, biz Ulu Camii den cenaze namazlarını kaldıralım. Şehrin etrafında doğusunda ve batısında camiler ve mezarlıklar yapmayı düşünürken müftü bey geldi bana camiinin yeri (şuanki yapılan yer) burası dedi. Rahmetli Erbakan Hocamızla dualar eşliğinde temelini attık ve burayı vatandaşlarla beraber yaparız dedik. Bunun gibi hizmetler de dahil vatandaşı inandırırsan her şey yapılıyor.

‘HİÇBİR MİLLETVEKİLİ YOKKEN TÜRKİYE’NİN BÜTÜN TEŞKİLATLARINI BİZ KURDUK’

O dönem Vali Bey, hakkımda suikast ihbarı olduğunu ve koruma göndereceğini söyledi. Kahramanmaraşlıların beni koruyacağını söyledim ve koruma istemedim. O günün şartları öyleydi, korumayla gezmek pekiyi görünmezdi. Belki bugünün şartları o durumu kaldırmaz. Halktan biri olarak işimi yapmaya çalıştım. Zannediyorum, benim makamıma gelip de benle görüşemeyen bir tane vatandaş yoktur.

Kayınbiraderimin oğlu İnşaat Mühendisliği okudu. Kayın biraderim onu işe almamı söyledi. Bende kayınbiraderimin oğlunu işe alamam dedim. Akrabalarımın defalarca ihalelere girmesini engelledim. Bu şartlar ile buraya geldik. Rahmetli Özal’ı şuan daha başka anlayabiliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olurken beraber çalıştık. Hiçbir milletvekili yokken Türkiye’nin bütün teşkilatlarını biz kurduk.

 ‘HER ŞEYE RAĞMEN TIP FAKÜLTESİNİ KURDUK’

Erbakan Hocama, ‘Cumhurbaşkanlığı için bugünün şartlarında Özal’dan iyisini bulamayız, destekleyelim’ dedim. Hocamda ‘tamam’ dedi. Rahmetli Özal’a Refah Partisi olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde desteğimizi verdiğimizde bizden istekler istememizi söyledi. Bizde Ayvalı Barajı, Organize Sanayi ve Üniversiteyi istemiştik. Rahmetli Özal bunların yapılmasını basın odasından çıktıktan sonra hemen makamında verdi ve hizmetler yapıldı. Üniversite şuan Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birisi oldu. Burada Tıp Fakültesi’nin kurulmasına karşı çıkanlar oldu. Bu duruma bende çok şaşırdım. Tıp Fakültesi yapılırsa, Rektörlüğün Tıp Fakültesi’ne geçeceği söylendi ve reddettiler. O zamanlar Rektörlük Ziraat Fakültesi’ndeydi. Rektörlük seçimleri için Tıp Fakültesi reddediliyor. O kadar karşıt görüşe rağmen Tıp Fakültesi’ni Kahramanmaraş’a kurduk. Bazen Hatıralarımı neden yazmadığımı soruyorlar. Onu yazmam halinde birçok insan zarar görecek.Tıp Fakültesi’ni o zaman istemeyen Rektör çok yakınımdı. İsmini de vermek istemiyorum.’

‘BENLE İYİ GEÇİNDİĞİ İÇİN TERFİSİNE ENGEL OLUNAN KOMUTAN VAR’

Kahramanmaraş’ta terörü önleyen Paşa (ismi bende saklı) buradan ayrıldıktan sonra terfi edemedi. Uzun bir müddet sonra telefonunu buldum. Neden beni aramadığını sordum. Neden terfi edemediğini sordum. Bana olan dostluğunun terfisine engel olduğunu söyledi. Hakkımda aleyhte rapor istemişler. O komutanda iyi yönde rapor verince terfisine engel olunmuş.

‘MÜSLÜMANLARI KARIŞTIRMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPIYORLAR’

Bizi bir toplantıya çağırdılar. Ankara’da 3’lü bir ekiptiler. 5–6 kişi oturuyorduk. Bizim başımızın yandığını söylediler. Bunun sebebi de Amerika’nın İsrail’e takviye ekip göndermemizi karşı çıkmamız olmuş. Buradaki Müslümanları karıştırmak için her şeyi yapıyorlar. Amerika Mardin Havaalanını istiyor, Mersin körfezlerini istiyor, Trabzon havaalanı istiyor. Biz ise buna karşı çıkıyorduk.

‘KAHRAMANMARAŞLI YİĞİT ADAMI SEVİYOR’

Kahramanmaraşlı yiğit adamı seviyor. Birçok Milletvekili geldi, geçti. Birçok Belediye Başkanı geldi, geçti. İnsanların bize karşı gösterdikleri sevgi her şeye yetiyordu. Sorarlarsa doğru bildiklerimi söylerim. Kahramanmaraş’ın çok büyük şansı var. Belediyelerin birisi hariç hepsi AK Parti’de. Hükümette AK Parti. Benim Belediye Başkanlığı’nda Sayın Abdulkadir Aksu, altımdan benim makam arabamı almıştı. İç İşleri Bakanıydı. O zamanlar Tabanca Ruhsatını İç İşleri Bakanlığı veriyordu. Vermeyeceğini söyledi. Kendisiyle de o zamanlar kısa bir süre Kahramanmaraş’ta görev yaptığından dolayı tanışmışlığımız vardı. Tabanca ruhsatı bile alamamıştık. O zamanlar ANAP’tan İç İşleri Bakanıydı. Benim Genel Başkan Yardımcım oldu. Partilerin akıllı olması gerekiyor.

‘GÜÇLÜ KİŞİLERİN DELEGE OLMASI GEREKİYOR’

Her Parti’nin bir çöküş dönemi oluyor. O zamanlar ANAP’ta da bir çöküş dönemi başlamıştı. Bu ikazı burada da gördük. Vatandaşa şöyle davranırsam oyum düşer kavgası yoktu. Şuan Partinin içi krallık dönemi gibi üstten ne denirse o oluyor. Seçimlerde Delegeler kime oy verirse onun seçilmesi gerekiyor. Bu mahalle de Ahmet Efendi güçlü, bu mahalle de Mehmet Efendi güçlü deyip, onların seçtiği adamlarla yola gidilirse İl kazanır. Ben şunu seçeyim, o bana oy verir diye bir delege seçimi olursa Parti kaybeder. Şuanda AK Partiliyim. Oğlumun aday yapılmasını istediler. Oğlumu aday adayı olmasına izin vermedim.

‘TÜRKİYE’NİN DÜŞMANI ÇOK’

Türkiye’nin düşmanı çok. Amerika var, İsrail var, İran var, Fransa var ve İngiltere Türkiye’ye düşmandır. Türkiye’nin Türk’ten başka dostu yoktur. Kürtler bizim kardeşimizdir. Kurtuluş Savaşı’nda beraber savaştık. Ama son durum kardeş kavgasına doğru gidiyor. Antalya’nın 4’te biri Kürt, İstanbul’un 3’te biri Kürt. Maraş olaylarını hep beraber gördük. Ben içinde de yaşadım. Rahmetli Ağabeyim o zamanlar milletvekiliydi. Maraş’ı birbirine girdirdiler. Sivas Olayları’nı da biz yaşadık. Bu tür olaylara karşı akıllı olmamız gerekiyor.

‘BELEDİYE BAŞKANLARI İKTİDARIN KIYMETİNİ BİLMELİ’

Şehrin İmarının güzel yapılması gerekiyor. Yaşanılmaz hale geliyor. Belediye Başkanlarımız daha yeni ve ben başarılı olacaklarını düşünüyorum. Dua ediyorum, temenni ediyorum. Şehrimizi acilen bu karmaşadan, yollar ve otoparklar yaparak, toplu taşıma araçlarını düzenleyerek bir yere getirmemiz gerekiyor. Bana göre bu Büyükşehir yasası Kocaeli için doğru olabilir ama Kahramanmaraş için yanlıştır. Çünkü Büyükşehir Yasası ile birlikte Belediye Başkanı Kahramanmaraş’ın her noktasından sorumlu hale geldi. Bunu oluşturabilecek kadroları kurmakta çok zordur. Arkadaşlarımızın birlik içerisinde hareket etmeleri gerekiyor. Ben 10 senelik Belediye Başkanlığım dönemimde iktidar görmedim. Şuan ki Belediye Başkanlarımızın bunun kıymetini bilmeleri gerekiyor. Milletvekillerimizin de Kahramanmaraş’ın bu hakkının alınması gerektiğini düşünüyorum.

‘MİLLETVEKİLLERİNE TALEP GİTMELİ’

Şuanki Milletvekillerine talep gitmesi gerekiyor. Vatandaşlarımıza projelerin takibi konusunda çok büyük görev düşüyor. Bu bir teşkilat meselesidir. İnsanlar Milletvekillerini daha çok iş bulma merkezi olarak görüyor. Milletvekillerini iş bulma merkezi yerine iş alanı oluşturabilecek kişi olarak görmeleri gerekiyor.

