Siyasi tembellik ve gelecek vizyon endişesi!...

Kahramanmaraş’ta geçen 30 yıllık süreye baktığımızda siyasi tembellik adeta ruhumuza işlemiş bir şekilde kendini hissettirmiştir.

Hiç kusura bakmayınız. Bu süre içinde Ali Doğan ve Mehmet Sağlam’ın bireysel birkaç başarısı dışında, toplumsal nitelik taşıyan bir siyasi başarımız yoktur.

Etrafımızda bize komşu olan kentlere baktığımızda; Siyaset, STK, İş dünyası ve medya adeta iç içe girmiş bir şekilde kentlerini geleceğe taşıma adına sürekli fikir üretme çabası içindedirler.

04 Aralık 2010 günü Malatya’da düzenlenen bir panele Mehmet Fiskeci ile birlikte katıldık. Prof. Dr. İbrahim Öztürk’ü yaklaşık 2 saat dinledik. Salonda büyük çoğunluğu gazeteci olan dinleyiciler Bölge ve Türkiye olduğu kadar Dünya ile ilgili de çeşitli sorular sorma imkanı buldular.

Malatya’da bulunan birkaç STK ile GAP Gazeteciler Birliği tarafından gerçekleştirilen bu panel, sanırım hepimiz için adeta bir beyin fırtınası estirdi.

Kısmet olursa bu değerli bilim adamını Kahramanmaraş’a davet etmek istiyoruz. Bizlere maddi destek verecek, bizlerle birlikte bu organizasyona katkı yapacak STK aramaya bu günden itibaren başlamış bulunuyorum.

Panel sonunda görüşlerini aldığım, düşüncelerine önem verdiğim değerli meslektaşlarımda da bende bıraktığı etkinin olduğunu gözlemledim.

Bunun yanı sıra Malatya merkezde ciddi alt yapı çalışmaları var. Alt ve üst geçitler yapılıyor. Malatya BÜYÜKŞEHİR trendine girmiş.

Kusura bakmayınız da önümüzdeki yıllarda Büyükşehir olacak kentler arasında isimleri zikredilen Şanlıurfa, Malatya, Denizli’yi sürekli gören biri olarak bu üç şehir Büyükşehir olmayı hak ediyor diyebiliyorum. Ama Manisa’yı görmedim, Kahramanmaraş’ta da yaşıyorum.

Beyler; bir şehri geleceğe taşımak için, taşıyabilmek için o şehirde beş yıla kadar nelerin yapılacağını bilmemiz gerek?

Şimdi soruyorum; - Kahramanmaraş da 2011 yılında ne gibi yatırımlar yapılacak? Bunu bilen var mı? Bırakınız beş yılı bu şehirde bir yıl sonra nelerin yapılacağını bilen bile kimse yok. Varsa da yapılacak olan yatırımlar, ve biz bu yatırımları bilmiyoruz.

Böyle vizyonu olmayan, hedefi olmayan, vitrini boş, bir şehri siz nasıl Büyükşehir yapacaksınız?

Son günlerde 2011 seçimleri öncesinde çıkartılacak bir kanunla Kahramanmaraş’ın Büyükşehir olacağı yazılıp çiziliyor. Ben bu açıklamaları inandırıcı bulmuyorum. Yarın seçim günü yaklaştığında seçimlerden hemen sonra bu yapılacak diyeceklerdir. Biz bu filmi 2007 seçimleri öncesinde de izlemedik mi?

Bu filmin tekrar izlenmesinde Sayın Başbakanımızın hiç suçu yok. Yerelde siyaset yapanlar, milletvekilleri öncelikle kamuoyu oluşturmada yetersiz kalmışlardır.

Hani 400 yataklı olarak inşaatı devam eden Hastanemiz araştırma hastanesiydi. Mevcut hastaneler yerinde kalacak ve yatak sayımız 1000’e çıkacaktı?

Bizler bu konuları gündeme getirdiğimizde Vekilimiz sayın Tatlıbal TV’de beni yalancılıkla suçlamış, kulaktan dolma konuştuğumuzu beyan ederek, Sağlık bakanı arkadaşım bunu yapamaz, benim iznim olmadan hiç yapamaz demişti.

Kimin boş konuştuğu, kimin dolu konuştuğu zaman içinde ortaya çıktı. Bizim 2010 Nisan ayında konuştuğumuz bu gün için gerçek oldu. Çünkü bizimkilerin planlamadan hiç haberi olmadı.

Zira araştırma hastanesi denilen hastane resmen Kahramanmaraş Devlet Hastanesi adını alıyor. İki Başhekimlik teke inecek.

Ben bu olup bitenleri siyasi tembelliğe bağlıyorum.

İnşallah 2011 seçimlerinde yatan ve boş konuşan isimler vekil olarak Ankara’da bizleri temsil etmezler. Yeni ve enerjik isimler yer alır ve şehrin bir vizyonu da ortaya çıkarılır.

Temennimiz bu…

Bizim yüreğimiz yanıyor.

Bu tembellikten kurtulmamız gerekiyor!....

 SON SÖZ OLARAK TOPRAK KORUMA KORULUNUN ALDIĞI BİR KARAR VAR;

02 Aralık 2010 tarihinde Kılılı Kasabası sınırları içinde yer alan ve 1. sınıf tarım arazisi olarak ilan edilen bir yerde bir sanayicimiz tesis kurmak için söz konusu yerlerin tarım arazisinden çıkartılarak imara açılması talep edilmiş.

Toprak Koruma Kurulu ise buraya red kararı vermiş. Red kararını toprağımızın korunması açısından makul ve yerinde görüyorum. Vicdanım kararın haklı olduğunu haykırıyor. Ancak ülkemizde de üretim ve ihracaat gerçeği var. Başka şehirler sanayiciye bedava arsa verirken bizler ihtiyaç olduğu için 2. Organize Sanayi Bölgemizi kuramadık, hayata geçiremedik.

Bu şehrin evladı olarak, iş adamı Hanefi Öksüz'ün yatırımlarına canı gönülden destek veriyorum. Ama geleceğin stratejisi de tarım ve su üzerine planlandığı şu günümüzde tarım arazilerine de sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu açıdan bir gazeteci olarak vicranımla çelişki içine düştüm. Bir yandan yatırım söz konusu bir yandan da geleceğimiz, çocuğumuzun, hatta torunlarımızın geleceği söz konusu.

Bıyık sakal misali.

Şimdi biz neyi savunacağız?

Doğrusu anlamış ve çözebilmiş değilim. Vebali yıllardır bu şehrin geleceğini planlayamayan, bunu planlamaktan aciz olan siyasetçileredir.

Bununda bilinmesini istiyorum!...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi