Siz Niye İşi Bıraktınız?

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) dün Türkiye genelinde genel greve gitti ama son anda yürüyüşten vazgeçti…

Uzun süre sendikacılık geçmişim de olduğundan doğrusu merak ettim; bir sendika neden iş bırakır diye…

Hani “Gezi için iş bıraktık” yalanına kimse inanmaz, üstelik kargalar bile böylesine çocukça gerekçeye güler…

O zaman başka gerekçe olmalı…

Gezi Parkı, İstanbul ili Taksim ilçesi sınırları içerisinde yer alan bir parktır…

Oradaki düzenleme, orada yaşayanları ilgilendirir.

Üstelik halkın onayına sunulması yönünde görüş de açıklandı.

Gezi Parkıyla ilgili yargı kararına uyulacak.

Yargı, “yapılsın” derse, bununla kalmayıp, halkın görüşüne de başvurulacak.

Karar “yapılmasın” çıkarsa da zaten her şey askıya alınacak.

O zaman grevin bunla ilgili olduğu söylenemez.

Hem Van’da gezi parkı yok…

Adıyaman’da yok.

Şanlıurfa’da yok…

Türkiye’nin birçok ilinde “park yok” ki, gezisi de olsun.

Sendikaların “parkı koruma” veya “park yaptırma” gibi bir eylem takvimleri varsa bence öncelikle parkı olmayan, vatandaşın gezeceği yeri bulunmayan iller için “grev kararı” almalılar.

Bunlar bahane elbet, biliyorum…

Peki bu sendikalar niye greve gitti?

Maaşları ödenmiyordur…

Sosyal hakları verilmiyordur…

İşveren çalışanlara zulmediyordur…

Sağlık giderleri karşılanmıyordur…

Emeklilikte kıdem tazminatları ellerinden alınmıştır…

Emekli maaşında kesintiye gideceği açıklanmıştır…

İşe gidip gelirken “kıyafet” dayatması vardır…

Başını açacaksın” veya “başını örteceksin” gibi çağdışı uygulamalar geçerlidir…

Belki de “ibadet” etmeleri engelleniyordur.

Bütün bunlar olabilir, daha başkaları da olabilir…

Maaş yetersiz gelebilir ve bu gerçekten de inandırıcı olur.

Hani enflasyon yüzde 500’lerdedir, alım gücü tümden gitmiştir.

IMF’ye borç birikmiş, sürekli borç alınarak gelecek nesiller bile dışarıya bağımlı hale getirilmiştir.

Asker iktidardadır belki…

Cezaevlerinde işkence vardır…

Antidemokratik bir yönetim söz konusudur…

Darbeciler ne derse odur, yasa bir kenara atılmıştır.

Belki de “anayasa yaptırmayız” diye dayatan bir yönetim vardır…

Ülkede akan oluk oluk kana seyirci kalan bir anlayış iktidardadır…

İnsanları ötekileştirenler vardır…

Kimi Türk’tür, kimi Kürt’tür…

Barış”ın adı, “çözüm”ün lafı geçmiyordur…

Demokratik açılım yapılmıyor, her fikrin özgürce ifade edilmesinin önüne engeller konuyordur…

İşçi kıyımı başlamıştır belki…

Sürekli işçi çıkartılıyordur…

4/B, 4/C gibi “oynak” bir kadronun halen yürürlükte olmasına karşı, bir tepki olarak greve gidiyorlardır…

Çalışanlar her haliyle mağdur ediliyordur…

Belki de yağ, şeker, çay kuyruğu başlamıştır…

İnsanlar, parası olsa da istediği ürünü alamayacak kadar bir kıtlık söz konusudur.

Ekmekler karneye bağlanmıştır, kim bilir…

***

Bütün bunlar olabilir.

Doğrusu sendikaların her devirde greve gideceği somut gerekçeler bulunabilir.

Ama dün, sendikalar, bunlarla ilgili tek kelam etmedi. Ortada somut bir tek gerekçe yoktu.

 “Hükümet istifa” diyorlar ama “yönetememe” olup, olmadığı konusunda elle tutulur bir gerekçe bulamıyorlar…

Sadece “Gezi”ye çıkmak istiyorlar…

Çıkanların “ordu göreve” dediğini bile bile…

Demokrasi istiyorlar, demokrasinin kurallarıyla seçilen ve yüzde elli oy alan bir iktidara…

Seçimle gelenin, seçimle gitmeyeceğini söylemeye çalışıyorlar…

Lafı eğip büküyorlar ama şunu açıkça söyleyemiyorlar; “kardeşim biz ilanihaye iktidar olacağımıza inanmamaya başladık. Hele bu CHP, asla bizi iktidar etmez…”

Oysa bunu diyeceğinize, seçim sandığına çalışın…

Sizin “farklı” olduğunuzu “tarihsel” örneklerinizle açıklayın…

Çoooook demokrat olduğunuz “tek parti” zamanından başlayabilirsiniz…

Unutmayın, aynı mantıkla bir gün değil, her gün grev yapsanız, halkı arkanızda bulamazsınız.

Çünkü siz, halkı yanlış yerlerde arıyor, yanlışa sürüklemek için didinip duruyorsunuz!

Twitimden seçmeler

Levent Kırca, Başbakanın sonunun Menderes gibi olacağını söylemiş. Onu Allah bilir ama Kırca gibilerin “kandan beslenmesi” hiç değişmemiş!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Naif Karabatak Arşivi