‘GRUP BAŞKANVEKİLİ İSTEDİĞİ BAKANA İSTEDİĞİNİ YAPTIRABİLİR’

Bir Parti’nin Grup başkanvekili istediği her şeyi Bakanlara yaptırabilir. Önceden Kahramanmaraş’a teşvik gelmiyordu. Görev yaptığımız dönem milletvekili olarak bu teşvikin Kahramanmaraş’a gelmesi gerektiğini Parlemento’da defalarca söyledik. Bununla ilgili olarak Ali Babacan ile çok görüşmemiz ve tartışmamız oldu. Milletvekili olarak Kahramanmaraş’ı teşvik kapsamına aldırdık. Çünkü Aramızın Malatya ve Gaziantep ile açılacağına onları yakalamamız gerekiyor. Grup Başkanvekili her Bakanın Başkanıdır. Mahir Ünal Bey, istenilen her şeyi Kahramanmaraş’a kazandırabilir.

‘BAKAN VERİLEMESİNİN ENGELLENMESİNİ DÜŞÜNMEK MANTIKSIZ’

Bizden kimse Bakanlık talebinde bulunmadı. Ancak kimsede Kahramanmaraş’a bakan verilecek dendiğinde de engel olmadı. Böyle bir şey yapılamaz zaten. Bunu düşünmek bile mantıksız.

‘TANIDIĞIM BAKANLARIN TOPLANTILARINA KATILIYORUM’

Ara sıra Partideki toplantılara katılıyorum. 10 tane toplantı olursa bir kaçına katılmıyorum. Tanıdığım Bakanlar olursa toplantılara katılıyorum. En son Ulaştırma Bakanı’nı tanımıyordum. Havaalanına varıp da karşılama töreninde ezilmenin bir gereği yok. Ancak Faruk Çelik gibi tanıdığım Bakanlar gelse, her türlü toplantılara katılırım. Ahmet Davutoğlu’nun geldiğinde protokole ismimi yazmamışlar. Birçok zorluklar yaşadım. Kapıdaki polisleri aşamadım, milletvekili kartım olmasına rağmen beni içeriye almakta zorluk çektirdiler.

‘YİNE BİRÇOK ADAYI ADAYI ÇIKAR’

Milletvekili seçimlerine yine birçok aday adayının çıkacağını düşünüyorum. Nevzat Bey, üçüncü dönemi olduğu için seçimlere giremeyecek. Adaylar konusundaki kararı Sayın Başbakan verecek.

‘OY ORANINI TAHMİN ETMEK ÇOK ZOR’

Partinin oy oranı çıkan adaylara bağlı olacak. Hiçbir zaman oy kimsenin elinde değildir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP sevilen  kendi adayını, CHP kendi adayını çıkarsaydı, Recep Tayyip Bey’in ilk turda seçilmesi zora girerdi. Fakat ikinci turda seçimi alırdık. Başbakan Davutoğlu kendini ispat ederse, Recep Tayyip Erdoğan dirayetli giderse, karşılarında da böyle rakipler olursa seçim her türlü kazanılır. Güneydoğu’da açılım süreci önemli bir aşamadır. Halk açılımı bilmiyor. Basın’da pek bilmiyor. APO ile ne pazarlıkları yapılıyor. Bunları bilmiyoruz. Amerika Apo’yu teslim ederken ne gibi şartlar öne sürdü. Suriye meselesinde kimin yanında yer alacağız. Esad gidecek mi kalacak mı? Bunları bilmeden bir düşünce ortaya koyamam.

ŞUAN Kİ İL BAŞKANI ADAY OLMAZSA İLÇE BAŞKANLARINDAN İL BAŞKANI BİRİSİ ADAY OLACAK

Partinin aldığı bir prensip kararı var. İlçe Başkanı olacak olan, İl Başkanına müracaat edemez. İl Başkanı da milletvekiline müracaat edemez. Parti içindeki ayak oyunları ile bir şekillenme olacak. 100’ün üzerinde de aday çıkabilir. Şuan ki İl Başkanı aday olmazsa İlçe Başkanlarından birisi aday olacak. İnşallah hayırlısı olacak. Bu partide kimsenin adayı herkes kendinin adayıdır.

HERKESİNAĞABEYİYİM

Ben AK Partiliyim. AK Partinin kurucularındanım. Ben herkesin Ağabey dediği birisiyim. Herkesi severim. MHP’li ve CHP’li de benim partim kadar vatanı için çalışıyordur. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.